Türk devletinin savaş ahlakını ve insanlık değerlerini ayaklar altına alan Türk devletinin Rojava’daki saldırılarına dikkat çekilen açıklamada bu saldırılarla halkların eşit, özgür ve barış içinde yaşamayı öngören demokratik geleceğinin hedeflediğine vurgu yapıldı. Uluslararası güçlerinin bu saldırılara karşı sessizliğinin kınandığı açıklamada “hiçbir gerekçe ve bahane bu sessizliği anlaşılır ve kabul edilebilir kılmaya yetmez. Güney Kürdistan’da, Kürd özgürlük gerilasıyla çatışmaları gerekçe göstererek Rojava‘ya saldırması, yayılmacı ve faşist Erdoğan hükümetinin acizliğini ve çaresizliğini açığa çıkarmış bulunmaktadır” denildi.
Suriye’nin en güvenli-istikrarlı ve demokratik yaşamı tesis etmiş olan demokratik özerk bölgesini savunmanın insanlık adına hareket eden tüm güçlerin bir görevi olduğunu belirten koordinasyon “IŞID gibi barbar bir örgütü yenerek bunun yerine kadın özgürlükçü-ekolojik, demokratik bir toplumsal yaşamı ikame eden ve halk iradesine dayanan öz yönetimle dayanışma içinde olmak, bu saldırılara karşı ayağa kalkmak hepimizin görevidir. Bu minvalde başta halkımız olmak üzere, tüm demokratik ve ilerici dünya kamuoyunu ve sorumluluk taşıyan bütün ilgili uluslarası güçlerini seferber olmaya ve gerekeni yapmaya davet ediyoruz. Rojava’ya sahip çıkmak ve onu savunmak özellikle Ezîdî toplumu açısından etik ve bir onur meselesidir” açıklamasında bulundu.