İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre, cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere bin 564 hasta tutsak bulunuyor. Bu tutsaklardan biri de gazeteci Devrim Ayık (33). Ayık, 2015’te İzmir’de Özgür Halk Dergisi’ni dağıttığı sırada 13 arkadaşıyla birlikte gözaltına alınıp, çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklandı. “Örgüt üyeliği” ve “örgüte yardım etmek" iddiasıyla yargılanan Ayık, rehin alındıktan sonra ilk olarak İzmir Kırıklar F Tipi Kapalı Cezaevi'ne, sağlık durumunun kötüye gitmesi üzerine Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi'ne, son olarak da Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi.
Antalya L Tipi Cezaevi’nde tutulduğu dönemde sağlık koşullarının ağırlaşması nedeniyle 2018’de tahliye edilen Devrim Ayık, Ocak 2021’de tekrar tutuklanıp, Edirne F Tipi Cezaevi’ne konuldu. Crohn hastalığı nedeniyle iki kez ameliyat geçiren ve bağırsaklarının bir bölümü kesilen Ayık, aynı zamanda 2006 yılında geçirdiği bir kaza nedeniyle sağ gözünü tamamen kaybetti ve sol gözü de 30 derece miyop. Yüzde 76 engelli olan Ayık, cezaevinde tutulmaya devam ediliyor.
TAHLİYELER KEYFİ KARARLARLA ERTELENİYOR
Ayık, annesi Hülya Ayık'a gönderdiği mektupta, infazını tamamlayan tutsakların keyfi kararlarla tahliyelerinin ertelendiğini belirterek, “Hasta tutsakların hastaneye sevkleri geç yapılıyor. Geçen hafta kulağımdaki rahatsızlık nedeniyle hastaneye gittim ve ameliyat olmam gerektiği belirtildi. Ama ameliyatın ne zaman olacağı meçhul. Sağlık durumum nedeniyle Antalya'ya sevk istedim. Ancak disiplin cezaları nedeniyle bu talebim reddedildi. Sürekli disiplin cezalarıyla karşılaşıyoruz” dedi.
İktidarın "yumuşama" söylemlerine de işaret eden Ayık, "çıkarları adına 'yumuşa sürecini' yürütenler biraz dönüp zindanlara bakmalıdır. Zindanlar bir devletin aynasıdır. Herkes her türlü haksızlık ve hukuksuzluğa karşı bir bütünen üç maymun rolüne bürünmüş. Eskişehir Valiliği'ne bağlı Cezaevi İzleme Kurulu beni ziyaret etti. Herhalde Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin (CİİST) başvurusu üzerine gelmişler. Sorunları anlattım fakat sanki yetkili mercilerden zindan idaresine kadar herkes mahkum haklarıyla ilgileniyormuş gibi bir profil çizdi" diye belirtti.
Ayık son olarak Özgür Basın üzerindeki baskılara dikkat çekerek, "Süregelen gözaltı ve tutuklamalar Özgür Basının kalemini kıramaz, bükemez ve yok edemez" diye belirtti.