Hatip Dicle: Dünyada Apocu bir ‘hayalet’ dolaşıyor

Hatip Dicle, esaret ve tecridin Abdullah Öcalan'ın fikirlerini yayılmasına engel olamadığını ifade ederek, “Önder Öcalan kapitalist sistemi teşhir etmekte ve toplumlara alternatif çözümler sunmaktadır. Artık dünyada Apocu bir ‘hayalet’ dolaşıyor” dedi.

İmralı Ada Hapishanesinde 25 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 39 aydır hiçbir haber alınamıyor. Incommunicado; yani mutlak bir iletişimsizlik haline tabi tutulan Abdullah Öcalan’ın aile ve avukat görüş hakkı tamamen gasp edilmiş durumda. Türk devleti İmralı’da hayata geçirdiği tecrit rejimiyle sadece kendi iç hukukunu değil, aynı zamanda altında imzası olduğu uluslararası sözleşmeleri de açıktan ihlal ediyor. İmralı’ya tek girme yetkisine sahip olan Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ve uluslararası hukuku kurumakla ve uygulamakla yükümlü olan güçler, Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullar karşısında ortaya koyduğu tavırla İmralı tecridini daha da derinleştiriyor.

Öte yandan 10 Ekim 2023’te küresel çapta startı verilen “Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” kampanyası kapsamında Abdullah Öcalan’a özgürlük talep edenlerin bir taraftan bu tecride dönük öfkesi büyürken, diğer taraftan da Abdullah Öcalan’ın ortaya demokratik kadın özgürlükçü ekolojik bir topluma dayanan fikirlerinin önemine dikkat çekmeye devam ediyorlar.

Özgürlük kampanyası kapsamında 15-22 Haziran tarihleri arasında aralarında Fransa, Almanya, Katalonya, Yunanistan, İtalya, Slovenya, İsviçre, Kolombiya, Kıbrıs, Belçika, İngiltere, Polonya, Kenya gibi 15’ten fazla ülkeden 50’nin üzerinde kentte “Abdullah Öcalan ile diyalog günleri” adı altında bir dizi eylem ve etkinlikler serisi düzenlenecek.

15-22 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek bu eylem ve etkinliklerin amacını ve özgürlük kampanyası kapsamında açığa çıkan gelişmeleri “Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” kampanyasının sözcülerinden Hatip Dicle ile konuştuk.

Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden Hatip Dicle’nin sorularımıza verdiği cevaplar şu şekilde:

‘ÖNDER ÖCALAN KAPİTALİZMİ TEŞHİR EDİYOR’

10 Ekim’de startı verilen “Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” kampanyası kapsamında “Öcalan ile diyalog günleri” adı altında eylem ve etkinlikler düzenlenecek. Yapılacak bu etkinlikleri düzenleme fikri nasıl gelişti, temel amacı nedir ve kimler öncülüğünde düzenleniyor?

10 Ekim’den bugüne devam eden bir kampanya var. Bu kampanyayı nasıl daha çok yaygınlaştırabiliriz, nasıl daha fazla kamuoyuna yansıtabiliriz gibi soruları tartışmaya devam ediyoruz ve buna dönük arayışlarımız sürüyor. Dolayısıyla “Abdullah Öcalan'la Diyalog Günleri” fikri bu kapsamda gelişti. Fakat sadece bu da değil. Uluslararası komplo ve sonrasında İmralı'da devreye konulan sistematik tecrit, sadece siyasi bir kişilik ve Kürt halkının siyasi temsilcisi olarak Önder Öcalan'a yönelik geliştirilmedi. Bu tecrit aynı zamanda 21. yüzyılın demokratik sosyalizminin öncüsü ve filozofu olarak görülen Önder Öcalan’ın rolüne dönük geliştirildi. Çünkü Önder Öcalan, demokratik modernite paradigması ve özgürlük sosyolojisini geliştirerek kapitalist moderniteye alternatif bir modernite kuramı geliştiriyor. Bu nedenle ‘Derinden farkındayım ki, şahsımda iyi bir anti-kapitalist yargılanıyor ve yargılıyor’ diye yazması tesadüf değildir. Bu aynı zamanda İmralı sisteminin uluslararası boyutunun ve uluslararası toplum ve kurumların süregelen sessizliğinin de temel nedenidir. İmralı’da yazdığı savunmalar, kapitalist sistemi teşhir etmekte ve toplumlara alternatif çözümler sunmaktadır.

Esaret ve tecrit sistemi Öcalan'ın fikirlerini toplumdan uzak tutmayı amaçlasa da Önder Öcalan ile dünya çapındaki çeşitli toplumsal hareketlerinden aktivistler ve entelektüeller arasında canlı bir “diyalog” var. Savunmalarının ve özellikle de Demokratik Uygarlık Manifestosu'nun etkisi, Önder Öcalan'ın fikirlerinin uzun zamandır cezaevi duvarlarını aştığını ve fikirlerin hapsedilemeyeceğini gösteriyor. 15-22 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Diyalog Günleri, Önder Öcalan'ın siyasi felsefesinin etkisini göstermeyi amaçlamaktadır. Değişik kıtalarda 50'den fazla şehirde Öcalan'ın fikirlerini tartışmak üzere etkinlikler ve eylemler gerçekleştirilecek. Örneğin, savunma yazılarının kitap tanıtımları, halka açık okumalar, bilgilendirme stantları, sanatsal eylemler, tiyatro, eğitim seminerleri ve diğer formatlar olacak.

Şu ana kadar Kenya, Kolombiya, Finlandiya, İsveç, Fransa, Almanya, Fransa, Katalonya, Yunanistan, İtalya, İsviçre, Kolombiya, Kıbrıs, Belçika, İngiltere, Slovenya ve Polonya'da etkinlikler planlanmıştır. Eylemler ve etkinlikler diğer ülkelerde de gerçekleştirilecektir. Bunlar demokratik, sosyalist, ekolojik, feminist örgütler, dayanışma ve öğrenci grupları ve Kürt kurumları tarafından organize edilmektedir.

‘TIKANMIŞLIK KARŞISINDA ÖNDER APO SOMUT ÇÖZÜMLER SUNUYOR’

Daha önce de “Öcalan’ı okuma günleri” adı altında bir dizi etkinlikler düzenlenmişti. Dünyanın birçok yerinden bu okuma günlerine katılan farklı toplumsal kesimler Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigmalarına dikkat çekmişti. Sizce Öcalan’ın paradigmaları bu kesimlere ne sunuyor ve neden benimseniyor?

“Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” hamlesinin bir boyutu da kuşkusuz kadın özgürlüğüne dayalı demokratik, ekolojik toplum paradigmasının Kürdistan dışındaki kamuoyuna yansıtma çabasını da içeriyor. Bu nedenle “Öcalan'la Diyalog Günleri”, Aralık 2023’te gerçekleştirilen “Öcalan’ı Okuma Günleri”’nin bir devamı ve derinleştirilmesi olarak da tanımlanabilir. Farklı hareketlerin, çevrelerin ve entelektüellerin Önder Öcalan'ın siyasi felsefesini kendi pratiklerinin temeli haline getirmelerini ifade etmektedir. Çünkü kapitalist modernitenin krizi her yerde mevcut ve sürekli derinleşiyor. Ancak demokratik, sosyalist güçler bu kaos döneminde gerekli çıkışlar örgütlemezken, sağcı ve faşist hareketler -en son Avrupa Parlamentosu seçimlerde gördüğümüz gibi- toplumun korkularını istismar  ve maniple ediyor. Önder Öcalan sosyalist güçlere teorik ve pratik krizin asılması için somut çözümler sunuyor. Bu bağlamda Önder Öcalan, sistem karşıtlığının radikal bir entelektüel, ahlaki ve siyasi yenilenmeye ihtiyaç duyduğuna dikkat çekiyor. Önder Öcalan’ın dikkat çektiği hususları yaygınlaştırmak için arayış ve çabalar var. Elbette yetersizlikler yaşanmaktadır ama bunu aşmak için çabalıyoruz. Toplumsal hareketler, çeşitli mücadeleleri bir araya getirebilecek bütüncül bir teoriden yoksundur. Demokratik modernite kuramı günümüzde sol, sosyalist, ilerici, demokratik, kadın hareketlerine, çevre hareketleri gibi arayış içinde olan tüm ilerici güçlere temel sorulara perspektifler sunmaktadır. Çözümü yaygınlaştırmaya ve arayış içinde olanlar ile ortaklaşmaya çalışıyoruz.

‘DÜNYADA APOCU BİR HAYALET DOLAŞIYOR’

Öcalan özgürlük kampanyasıyla birlikte bir anlamda enternasyonal bir dayanışma ağının da geliştiğini görüyoruz. Gün geçtikçe büyüyen bu ağ bir uluslararası bir harekete dönüşebilir mi veya dönüşmesi gerekmez mi?

Kürdistan Özgürlük Hareketi, bu devrimin mimarı olan Önder Öcalan ile birlikte direnişi ve inşasıyla demokratik modernitenin gelişiminde uluslararası alanda öncü bir rol oynamaktadır. Rojava'da demokratik konfederalizmin fikrine dayalı gelişen devrimiyle   birlikte uluslararası bir dayanışma hareketi ortaya çıktı. Dayanışma terimi bu çevrelerin buluşmasını tam olarak karşılamıyor, çünkü dünyanın dört bir yanındaki farklı çevrelerin de Abdullah Öcalan'ın fikir ve kavramlarını kendi toplumsal bağlam ve mücadelelerinde nasıl uygulamaya çalıştıklarını giderek daha fazla görmekteyiz.

Bir dönemler dillendirilen, “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor -Komünizm hayaleti” söylemi, günümüz için, “Dünyada Apocu hayalet dolaşıyor” söylemine doğru bir diyalektik gelişme gösteriyor. Bu hayaletin etki gücü mevcut örgütlü̈ gücünden çok daha fazladır.

Geniş çevreleri etkileyen ama buna denk somut örgütlenmeye dönüşmeyen bir durum söz konusudur. Enternasyonalizm konusu da Önder Öcalan'ın savunma yazılarında ele aldığı ana temalardan biridir. Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nu 'zenginler kulübü' olarak adlandırırken, Dünya Sosyal Forumları gibi platformlarda bir araya gelen sol güçleri 'yoksullar kulübü' olarak adlandırıyor.

Ancak bu forumların kapitalist modernitenin kaosunu kavramaktan ve aşmaktan uzak olduğunu görebiliyoruz. Önder Öcalan'ın Dünya Demokratik Halklar Konfederalizmi önerisi de bu konularda somut perspektifler sunuyor ve bu önerinin çeşitli güçler tarafından somut bir zemin olarak benimsendiğini giderek daha fazla görebiliyoruz.

‘HER KÜRT BİR DİPLOMAT GİBİ ÇALIŞMALI’

Düzenlenen bu etkinlikler ve yürütülen özgürlük kampanyası sizce Türk devleti ve İmralı tecridine sessiz kalan yetkili kuruluşlar üzerinde bir baskı oluşturmuş durumda mı?

Bu etkinlikler özgürlük kampanyasının sadece bir boyutudur. Sosyal çevrelerle ilişkileri derinleştirmek, tecrit koşullarına karşı Öcalan'ın fikirlerini yaymak ve onun bir düşünür olarak rolü hakkında kamuoyu oluşturmak için önemli bir dönemi temsil ediyorlar. Ancak tüm bunların siyasi karar mercileri üzerinde yeterli baskıyı oluşturabilmesi için diğer boyutlarla paralel olarak yürütülmesi gerekmektedir. Kanunsuzluğa karşı hukuki mücadele burada merkezi bir boyuttur. Buna ek olarak, diplomatik çalışmalar geniş bir kamuoyu katılımıyla yoğunlaştırılmalıdır.

Hamlenin amacı, fiziki özgürlüktür. Bunun için sürekli eylem ve aktif halinde olmamız lazım. Dostlarımız epey aktif ve bu sevindirici. Halkımız hamleye büyük bir önem vermekte ve katılmakta. Bunu dahada arttırmak gerek. Nitekim en son CPT'ye gönderilen mektuplar bu kurumu ve bağlı olduğu AK'yi göreve çağırmıştır. Bu tür çabaları her yerde ve yerel olarak yapmak lazım. Mesela her kasaba ve belde de bile basın kuruluşları, partiler, sivil toplum örgütleri ve toplumsal hareketler ziyaret edilmeli ve bu hamlenin bu kurumların gündemine alınması sağlanmalı. Her bir Kürt bir diplomat gibi çalışmalı ki başarılı olalım. Her yurtseverin, her demokratik konfederalizmin bilincinde olanın yapacağı bir şeyler vardır. Savunmaların yaygınca okutulması, ilgili olan kesimlere verilmesi, ilginin uyandırılması ve örgütlendirilmesi gerekiyor.