Hülakü: Umut hakkı, sadece bireysel bir hak değil
DEM Parti’nin hukukçu vekillerinden Ömer Faruk Hülakü, ‘umut hakkı’nın sadece bireysel bir hak değil, toplumsal barış ve adaletin tesis edilmesi için de bir ihtiyaç olduğunu vurguladı.
DEM Parti’nin hukukçu vekillerinden Ömer Faruk Hülakü, ‘umut hakkı’nın sadece bireysel bir hak değil, toplumsal barış ve adaletin tesis edilmesi için de bir ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Ağır hasta tutsakların tahliye edilmeyerek, yaşam hakkına kastedildiğini belirten DEM Parti Çewlîk (Bingöl) Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, ceza infaz sisteminin insan hakları temelli reformlara acil olarak ihtiyaç duyduğunu vurguladı.
ANF’ye konuşan DEM Parti Çewlîk Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, Türkiye’de politik tutsaklara uygulanan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının, hukuki bir ceza olmaktan çok bir baskı ve sindirme aracı haline getirildiğini söyledi. Bu uygulamanın, tutsakların bir gün serbest bırakılabilecekleri umudunu tamamen ortadan kaldırarak, onları hukuken de hayatta da ‘ölü’ kılmayı amaçladığını kaydeden Hülakü, bu noktada ‘umut hakkı’nı devreye girdiğini belirtti. Bu hakkın ihlalinin cezaevinde adeta “ölüme terk etme” şeklinde tezahür eden, insan onuruna ve hukuka aykırı bir cezalandırma anlamına geldiğini vurgulayan Hülakü, şöyle devam etti: “Özellikle Sayın Abdullah Sayın Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecrit, aslında Türkiye’deki ceza sisteminin politik tutsaklara yönelik tutumunu gözler önüne seriyor. Umut hakkı sadece bireysel bir hak değil; toplumsal barış ve adaletin tesis edilmesi için de bir ihtiyaçtır. Bu hakkın sağlanması, insan haklarına ve hukukun evrensel ilkelerine uygun bir düzenlemenin yapılmasını, ağırlaştırılmış müebbet cezalarının yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor.”
YAŞAM HAKKI DA İHLAL EDİLİYOR
Ağır sağlık sorunları yaşayan tutsakların tahliye edilmeyerek, temel insan haklarının ciddi biçimde ihlal edildiğini söyleyen Hülakü, şunları ifade etti: “Sağlık hakkı, insan onuruna saygının ve insan haklarına dayalı bir hukuk sisteminin temel ilkesidir. Ağır hasta mahkumlar yeterli tedaviye erişemiyor ve uygun yaşam koşullarından mahrum bırakılıyor. Bu durum, işkence ve kötü muamele yasağına aykırı olduğu gibi, yaşam hakkının da ihlaline yol açıyor. Bir insanı sağlık durumuna rağmen cezaevinde tutmak, onun hem fiziksel hem de psikolojik olarak ölüme sürüklemektir. Hasta mahkumların tahliye edilmemesi, ceza infaz sisteminin insan hakları temelli reformlara acil olarak ihtiyaç duyduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.”
ACİLEN SOMUT ADIMLAR ATILMALI
DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, tutsakların sağlık ve güvenlik risklerine karşı temel haklarının korunması için acilen şu somut adımların atılması gerektiğini söyledi:
* Sağlık hakkının güvence altına alınması için bağımsız sağlık komisyonları kurulmalı ve cezaevlerindeki ağır hasta tutsakların bir an önce tahliyesi gerçekleşmelidir.
* Cezaevi koşulları iyileştirilmeli, özellikle tecrit ve izolasyon uygulamaları son bulmalıdır.
* Ceza infaz sisteminde uluslararası insan hakları standartlarına uyulması, hukuki süreçlerin şeffaf ve adil işlemesi, siyasi mahkumların temel haklarının korunmasında önemli bir rol oynayacaktır.
* Cezaevlerinde sağlık hizmetlerine erişimden güvenlik koşullarının iyileştirilmesine kadar birçok alanda yapılacak düzenlemeler, hem tutsakların onurlu yaşam hakkını savunacak hem de toplumsal adaletin temellerini güçlendirecektir.
* Bağımsız komisyonlar aracılığıyla cezaevi koşullarının düzenli denetimi ve siyasi tutsaklara yönelik adil bir yaklaşım, demokratik toplumsal yapının korunmasına ve otoriter baskıların zayıflatılmasına katkı sağlayacaktır.