Gülistan Kılıç Koçyiğit: Narin'in katledilmesinde gerçekler gizleniyor
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, 8 yaşındaki Narin'in katledilmesindeki gerçeklerin şeffaf bir şekilde açıklanmadığını vurguladı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, 8 yaşındaki Narin'in katledilmesindeki gerçeklerin şeffaf bir şekilde açıklanmadığını vurguladı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, gündemdeki gelişmelere dair Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Amed'de 19 gün sonra öldürülmüş halde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ı anan Koçyiğit, olayın ardındaki gerçeklerin açığa çıkarılmasını istedi. Etkili bir soruşturmanın yürütülmediğini söyleyen Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Şüpheli olabilecek kişilere dair yeterli düzeyde önem alınmadı. DNA örneğinin günler sonra alınması, köye giriş çıkışların engellenmesi, kamuoyunun şeffaf bir biçimde bilgilendirilmemesi yaşanan eksikliklerdi” diye konuştu.
Gülistan Kılıç Koçyiğit, dosyadaki gizlilik kararına işaret ederek, "Bütün bu olanlar devlet içerisinde güç sahibi birilerinin bilinçli bir şekilde faillerin açığa çıkarılmaması için gösterdiği bir çabanın örnekleri olarak karşımıza çıktı. Nitekim iktidar vekillerinden (Galip Ensarioğlu) biri, Narin’in ailesinden zanlı olabilecek bazı kişiler ile kurduğu dostluk ilişkisini, katıldığı bir programda şöyle dile getirdi: ‘Aile dostumuzdur, iyi insanlardır. Bizlerin bazen bilmediği, bazen bilip söylemememiz gereken şeyler var.' Ensarioğlu’nun bilip de kamuoyu ile paylaşmadığı şeyler nedir" dedi.
Gülistan Kılıç Koçyiğit, şöyle devam etti:
"Yetkililere buradan sesleniyoruz; Narin’in ölümünün ardındaki gerçekleri kamuoyuyla şeffaf bir biçimde paylaşın. Kim kiminle dost ayırt etmeksizin failleri açığa çıkarın, dostluk hukukunu değil, kamu hukukunu esas alın. 19 gün boyunca toplumun oyalanmasına sebebiyet veren açıklamaların hesabını derhal verin. Kamu gücünüzü, Narin ve diğer çocukların bu ülkede çocuk olabilme hakları için mücadele eden, reva görülen katliam ve şiddet karşısında seslerini yükseltenlere karşı değil, faillere yöneltin. İstismar ve şiddet karşısında rutinleştirdiğiniz cezasızlık politikalarına son verin.
10 Eylül’de Meclis'in olağanüstü toplanması için CHP’nin bir olağanüstü toplantı çağrısı vardı. Ama ne yazık ki Numan Kurtulmuş bu çağrıya olumsuz yanıt verdi. Bu başvuruyu reddetmesi, Anayasa’ya da Meclis içtüzüğüne de hukuka da meclisin bu zamana kadar gelen teamüllerine de aykırıdır. Bu karar AYM’yi fiilen kapatma ve darbe anlayışına teslim olmak anlamına geliyor. Can Atalay kararı yüzde 100 siyasi bir karardır. Gezi'nin intikamı davasıdır, içerisinde zerre kadar hukuk yoktur.
Dün ders zili çaldı. Ne yazık ki hiçbir çocuk ders zili çaldığı için sevinçli ve mutlu değil. Veliler çocuklarının çantasını, defterini, formasını, ayakkabısını alamıyor. Çocuklar, bütün bunları alamadığı için okulun ilk gününe okula boynu bükük bir şekilde başlıyorlar. Diyelim ki bunları aldılar. Bu sefer çocuklar okula aç gidiyor. Bu çok temel bir sorun. Geçmişte burada çok konuştuk, bütçe döneminde Milli Eğitim Bakanı'na bizzat söyledik. Çocukların okulda derste açlıktan bayıldığı bir ülke burası. Açlıktan bayıldığı bir ülke. Çocuğu zaman sadece yaptığı kahvaltı ile okula gidip gün boyu aç bir şekilde kalıp, eve aç dönen çocukların ülkesi Türkiye. Ama bu kimsenin umurunda değil."