GÖRÜNTÜLÜ

Karamûs: Tecrit Abdullah Öcalan şahsında Kürt halkına yönelik bir uygulamadır

Önder Apo şahsında tecridin tüm Kürt halkına yönelik olduğunu belirten KNK Eşbaşkanı Ahmet Karamûs, Köln mitinginde bir araya gelen binlerce kişinin ‘Önder Apo irademizdir’ diye haykırdığını vurguladı.

ÖZGÜRLÜK HAMLESİ

Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Ahmet Karamûs, ANF’ye yaptığı açıklamada Önder Apo’ya yönelik mutlak tecride ve Kürt halkına yönelik soykırım savaşı konseptine dikkat çekti. Karamûs, tecridin Önder Apo şahsında tüm topluma yayıldığını belirterek, “Her ne kadar bir görüşme yapılmış olsa da tecrit devam ediyor. Sayın Abdullah Öcalan, mesajında da açık bir şekilde tecridin sürdüğünü belirtiyor. Sadece bir görüşme yapılmış olsa da bu Kürt halkı için bir umut oldu. Sağlık durumu, koşulları ve yaşamı hakkında az da olsa bilgi edinebildik. Bu bizim için bir sevinç kaynağı oldu.


Her ne kadar 2009’dan 2015’e kadar çözüm süreci denen bir süreç yaşanmış olsa da Türk devletinin Kürt sorununu çözme konusunda bir projeye, iradeye veya konsepte sahip olmadığı açıkça ortaya çıktı. Yapılan görüşmeler sadece toplumu kandırmak içindi. Bu süreçte devletin çözüm odaklı bir projesi olmadığı görüldü. Özellikle 2016’dan sonra yeniden başlayan baskı, saldırı ve zulüm politikası, Kürt halkını imha etmeyi amaçlayan bir konseptin parçasıdır. Abdullah Öcalan’a yönelik de tecrit bu konseptin bir parçasıdır. Bu tecrit, bireysel bir mesele değil. Tecrit Abdullah Öcalan şahsındaki tüm Kürt halkına yöneliktir” diye konuştu.

KÖLN’DE ON BİNLERCE KİŞİ ÖNDER APO İRADEMİZDİR DEDİ

Karamûs, tecridin Önder Apo’nun düşüncesine ve felsefesine yönelik olduğunu da vurgulayarak ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Abdullah Öcalan’a yönelik tüm bu saldırılara ve tecride rağmen, Kürt halkı, hem ulusal hem de uluslararası alanda iradesinin Sayın Öcalan olduğunu göstermiştir. Sayın Öcalan’a, Kürt Özgürlük Hareketi’ne ve Kürt halkına karşı uygulanan savaş konsepti bu iradeyi kırmayı başaramadı. Köln’de bir araya gelen on binlerce kişi, ‘Abdullah Öcalan bu halkın iradesidir. Abdullah Öcalan’ın rolü ve misyonu olmadan Kürt sorunu hiçbir şekilde çözülemez’ mesajını verdi.”

Konuşmasının devamında Türk devletinin Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırılarına dikkat çeken Karamûs, “Rojava meselesi ve Rojava’nın statüsü, Kürt sorununun çözümü açısından kilit meselelerden biridir. Çünkü Rojava, Abdullah Öcalan’ın paradigması, düşüncesi ve felsefesiyle bu noktaya ulaştı. Rojava, Ortadoğu’daki sorunların nasıl çözülebileceğine dair bir model haline geldi. Türk devletinin Rojava’ya yönelik saldırılarının nedeni de Kürtlerin bu model üzerinden Ortadoğu’nun sorunlarını çözebileceği korkusudur. Yine Rojava’da oluşturulan sistemin hem Ortadoğu’daki sorunları, hem de Kürt sorununu çözebileceğinden korkuyorlar. Bu nedenle işgalci güçler tüm mesajlarında, Rojava’yı hedef alıyorlar. Ancak katliam, imha ve işgal ile çözüm sağlanabilir mi? Elbette sağlanamaz. Çünkü Kürt halkı iradesinin kim olduğunu her alanda göstermiştir. Bu nedenle işgalci devletlerle işbirliği yapan güçlerin, özellikle Türk devletinin politikalarına destek verenlerin, bu işbirliğin hiçbir çözüm getirmeyeceğini anlamasını umut ediyoruz” ifadelerini kullandı.

KDP’YE ÇAĞRI

Kürt halkının bugün çok hassas ve tehlikeli bir süreçten geçtiğinin altını çizen KNK Eşbaşkanı Ahmet Karamûs konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “KNK olarak şimdiye kadar Kürt hareketleri arasında birlik sağlamak için dört parça Kurdistan’da ve diasporada defalarca girişimlerde bulunduk. Ancak Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Kürt halkını imha etmek isteyen Türk devleti gibi işgalci bir devletle işbirliği yapmayı tercih etti. Bu, Kürt halkının varlığını tehlikeye atan bir yaklaşımdır. Bugün Kürt halkı olarak çok tehlikeli ve hassas bir süreçten geçiyoruz.

KDP’ye Türk devleti ile işbirliği yapmanın bir çözüm olmadığına ilişkin defalarca mesaj ilettik. Bir kez daha KDP’ye çağrıda bulunuyoruz; 21. yüzyılda ikinci bir Lozan’ın yeniden yaşanmasına izin vermeyelim. Kimsenin piyonu olmayalım, Türk devletinin oyunlarına gelmeyelim. Umut ediyorum ki KDP, Türk devletinin politikalarını ve hedeflerini biran önce anlar ve ulusal güçler arasındaki yerini alır. Hep birlikte Ortadoğu'da Kürt sorununun çözümünü sağlayan ana aktör olalım.”