Türk meclisinde görüşülmeye başlanan 80 maddelik torba yasanın 29 maddesi kabul edildi. Kalan maddelerin ise ay sonuna kadar meclisten geçirileceği tahmin ediliyor. Torba yasada dikkati çeken maddeler ise sermayeye uygulanan vergi indirimleri. Özellikle yurt dışından elde edilmiş kâr paylarının Türkiye’ye getirilmesi şartıyla bu kazançların yarısından yani yüzde 50’sinden gelir ve kurumlar vergisi alınmayacak. Yurt dışında hizmet sektöründen kazanılan paranın tamamını Türkiye’ye getirenlere ise yüzde 80 vergi muafiyeti uygulanacak. Yine yurt dışında şirketlerin gerçekleştirdiği ihracattan kazandığın parayı Türkiye’ye getirenlere ise 5 puanlık kurumlar vergisi indirimi uygulanacak. Dövizlerini kur korumalı mevduat (KKM) hesabına yatıranların elde ettiği kur farkı ve faiz gibi kazançlar için kurumlar vergisinden muafiyet de 6 ay daha uzatıldı.
Peki, Hazine ve Maliye bakanı Mehmet Şimşek’in dilinden düşürmediği ‘vergiyi tabana yayacağız’ sözlerindeki taban sadece halk mı? Torba yasa ile geçecek bu maddeleri ve sermayeye sağlanan bu kolaylıkları HEDEP Mûş Milletvekili Sezai Temelli ANF’ye değerlendirdi.
TABANDA HALK VAR
Temelli öncelikle Mehmet Şimşek’in ağzından düşürmediği ‘vergiyi tabana yayacağız’ sözlerini eleştiriyor: “Verginin tabana yayılmasını meselesi gerçekten ironik bir mesele. Tabana yayılması herkesin vergi yükünü arttırmak demek, peki tabanda kim var? Tabanda emekçiler, işsizler, prekarya var. Dolayısıyla vergiyi tabana yaydığınızda bu insanların üzerindeki yükü artırmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. Temel ihtiyaç harcamalarındaki vergiler tabii ki en çok alt kesimlerin üzerine yığılıyor. Vergiyi tabana yaymaktan çok vergiyi sermayeye, yani üst kesimlere doğru artan oranlı bir şekilde dikey, adaleti sağlayacak şekilde genişletmek gerekir. Türkiye'deki sorun zenginlerin vergi vermemesidir. Devlet sahiplerinin vergi vermemesidir ve Türkiye’de sermaye vergi cennetinde yaşamaktadır. Dolayısıyla bu vergi cennetinden çıkmadan zaten meseleleri çözmenin de çok mümkün olmadığını biliyoruz.”
DOLAYLI DA DOLAYSIZ DA VERGİNİN YÜKÜ HALKA ÖDETİLİYOR
Sezai Temelli, bütçede sermayeden alınması vazgeçilen vergi oranını hatırlatıyor ve şöyle devam ediyor: “Bütçeye baktığımızda 2.2 trilyon lira vergi harcaması vardı. Vergi harcaması, almaktan vazgeçtiğiniz vergi demektir. Peki, kimden almaktan vazgeçiyorsunuz? Sermayeden… Dolayısıyla 2.2 trilyon bir vergi harcaması yapıyorsunuz. Onun dışında verginin yüzde 66’sı dolaylı vergi olarak alıyorsunuz. Dolaylı vergi son nihai tüketici öder demek. Son nihai tüketici de bu ülkenin işte yüzde 80’ini aşmış yoksul halkıdır. Dolayısıyla bu yük onların üzerine kalır. Mehmet Şimşek, aslında bunu söylerken sınıfını da çok net belli ediyor. Yani diyor ki ben vergiye tabandan alacağım. Bu sayede hem onları yoksullaştıracağım, yoksullaşan insanlar daha az harcar, daha az harcarlarsa enflasyon düşer. Dolayısıyla bir sermayenin sözcüsü olarak kurgusu kendine göre doğru. O yüzden de dolaylı vergilerin payı yüksek. Peki, dolaysız vergiler adil mi? Oranı yüzde 34 ama bu rakamın da büyük bir kısmı yine halkın sırtına biniyor. Çünkü patronlar ödedikleri vergiyi bir şekilde fiyatlarına maliyet unsuru olarak yansıtıp bunu piyasa koşulları içinde yoksul halkın, emekçileri sırtına yükleyebiliyor.”
KURUMLAR VERGİSİ SADECE YÜZDE 11 ÖDENİYOR
HEDEP Mûş Milletvekili Temelli, kurumlar vergisi oranı hakkında sordukları ve iktidardan aldıkları yanıtı da şöyle aktarıyor ve torba yasanın cumhurbaşkanına ne gibi ayrıcalıklar getireceğini de ekliyor: “Mesela kurumlar vergisi için diyorlar ki biz kurumlar vergisini yüzde 5’e çıkardık. Bankalarda da yüzde 30’a çıkardık. Biz de sorduk, kurumlar vergisinin efektif vergi oranı kaçtır? Ikındılar, sıkındılar, utandılar ama sonra açıklamak zorunda kaldılar. Dediler ki yüzde 11. Yani şu demek: Ben kurumlardan yüzde 30 vergi almak istiyorum ama aslında yüzde 11 alıyorum. Peki, yüzde 19 ne oluyor? Muafiyet oluyor, istisna oluyor ya da vergi harcaması oluyor. Dolayısıyla kurumlar aslında sadece yüzde 11 ödüyor. Ve ödediği yüzde 11’i bu piyasa koşullarında halka çok rahat yansıtabiliyor.
Bu torba yasaya baktığımızda biz yine bir sürü vergi muafiyet ve istisna görüyoruz. Yurt dışında kazandığım parayı getir, yüzde 50 indireyim. Yurt dışında işte hizmet sat içeriye getir yüzde 80 muafiyet sağlayayım. Katma Değer Vergisi (KDV) borçlarını işveren lehine yeniden düzenliyorlar. Bunların yanı sıra cumhurbaşkanına tanınmış keyfi yetkiler var. Sadece yetki değil artık, keyfi yetkiler var. Yani kimin KDV’si indirilecek, kimin KDV’si çıkartılacak, kim hak edişi ödeyecek ya da ödemeyecek cumhurbaşkanı karar verecek.
Bunun dışında torba yasada bir madde dışında halkın yararına hiçbir şey yok. O bir maddede çalışan emeklilere de 5 bin TL verilmesi. Muhalefet olarak ilk günden bunun büyük bir adaletsizlik olduğunu söyledik. En azından bu kadarının düzeltilmesini sağladık. Ama yeterli değil elbette. Emeklilerin durumu çok vahim, emekliler lehine şu ana kadar bir olumlu gelişme yok. Sadece vaatler var.”