‘Kent uzlaşısı sadece bir seçim modeli değil’

DEM Parti MYK Üyesi Murad Mıhçı, kent uzlaşısının yalnızca bir seçim süreci modeli olarak kalmayacağını; ileriye dönük olarak bir örgütleme modeli haline getirmeyi de hedeflediklerini söyledi.

Kent uzlaşısının, 3. Yol siyaseti çerçevesinde, demokrasi ve özgürlükten yana olan tüm kesimlerin söz ve karar hakkı sahibi olabileceği bir model olduğunu söyleyen DEM Parti MYK Üyesi Murad Mıhçı, “Partimizin aday çıkartacağı yerlerde emek örgütleri, yerel inisiyatifler, inanç kurumları ve yöre dernekleriyle görüşmeler devam ediyor” dedi. 

DEM Parti MYK Üyesi Murad Mıhçı, kent uzlaşısının işleyişine ve batıda yerel seçim sürecinin nasıl yürütüleceğine dair ANF'ye konuştu. Kent uzlaşısını, yerel seçim süreci sonrasında da devam edecek bir örgütleme modeli haline getirmeyi hedeflediklerini belirten Mıhçı, "Kent uzlaşısını yerel seçim sürecinde tüm demokrasi güçleri ile ortak hareket edebilmeye dair arayışımız oluşturdu, ancak bu yalnızca bir seçim süreci modeli olarak kalmayacak. İleriye dönük olarak bir örgütleme modeli haline getirmeyi de hedefliyoruz" dedi.

UZLAŞIYI İHTİYAÇ BELİRLEDİ

Genel seçimler sonrası yapılan halk toplantılarında en fazla ön plana çıkan eleştirinin, tabana yeterince kulak verilmemesi ve karar süreçlerinin dışında tutulması olduğunu hatırlatan Murad Mıhçı, bu haklı eleştiriye cevap olabilmek adına hem Kurdistan'da hem de batı illerinde tüm adayların halk tarafından belirleneceği ortaklaşma modelleri arayışının kent uzlaşısını ortaya çıkardığını söyledi. Mıhçı, şöyle devam etti: "İttifaklar elbette masa başında ve merkezi görüşmeler düzeyinde yapılabilir, adaylar merkezi olarak belirlenebilir, bu da bir yöntemdir, ancak genel seçimlerde de gördüğümüz gibi her zaman olumlu sonuçlar doğurmayabiliyor. Yaşadığımız oy kaybında, elbette bu durum dışında pek çok faktör de vardı ama halk toplantıları sürecinde her yerde ısrarla dile getirilen iki eleştiri, tabanımızın en çok rahatsız olduğu iki nokta şuydu; yerellere neden kulak verilmediği ve yerellerin neden karar mekanizmasının dışında bırakıldığıydı. Kent uzlaşısı, bu haklı eleştirilere en doğru cevabı üretebilmek adına oluşturuldu. Tüm yereldeki dinamiklerin, siyasi temsilcilerin, odaların, kadınların, özgürlük ve demokrasiyi savunan kurumların yer aldığı, 3. Yol çizgisini savunan bir yapıya sahip olacak."

DEM PARTİ GÖRÜŞMELERE BAŞLADI

Bir önceki seçimde o bölgede alınan oyun en az yüzde 2’sine tekabül edecek bir uzlaşı bileşeni sayısı hedeflediklerinin altını çizen Mıhçı, şunları paylaştı: "Partinin aday çıkardığı belirli yerler var. İlk etapta buralardan başlanacak, daha sonra Türkiye'nin batısındaki her yerde DEM Parti kendi çalışmasına kent uzlaşı modeliyle devam edecek. Kent uzlaşısı tüm yereldeki dinamiklerin, siyasi temsilcilerin, odaların, sendikaların, kadınların, gençlerin, inançların, özgürlük ve demokrasiyi savunan, kimlik mücadelesi veren kurumların yer aldığı, 3. Yol çizgisini savunan bir yapıya sahip olacak. Bir uzlaşı sistemi kurulacak. Partimizin aday çıkartacağı yerlerde arkadaşlarımız görüşmelere başladı. Emek örgütleri, yerel inisiyatifler, inanç kurumları ve yöre dernekleriyle görüşmeler devam ediyor. Ben de bu çalışmanın yöre dernekleri kısmında yer alıyorum."

ADAY İŞARET ETME DURUMU OLAMAZ

İstanbul'da aday çıkartılacak dört ilçenin geçmiş seçim dönemlerinde de partinin yüksek oy aldığı ilçeler olduğunu hatırlatan Mıhçı, bu ilçeler için oluşturulacak güçlü bir kent uzlaşısı ile kazanacaklarına inançlarının tam olduğunu vurguladı. Mıhçı, şöyle konuştu: "Önceki seçim dönemlerinde Adalar ilçesi için bir Ermeni olan Kayuş Çalıkman Gavrilof'un aday gösterilmesi, elbette hem bizim insanımızı hem de genel anlamda partimizin tabanını mutlu etmişti. Bu süreçte de böyle bir beklentinin olması elbette anlaşılır, ancak kent uzlaşısının nasıl işlediğinden bahsettik. Tepeden herhangi bir işaret ve belirleme durumu hiç kimse ve hiçbir grup için söz konusu olamaz. Bu oluşturmak istediğimiz uzlaşının temel ilkelerine aykırı olur. Adalar için kurulacak uzlaşı böyle bir karar alırsa bu mümkün olabilir. Partimiz elbette bugün bu sistem tarafından dezavantaj grubu haline dönüştürülen tüm kesimleri gözeten ve öncelik affeden bir anlayıştadır. HDP'yi oluşturan konsensüse sadıktır. Birçok yerde kadınların, gençlerin, kültürel temsiliyetlerin, engellilerin önünün açıldığını bu süreçte göreceğiz. Bahsettiğimiz gibi bunların hiçbiri merkezi kararların uygulanması yoluyla olmayacak. Tüm bu gruplardan başvuran adayları kent uzlaşısı değerlendirecek ve üzerinde ortaklaşılan aday, belirttiğimiz ilkeler çerçevesinde seçilecek."