Almanya’nın Köln kentinde “Önder Apo’ya Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlesi kapsamında 16 Kasım’da gerçekleştirilecek yürüyüş için hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Avrupa merkezli Köln yürüyüşü hazırlıkları kapsamında KCDK-E Eşbaşkanları, ülke ve bölge federasyonları, bileşenleri, kadın ve gençlik hareketleri, inanç kurumları, aile ve esnaf ziyaretleri, halk toplantıları, konserler düzenlendi, el bildirileri dağıtıldı. Halk, 16 Kasım’da Köln’e davet edildi. Aile ziyaretleri düzenleyen KCDK-E Eşbaşkanı Engin Sever, ziyaret ettiği bir evde, ajansımıza yürüyüş hazırlıkları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
‘BİNLERCE EV ZİYARET EDİLDİ’
16 Kasım'a sayılı günler hatta saatler kaldı. Siz de bu arada esnaf ve aile ziyaretleri yapıyorsunuz. Nasıl gidiyor? Hazırlık çalışmalarınız ne durumda? Aile ve esnaf ziyaretlerinde karşılaştığınız tablo nasıl? İnsanların yaklaşımı, Avrupa'da yaşayan Kürtlerin yaklaşımı nasıl?
Aslında yaklaşık bir yıldır süren “Önder Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” hamlesinin ikinci aşamasının zirve eylemi için seferberlik ilan edildi. Bu temelde de dünyanın her bir tarafında görkemli eylem ve etkinlikler oldu. Başta, 2 Kasım'da Avustralya ve İskandinavya ülkelerinde, 9 Kasım'da Marsilya'da,10 Kasım'da İngiltere, 11 Kasım'da da Kanada'da. Yani görkemli eylemler, görkemli bir sahiplenme var. Önder Apo etrafında büyük bir kenetlenme oluştu. Tabii, bununla birlikte dostların başlattığı eylem ve hamlelerin dünyaya yayılması da söz konusu. Bunun başlıca sebeplerinden biri tecrittir. Aslında, şu ana kadar tecridi devam ettiren güçler, son 44 aydır Önder Öcalan’dan haber alınamaması, en son yapılan eylem ve etkinliklerin ortaya çıkmasına neden oldu. Nihayetinde, Önder Öcalan, yeğeni Ömer Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirdi. Bu da aslında bütün Kürt halkı ve dostları arasında büyük bir motivasyon yarattı.
Önder Öcalan’ın selamları halkına iletildi. Bu da büyük bir heyecan yarattı. Ama Önder Öcalan’ın ilk açıklamasında, 'Tecrit devam ediyor' söylemi yer aldı. Aslında bu, yapacağımız kitlesel eylemlerin ne kadar büyük bir sonuç ortaya çıkardığını ve ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bu temelde de bir zirve eylemi olarak 16 Kasım Köln yürüyüşünü organize ettik. Tabii, Kuzey Fransa’dan tutalım Hollanda, Belçika, İsviçre ve Almanya’nın her yerinde, Kürtlerin yaşadığı her alanda seferberlik ruhuyla bir çalışma başlatıldı.
Bu çalışmaya Gençlik Hareketi, Kadın Hareketi, meclislerimiz, federasyonlarımız ve tüm örgütsel yapımız seferberlik ruhuyla katıldı. Şu ana kadar binlerce ev ziyaret edildi, binlerce Kürdistanlı’nın iş yerlerine gidildi ve dostlarla görüşmeler gerçekleştirildi. Büyük bir motivasyon ve heyecan var. Çünkü tecridin kırılma noktasını herkes net olarak görüyor ve bu tecridin kesinlikle kırılacağına dair güven devam ediyor.
Bu kapsamda da tüm halkımızı katmak için çalışmalar yürütülüyor, aile ziyaretleri gerçekleştiriliyor. Mesela, bugün yaptığımız bir aile ziyaretinde büyük bir heyecan vardı. Bir anne, özgürlük mücadelesinde çocuğunu şehit vermiş. Önder Öcalan’ın özgürlüğünü, kendi özgürlüğü olarak gördüğünü ve mücadelenin kesinlikle bu şekilde devam etmesi gerektiğini vurguladı. Kendileri de 16 Kasım’daki Köln yürüyüşünde yer alacaklar. Yine birçok esnaf ziyareti gerçekleştirildi. Bu ziyaretlerde de ortaya çıkan sonuç, kitleye gidildiğinde, onlarla temas edildiğinde ve sorunları dinlendiğinde, kesinlikle kendi mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini çok net dile getirmeleriydi. Biz de bunları gözlemledik.
Tabii, bunu bu şekilde anlamak gerekir. Kürdistanların yaşadığı her noktada, başta meclislerimiz ve örgütsel yapımızın birebir kitleyi ziyaret etmesi gerekiyor. Çünkü Türk basınında büyük bir manipülasyon yapılıyor. Doğru olmayan, dijital ortamda bir savaş gerçekliği ortaya çıkartıyor. Bunun yansıması da ister istemez kitle içerisinde yayılma potansiyeline sahip. Gerçekleri doğru anlatmak, mücadelenin geldiği aşamayı, tecridin geldiği noktayı ve Önderliğin durumunu direkt kitleye yansıttığınızda kesinlikle güçlü sonuçlar ortaya çıkacağı görülüyor. Bu temelde de çalışmalarımız aralıksız devam ediyor.
“TEKNİK HAZIRLIKLAR TAMAMLANMIŞ DURUMDA”
Yürüyüş açısından teknik hazırlıklar çok önemli. Çünkü Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve daha birçok ülkeden yürüyüş ve mitinge katılmak isteyenler olacak. Bunların alana taşınması için ne tür hazırlıklar yapıldı?
Biz, son 3 aydır her alanda bu çalışmaları yürüttük. İlk günden itibaren, kitleyi alana taşıma noktasında önümüze çıkabilecek zorlukları ve engelleri aşma noktasında birçok planlamaya gidildi. Bu temelde, başta Kuzey Fransa, Hollanda, Belçika, İsviçre ve Almanya'nın tüm kentlerinde 200'ün üzerinde otobüs tutuldu. Şu an hala otobüs ve araç bulunması için çalışmalar devam ediyor, arayışlar sürüyor. Biliyoruz ki, büyük bir katılım olacak. Bu nedenle, sadece otobüslerin yeterli olmayacağı bilinciyle hareket ediyoruz. Bu kapsamda, ticari taksiler ve şahsi araçların organizasyonu için de her alanda yoğun bir çalışma var.
Şu ana kadar binlerce araç netleşmiş ve birebir konuşulmuş durumda. Kitleyi taşıma noktasında herhangi bir sıkıntı yaşamayacağımızı belirtebiliriz. Sdece şunu belirtmekte fayda var: Aracı olmayan ve eyleme katılmak isteyen, ulaşım imkânı bulunmayan herkesin, bir an önce en yakın demokratik toplum merkezine başvuru yapmaları gerekiyor. Çünkü tüm merkezlerimiz şu an koordinasyon şeklinde bir çalışma yürütüyor. Araç tahsis etme ve kitleyi alana taşıma noktasında her derneğimiz bir koordinasyon içerisinde çalışarak, bu kitleyi taşımak için gereken hazırlıkları yürütüyorlar. Tabii, bunun bir de teknik boyutu var. 16 Kasım’da eylemin yapılacağı gün, yürüyüşün yapılacağı gün için izin başvuruları ve bütün görüşmeler netleşti. Hiçbir sıkıntımız yok. Resmi izin başvurumuz yapıldı ve alındı. Ayrıca, sahne programından tutalım, stant ve güvenlik organizasyonuna kadar bütün planlamalarımız yapıldı. Bu kapsamda da çalışmalarımız devam ediyor.
Tabii, programda sadece Kürdistani halklar ve kurumlar olmayacak. Şu ana kadar 25 enternasyonalist kurumun başvurusu oldu ve bunlar, yürüyüşe katılacaklarını direkt ifade ettiler. Yine, Demokratik Avrupa Güç Birliği’nin açıklamaları oldu. Türkiyeli siyasetçi, kurum ve kuruluşlar da aynı şekilde, Önder Öcalan’a özgürlük yürüyüşünde yer alacaklar. Bunun yanı sıra, Önderliğin 26 yıldır avukatlığını üstlenen ve diğer birçok hukuk kurumu da bu yürüyüşte yerini alacak. Hamleyi başlatan dost kurumların sözcüleri ve hamlede yer alan kurumlar da aynı şekilde kendi yerlerini alacaklar. Yani yüz binlerce kişi alanda olacak. 17 Şubat’ta basında çıkan manşette, 'Kürt halkı, Önderliği için köprüleri salladı' yazıyordu; artık bulunduğumuz her alanı sallayacağız. Çünkü Önderliğin fiziki özgürlüğünün zamanının geldiğini biz, orada bir irade beyanıyla ortaya koyacağız.
‘AK, CPT VE AİHM’E MESAJ OLACAK: ÖNDER APO’NUN ÖZGÜRLÜĞÜ HEMEN ŞİMDİ’
Bununla birlikte, CPT’nin, Avrupa Konseyi’nin ve AİHM’in sessizlikleri ve sadece kısa bir söylemle bu süreci geçiştirmek istemelerine karşı da “Önder Apo'nun özgürlüğü hemen şimdi” sloganları haykırılacak. Yani bir yıl ya da iki yıl süremizin olmadığını, bu özgürlüğün bir an önce sağlanması gerektiği noktasında birçok konuşma yapılacak ve bunun için de birçok siyasetçi görüşlerini belirtecek. Şu ana kadar yaşadığımız herhangi bir sıkıntı yok. Tabii, Kürt Kültür Hareketi'nin de bir programı olacak bu etkinlik içinde. Önder Apo için bestelenen şarkılar, TEV-ÇAND öncülüğünde koro halinde söylenecek.
Yani yoğun bir çalışma var. Sadece eylem günü ve eylem noktasında değil, aslında son 16 gündür, 'Önderliğe özgürlük' şiarıyla her alanda eylemler, etkinlikler, bildiri dağıtımları, ev ve esnaf ziyaretleri, birebir kitleyle konuşmalar yapıldı ve bu kapsamda büyük bir seferberlik ruhu gelişti. Bu çalışmanın yansımasının da 16 Kasım’da alanda olacağına inanıyoruz.
Tabii, şunu da belirtmek gerekiyor: Gerçekten kendi onuruna, kimliğine ve kültürüne sahip çıkmak isteyen herkesin o gün Önder Apo'nun selamına karşılık vermesi, selam iletmesi ve selamını alarak buna karşı direnişi büyütmesi gerekiyor.
“ÖNDER APO’NUN SELAMI HALK İÇERİSİNDE BÜYÜK BİR HEYECAN YARATTI”
Kürt Halk Önderi yaptığı görüşmede, ‘Gittiğiniz her yerde selamımı iletin’ dedi. Elbette siz de bu yürüyüşü organize ederken bir hedef koymuşsunuzdur. Nitekim her etkinliğin, her eylemin bir hedefi oluyor. Siz orada kaç bin kişiye ya da kaç yüz bin kişiye bu selamı iletmeyi planladınız?
Tabii, biz KCDK-E olarak, milyonlara ulaşalım, Önderliği özgürleştirelim şiarıyla bu eylemi organize ettik. Sadece, başta da dediğim gibi, Almanya’da 16 Kasım’da değil, 1 Kasım'dan itibaren dünyanın her yerinde yaşayan her Kürt’ün evine gidip Önderliğin selamını iletme ve bu temelde çalışmalar yapma planlamamız oldu. Önder Apo'nun selamını ailelere ilettiğimizde büyük bir heyecan vardı. Önderlikten 44 ay sonra bir haber almaları büyük bir heyecan yarattı. Bu heyecana da alanlarda cevap verileceği noktasında hiçbir kuşkumuz yok. Yüz binlerin tek dilde, tek söylemle “Önder Apo'ya özgürlük” şiarıyla alanada olacaklarını biliyoruz. Yoğun bir çalışma var, büyük bir kitle çalışması ve bunun alana yansıyacağı da kesinlikle görülüyor. Ama yine de son noktaya kadar çalışmalarımızı devam ettirmemiz gerekiyor. Sadece orada değil, Kürt halkının bulunduğu her alanda önderliğine sahip çıkacağı çalışmaların ortaya çıkması gerekiyor. Bunun için de tekrarlıyayım, çalışmalarımız devam ediyor ve son güne kadar da aralıksız devam edecek.
Tabii, Önderliğin selamı bizde büyük bir heyecan yarattı. Kürt halkı içerisinde de büyük bir heyecan yarattı. Ama Önderliğin, 'Tecrit devam ediyor' söylemine bakıldığında, tecridin bir an önce kırılması ve Önderliğin fiziki özgürlüğünün sağlanması temelinde mücadeleyi her alana taşıyarak 16 Kasım'da da zirve eylemiyle büyütmeyi hedefliyoruz.
‘16 KASIM SAAT 10’DA, KÖLN DEUTZER WERFT’TEYİZ’
Peki son olarak “Ben hastayım gelemiyorum, işim var gelemiyorum, keşke gelseydim” diyen ya da diyecek olanlara bir çağrınız var mı?
Tabii, şunu belirtmek istiyoruz. 17 Şubat'ta yaptığımız bütün çalışmalar kapsamında büyük bir eylem organize edildi ve yüz binler alana geldi. Ama gelmeyenlere ulaştığımızda, 'Keşke gelseydim' diyenler çok oldu. Çünkü Kürt halkının, kendi tarihinde, bu tarih sayfalarında yerini almak isteyen herkesin o gün orada olması gerekiyor. 'Ben gelmesem bir şey olmaz' diyenler, kesinlikle gelsin. Eğer tecridi kırmak ve Önderliğin fiziki özgürlüğünü elde etmek istiyorsak, herkesin orada olması gerekiyor.
Şunu net olarak, KCDK-E Eşbaşkanı olarak bizzat söylemek istiyorum: Gelmeyen olursa, biz bu tecridi kıramayız. Yüz binlerin, hatta milyonların alanı doldurduğu anda tecrit kırılacak. Buna herkesin inanması gerekiyor. 'Ben hastayım, ben gelemiyorum' deme lüksüne sahip değiliz. Vicdanı, ahlakı, onuru olan herkesin kendi onuruna sahip çıkması gerekiyor. Kürt halkının onuru, Önder Öcalan’dır. Önder Öcalan’ın özgürlüğüdür. Özgürlüğümüz, Önder Öcalan’ın özgürlüğünden geçiyor. Rojava’nın statüsü, Bakur’daki ilhak ve kayyum politikalarına karşı direniş, Önder Öcalan’ın özgürlüğünden geçiyor. Bunu görmemiz gerekiyor.
Bu temelde, Önderliğe sahip çıkmamız ve 16 Kasım’da şartımız, imkânımız ne olursa olsun Köln’de olmamız gerekiyor. Herkesin bu bilinçle hareket etmesi gerekiyor. Herkese tekrardan çağrımızı yineliyoruz. Beş yaşındaki çocuktan en yaşlısına kadar, kadın, gençlik, herkesi seferberlik ruhuyla 16 Kasım’da saat 10’da Köln, Deutzer Werft’te bekliyoruz.
Çünkü bu tecridi kıracağımıza inanıyoruz. Bu tecridi de kendi halkımızla birlikte ortaya koyacağımız mücadeleyle kıracağımız bilinciyle hareket ederek 16 Kasım’da Köln’de buluşmaya davet ediyoruz.