‘Halk demokrasinin tadına varsa bir daha vazgeçmez’

Kürtlerin bütün Türkiye’yi demokratikleştirme iddiasıyla binlerce yıl sonra merkeze oynadıklarını söyleyen Demirtaş, “Biliyorlar ki gelsek bir daha esameleri okunmayacak. Halk demokrasinin tadına varsa bir daha vazgeçmez” dedi.

18’i tutsak 108 kişi hakkında açılan Kobanê Davası'nın bugünkü duruşması, Siyasetçi Selahattin Demirtaş’ın savunmasıyla devam etti. 

 devam etti.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya, siyasetçiler ve avukatlar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.  

“Çözüm süreci”nin ilk adımlarının nasıl atıldığına dair beyanlarını sürdüren Demirtaş, “Bir kişi yaptığı suçtan dolayı övülürse suç olur. Örneğin hakeme yumruk atan Ankaragücü Başkanını alkışlayanlar, suçu ve suçluyu övmüştür. Sayın Öcalan’a sayın demek suç ve suçlu övmek ise Türkiye’nin yarısı suçludur. Peki burada bir ‘terör örgütü propagandası’ var mıdır? Mesela hangi örgütün propagandası var? Fezleke iş olsun, dostlar alışverişte görsün diye hazırlanmış bir fezlekedir” diyerek, fezlekenin hukuki olmadığına dikkat çekti.

Aralık sonu itibarıyla bir heyetin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a görüştüğünü ve sonrasında resmi olarak bir sürecin başladığını hatırlatan Demirtaş, “Bir bütün olarak yaptığımız her şey ve konuşma siyasi faaliyettir. Hangi amaç ile yaptığım bellidir. Dönem itibari ile de bellidir. Ortada bir şiddet yoktur” diye kaydetti.

BÖLGE CEMAATE TESLİM EDİLDİ

Yaptıkları siyasi konuşmaların, “bölücü terör örgütü, anayasal, cinayet, bayrak yakmadan” gibi başlıklar altında değerlendirildiğini dile getiren Demirtaş, şöyle devam etti: “Her şeyden yargılanıyoruz. Değişen ne oldu bu süreçte? Cemaat gitti, ortaklar değişti. Cemaat gitti, MHP geldi. Ortak düşman; Kürtler, kadınlar, Aleviler olarak görülmeye devam ediliyor. Cemaat ‘çözüm sürecinin’ başlayacağını biliyordu. Bu nedenle bütün siyasi faaliyetlerimizi engellemeye çalışıyorlardı. Suç olarak görüp fezlekeler hazırlıyorlardı. Biz burada barış için miting, yürüyüş yapıyoruz. Emniyet ve valilik bunları engelliyorsa demek ki barışı engellemek istiyorlardı

Kürdistan’da hiçbir zaman bir cemaat bu kadar baskın değildi. 2004 ile başlayan süreç ile bölge tamamıyla Fethullah Gülen cemaatine teslim edildi. İstihbarat, medya temsilcileri, adliye, emniyet, yargı, özel okullar, Nil Kolejleri açıldı. Her yerde Nil Koleji vardı. Bölgede buna rağmen taban bulamadı ama bürokraside çok etkindi.”

ADALET YOK, ALGI VAR

Demirtaş, savunmasında AYM’ye yönelik ifadelere dikkat çekerek, “İçinde şiddet olmayan bu konuşmalar nedeniyle savcı bizim niçin cezalandırılmamızı istiyor? Belki rahatsız olduğunuz şeyler vardır. Öyle bir algı oluştu ki belki bundan dolayı rahat da değilsiniz. Adalet falan yok, algı var. Siyasi çıkarlar var. İktidarın, kendi iktidarını sürdürebilme beklentisi var. AYM’ye Kandil’in ‘arka bahçesi’ diyor. AYM’ye nasıl der bunu Bahçeli? Bunu yaparak tam olarak neye hizmet ediyor? AYM’yi gözden çıkarıyorlar. Şimdi Türklerde devlet töredir. Töre önce gelir. Türk’ün tanrısı devlettir. Türk’ün Allahları da devlettir. Peki niye devletin Anayasa Mahkemesi’ni bu hale getiriyorlar? AYM’nin gözden çıkardıklarına göre daha büyük bir şey kazanıyor olmalılar” diye konuştu.

KÜRTLER BİNLERCE YIL SONRA MERKEZE OYNUYOR

Demirtaş, şöyle devam etti:  

“Kürtler binlerce yıl sonra Anadolu coğrafyasında merkeze oynuyorlar. Merkez siyaseti yapıyorlar. Onların belirlediği çeperden çıktılar. Bütün Türkiye’yi demokratikleşme iddiası ile yürümeye başladılar. Onlar açısından tehdit büyüktür. Bu nedenle AYM de parlamento da gözden çıkarılır. Yeter ki bu HDP merkezi olmasın. Arkadaşlarımıza uyarımdır; HDP’den sapma bunlara hizmet eder. Beklentileri bu yöndedir. Öyle yaparsak bize karışmayacaklar. ‘Kendi mahallende oyna arada bir bombalar, atar döveriz ama mahallende oyna’ diyorlar. Ama herkesi yönetmeye talibiz dersen; Türk devlet aklı devreye girer. Sen devleti soyup soğana çeviriyorsun. Bırakın bir on yıl yönetelim halk görsün. Çünkü biliyorlar ki gelsek bir daha esameleri okunmayacak. Halk demokrasinin tadına varsa bir daha vazgeçmez. Biz devlete karşı, hükümete karşı en büyük demokrasi savaşını içimizde yaptık, hala yapıyoruz.”

Mahkeme, duruşmayı 2 Ocak’a kadar erteledi.