KCK Halklar ve İnançlar Komitesi, Ramazan ayı vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı.
Ortadoğu'da savaş ve yıkımın yol açtığı büyük trajedilerin geride bıraktıklarıyla 2025 yılının Ramazan ayına girildiğine dikkat çekilen açıklamada; “İslam alemi için hayırlı olan Ramazan ayına girmiş bulunuyoruz. Mübarek Ramazan ayının tüm İslam alemine barış ve huzur getirmesini diliyoruz. Kutsal Ramazan orucunun 2025 yılında Müslümanların kalplerinde hoşgörü, sevgi, paylaşım ve daha çok iyi duygularla yaşamı karşılamaya vesile olmasını umuyor, Müslüman toplumlara adalet ve barış getirmesini temenni ediyoruz. Ramazan ayında yapılacak ibadetlerin ve tefekkürün toplumsal ahlakı, insan iradesini ve vicdanını daha da güçlendirmesini umuyoruz. Ortadoğu toplumlarının demokrasi ve özgürlük sorunları üzerine yoğunlaşarak kalıcı çözümler üretmeye, Demokratik Ulus perspektifiyle toplumu ve yaşamı inşaya vesile olmasını diliyoruz.
Saygıdeğer Müslümanlar; 2025 yılının mübarek Ramazan ayına Müslüman coğrafyası olan Ortadoğu'da savaş ve yıkımın yol açtığı büyük trajedilerin geride bıraktıklarıyla girdik. Ortadoğu’da süren bu yoğun çatışmalı süreç başta Müslüman toplumlara olmak üzere bölgede yaşayan bütün halklara ve inançlara büyük acılar yaşatmaktadır. Ancak savaşın yarattığı yıkımın, yaşattığı acıların bölgede Demokratik Ulus anlayışıyla toplum inşası gelişirse telafisi olacağına inanıyoruz. Bu anlamıyla bütün İslam alemini, Ortadoğulu Müslümanları İslam'ın temsil ettiği demokratik değerler etrafında birlik olmaya, Ortadoğu'da yaşayan bütün halkların çıkarları için Demokratik Ortadoğu Konfederalizmini inşa etmeye çağırıyoruz. Halkların birlik ve beraberliklerini geliştirecek, kardeşçe yaşamı güçlendirecek temelde içinde olduğumuz sürece güç vermeye, katkı sunmaya davet ediyoruz. Kendi çıkarları uğruna her türlü insanlık değerleriyle oynayan güçlere karşı saf tutmaya, Halkların Demokratik Birliğini geliştirmek, Demokratik Toplumun inşasını gerçekleştirmek için büyük müminler gibi mücadele etmeye çağırıyoruz.
Hareket olarak Ortadoğu'da yaşanan ekolojik sorunların, kadın sorunlarının, demokrasi ve özgürlükler sorunlarının çözümünün ortak mücadele etmekten geçtiğine inanıyoruz. Demokrasi ve özgürlük temelinde halkların ortak mücadelesini büyütmek, halkların ve inançların birliğini, beraberliğini, eşitliğini sağlamak bu Ramazan orucu boyunca yoğunlaşılması gereken temel konulardan olduğunu belirtmek istiyoruz. Bu vesileyle bu mübarek Ramazan ayında Ortadoğu ve Kürdistan’da yaşayan Müslümanları dünyanın her yerindeki sömürgeci, soykırımcı, faşist iktidar ve devletlere karşı daha örgütlü, dayanışma ve birlik içinde olmaya çağırıyoruz” denildi.
KÜRDİSTANLI SEYDALARA ÇAĞRI
Türk devletinin saldırılarına karşı Kürt toplumunun her yerde demokrasi, özgürlük, insanca yaşam için direndiğine vurgu yapılan açıklamada, halkın inanç önderleri olan Seydaların direnen halkın yanında olması gerektiğin belirtildi. İnkar ve imha altında olan, iradesi gasp edilen, tecritle karşı karşıya olan bir halkın en büyük ve sevap getiren ibadetinin direniş olduğunu belirtilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Saygıdeğer, yurtsever Kürdistanlı Seydalar; içinden geçtiğimiz bu süreç Bakur, Başûr, Rojava, Rojhilat ve dünyanın her yerinde yaşayan Kürt Müslümanlara Ramazan orucu çok büyük sorumluluklar yüklemektedir. Kürt halkı 50 yılı aşkın bir süredir soykırım politikalarına karşı varlık ve yaşam mücadelesi vermektedir. Kürdistan’ın bütün alanlarında sömürgeci, soykırımcı Türk devletinin saldırıları hızından hiçbir şey kaybetmeden sürdürülüyor. Bakur alanında tecrit, işkence, tutuklama, irade gaspı sınır tanımadan sürdürülüyor.
Başûr alanının her yerinde Türk devletinin soykırım saldırıları, sömürgecilikleri, onlarca köy boşaltmalar, ekolojik kırım, var olan toplumsal sorunlar haddini aşmaktadır. Rojava ve Kuzey Suriye alanında Türk devletinin sömürgeci, soykırımcı ve işgalci saldırıları halkları yaşadıkları yerlerden edip göçe zorluyor. Her gün yaşanan savaş ve çatışmalarda demokrasi ve özgürlük mücadelesi yürüten onlarca insan hayatını kaybediyor. Bütün bu saldırılar karşısında Kürt toplumu her yerde demokrasi, özgürlük, insanca yaşam için direniyor. Halkın inanç önderleri olan siz değerli Seydaların direnen halkın yanında olmanız, halkı manevi anlamda beslemeniz Ramazan boyunca kutsal ibadetinizin parçası olmalıdır. Kutsal kitabımız olan Kuran’a göre; İslam'ı kullanarak bir halk gerçekliğini inkar edenler karşısında direnen bir halkın bütün eylemleri bir oruçtur. Bu emre uyanlar için bağışlayıcılık ve büyük mükafatın olduğu belirtilmiştir. Bu İslami ilkeden ötürü Müslüman Kürtlere Ramazan daha büyük sorumluluk yüklemektedir.
Biz de Ramazan ayı vesilesiyle yurtsever Kürt Seydalarına ve Müslüman Kürt halkına ibadetlerini direnişle birleştirmelerinin sevabının daha büyük olacağını hatırlatmak istiyoruz. İnkar ve imha altında olan, iradesi gasp edilen, tecritle karşı karşıya olan bir halkın en büyük ve sevap getiren ibadeti direniştir. Bu süreçte dilini, kültürünü yok sayarak Kürt halkı şahsında Allah'ın ayetlerini inkar eden, Kürt katliamlarını gerçekleştirmek için fetvalar veren, Kürt halkının iradesini gasp ederek her gün kayyum atayan, başta Kürdistan halkının ve ezilen, özgürlük yanlısı bir çok halkın, Önder olarak kabul ettiği Önderliğini tecrit eden Türk devletinin diyanetine bağlı Camilerinde namaz kılmak yerine, halkın direnişte olduğu sınır boylarında, halk savunma mevzilerinde, belediye önlerinde kılmanız ve kıldırmanız en doğru tutum olacaktır.
FİTRE VE ZEKATLARINIZLA ROJAVA HALKINA DESTEK OLUN
Müslümanların paylaşımın diğer adı olan Zekatın İslam'ın önemli şartlarından olduğunu, Zekat veren Müminin malına mülküne bereket geldiğini unutmadan hareket etmelerini bekliyoruz. Fitre ve Zekatlarınızı Türk sömürgeciliği ile işbirliği içindeki kurum ve kuruluşlara vermeniz yerine yaşadıkları yerlerden göç edip zor koşullarda yaşamak zorunda bırakılan Rojava ve Kuzey Suriye halklara yardım elini uzatmak, ihtiyaç sahiplerine gerekli desteği vermek Ramazan ayının büyük sevaplarından olacaktır. Rojava ve Kuzey Suriye halkları hem göç eden, hem de göç alan bir durumda yaşamaktadır. Bu anlamıyla hem Kürdistanlı Müslümanlar, hem de dünyanın her yerinde yaşayan ve yüreği hak aşkı ile atan bütün Müslümanların savaş ortamında zor koşullarda yaşayan, yaşadıkları yerler işgal edildiği için başka yerlere göç etmek zorunda bırakılan halklarla dayanışma içinde olmalıdırlar.
İftar sofralarınızı dünyada yaşayan milyonlarca aç insanın acılarını hissederek israftan, fuzuli tüketimden uzak, mütevazi bir tarzda hazırlamanız en doğru ve hayırlı yaklaşım olacaktır. İftar sofranızı ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak, yaşlı ve hastaları sormak, ihtiyaçlarını karşılamak Ramazan ayının büyük sevaplarındandır. Bu anlamıyla ahlaklı ve vicdanlı olmayı, iyilik yapmayı, hesapsız doğruluğu her dem kendisine kılavuz bilen Müslümanların bu zor zamanlarda dayanışma ve birlik içinde olmalarını bekliyor, tuttukları oruçların büyük hayırlara vesile olmasını diliyoruz.
Mübarek Ramazan orucunun en büyük ve ahlaki tutumunun işgale, kayyuma, tecride, işkenceye karşı ortak mücadele olacağına inanıyoruz. Bu vesileyle Türkiye ve Ortadoğu Müslüman halkların demokratik, eşitlikçi, bir arada ve kardeşçe yaşamı sağlamak için üzerlerine düşen tarihi rollerini oynamalarını, zalime ve haksıza karşı demokrasi cephesinde ortak mücadele alanlarında saf tutmalarını bekliyoruz. Tuttukları orucun, ettikleri duaların ve niyetlerinin kabul görmesini diliyoruz.”