Eylemdeki tutsaklara soruşturma
ÖHD Cezaevi Komisyonu’ndan avukat Zilan Aydın, mahkeme, aile ve telefon görüşü boykotunu sürdüren tutsaklar hakkında soruşturmalar açıldığını, cezalar verildiğini söyledi.
ÖHD Cezaevi Komisyonu’ndan avukat Zilan Aydın, mahkeme, aile ve telefon görüşü boykotunu sürdüren tutsaklar hakkında soruşturmalar açıldığını, cezalar verildiğini söyledi.
Avukat Zilan Aydın, tutsakların, eylemlerini sadece baskılara ve tecride karşı tepki değil, hakikate ulaşmada bir yol olarak da gördüğünü ifade etti.
ANF’ye konuşan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Cezaevi Komisyonu’ndan avukat Zilan Aydın, 1980 darbesi sonrası ortaya çıkan dikta rejimiyle toplumda yaratılmak istenen baskı ortamının ilk adımlarının, cezaevlerinde atılmak istendiğini hatırlattı. Burada başarılı olduklarını düşündükleri uygulamaları, ilk önce Kürt toplumuna, sonrasında direnen herkesin üzerinde hayata geçirmeye çalışıldığını kaydeden avukat Zilan Aydın, “Bugün ise çok farklı bir noktada değiliz. Hala toplumda yaratılmak istenen baskı ve korku hali, ilk önce cezaevlerinde deneniyor. Buna sessiz kalındığı için hapishaneden bütün topluma yayılıyor” dedi.
İMRALI ÖZEL BİR ÖRNEK
Tecridin önce İmralı’da başladığını belirten Zilan Aydın, “İmralı’dan 38 aydır haber alınmıyor. Aileleri ve avukatları ile dahi hiçbir şekilde iletişim kurmalarına izin verilmiyor. Tam bir tecrit halidir. İmralı, özel bir örnek olarak dursa da toplumdan ve diğer cezaevlerinden çok ayrı bir yerde durmuyor. Tecrit, oradan cezaevlerine, ardından bütün topluma sirayet ediyor” diye konuştu.
TUTSAKLARIN DEVRİMCİ GÖREVİ
Siyasi tutsakların ise İmralı’da, diğer cezaevlerinde ve toplumun yaşadığı her alanda kendini gösteren tecride karşı kaçınılmaz bir devrimci görev olarak eylemlere başladığını vurgulayan Av. Zilan Aydın, şöyle devam etti: “Tarihsel bir gelenek olarak cezaevlerinde direniş, 1980 sonrası dikta rejimine karşı açlık grevi ve ölüm oruçlarıyla başladı ve devam ediyor. Topluma da direnilmesi gerektiği hatırlatılıyor. Siyasi tutsaklar, 2016 ve 2019 açlık grevlerinden sonra 27 Kasım 2023’te tecride tepki olarak dönüşümlü açlık grevine başladı. Ne yazık ki toplum bu duruma yeteri kadar reaksiyon göstermedi. Bunun sonucunda farklı bir boyuta taşınarak zaten tecrit koşullarında yaşayan tutsaklar, daha ağır tecrit koşullarına dikkat çekmek için aile görüşleri ve telefona çıkmama kararı aldı.“
EYLEME KATILANLARA SORUŞTURMA
Cezaevi idarelerinin tutumlarının hapishanelere göre değişiklik gösterebileceğini belirten avukat Zilan Aydın, “Genel olarak eyleme katılan mahpuslar hakkında disiplin soruşturması başlatılarak, disiplin cezaları veriliyor. Örneğin Silivri 5 Nolu L Tipi’nde telefon hakkını kullanmayan mahpuslara iletişim araçlarından yoksun bırakılma cezası veriliyor veya ziyarete çıkmayan mahpuslara ziyaret yasağı veriliyor. Cezaevlerinin genel olarak eylemlere karşılık disiplin soruşturmaları başlattığını söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
SIRADAN EYLEM OLARAK GÖRÜLMEMELİ
Tutsakların, eylemlerini sadece baskılara ve tecride karşı tepki değil, hakikate ulaşmada bir yol olarak da gördüğünü ifade eden ÖHD’li avukat Zilan Aydın, şöyle izah etti: “Düzenin, yarattığı kirli, umutsuz, direnmeyen insanı ve o insana dair bütün özellikleri reddedip yeni yaşamın özgür bireyini yaratma süreci olarak ele alınıyor. Özgür bir birey olarak yeni yaşamı inşa etmenin ve hakikate ulaşmanın yolunun tecridi kırmak olduğunun bilincinde olan siyasi tutsaklar, eylemlerini hem içsel hem de dışsal bir yürüyüş olarak ele alıyor.”