‘Kıbrıs halkı ile Abdullah Öcalan’ın felsefesi buluşmalı’

Avrupa Parlamentosu’nun Kıbrıslı üyelerinden Neoklis Sylikiotis, Abdullah Öcalan’ın kitaplarının Kıbrıs’ta daha yaygın olması gerektiğini belirterek, “Kıbrıs halkı ile Öcalan’ın felsefesini buluşturmak çok önemli” dedi.

Kıbrıslı siyasetçi Neoklis Sylikioti, Rojava Devrimi’nin aslında Kıbrıs için de tarihi bir örnek, ilham kaynağı olduğunu söyledi. 

Avrupa Parlamentosu’nun Kıbrıslı üyesi Neoklis Sylikiotis, ANF’nin sorularını yanıtladı. 


Kıbrıs’ta Ekim’de ‘kapitalist moderniteye karşı demokratik modernite paradigması’ konulu konferans düzenlendi. Konferansın ana gündemi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigması ve fiziki özgürlüğüydü. Konferansı nasıl buldunuz?

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkıyla tanışmam çok eskiye dayanır. Mesela PKK'yi 80'li yıllarda Almanya'da bulunduğum dönemden tanıyorum. Sayın Abdullah Öcalan, Yunan hükümetinin kabul edilemez diyebileceğim bir tutumundan sonra tutuklandı. Biz o zamandan beri Yunan hükümetinin tutumunu eleştiriyoruz. Bu bizim için büyük bir utançtır. Tutuklandığı süreçte yaşanan tüm aşamaları biliyorum, tepki gösterdik. Hatta yargılama gerçekleştiğinde ve idama mahkum edildiğinde Avrupa Parlamentosu'ndaki Sol Grup’tan, AKEL'in de içinde bulunduğu gruptan büyük bir tepki geldi. Son yıllarda grubun başkan yardımcısıydım ve her yıl Kurdistan için bir etkinlik düzenliyorduk ve Kürtlerin mücadelesini göstermek için HADEP'ten, Suriye PYD'sinden, herkesten Kürtleri davet ediyorduk ve her zaman Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması konusu gündeme geliyordu. 

Sol Grup ve AKEL olarak kurtuluş hareketlerinin terörist olarak damgalanmasını asla kabul etmiyoruz. Türkiye tarafından, halkının özgürlüğü için mücadele eden herkesin en kolay şekilde terörizmle yaftalandığına şahitlik ediyoruz. Abdullah Öcalan'la ilgili kabul edilemez olan bir şey de ne Türkiye'nin ne de Avrupa'nın yargı sisteminde tanınmayan bir şekilde cezaevinde tek kişilik hücrede tutuluyor olmasıdır. Neredeyse üç yıldır avukatlarıyla, akrabalarıyla iletişim kuramıyor. Bu, her türlü insan hakkını ve temel insan haklarını ihlal ediyor. Bir insanı bu kadar tecrit altında tutamazsınız. Bu bir işkence yöntemidir. 

Abdullah Öcalan müthiş bir mücadele yürütüyor ve bu bir gerçek. Bu mücadelesi var oldukça ne kadar baskı yaparlarsa yapsınlar bu Kürt halkının özgürlük mücadelesine engel olamayacaktır. Aksine Kürt halkının mücadelesini güçlendirdiğini belirtebiliriz. Sadece Türkiye'de değil, Suriye'de, Irak'ta ve diğerlerinde de. Bu da otoriter bir devletin Kürt halkının liderine karşı ne kadar önlem alırsa alsın Kürt halkının özgürlük mücadelesindeki rolünü engelleyemeceğini kanıtlar.

Abdullah Öcalan’ın paradigması 3. Yol olarak halkların özgürlük umudu haline geldi. Bunun en açık örneği Rojava Devrimi olarak karşımızda duruyor. Bu anlamda Abdullah Öcalan’ın halklar üzerindeki etkisi nasıldır?

Rojava'nın küçük bir bölge olmasına rağmen her yerden ve özellikle de Türkiye'den gelen saldırılara rağmen bölgedeki halkların nasıl bir arada özgürce yaşayabileceğine dair iyi bir örnek olduğunu söyleyeyim. Avrupa Parlamentosu'ndaki etkinliklerde Rojava örneğini çok fazla desteklediğimizi ve Kürtlerle görüştüğümüzde de raporlar hazırladığımızı söylemeliyim. Bu, Abdullah Öcalan'ın birkaç yıl önce burada ortaya koyduğu pozisyonları gösteren bir örnektir; kadın özgürlüğü, doğanın korunması, kolektivite, eşitlik, demokrasi Rojava'da entegre edilmiş ve işleyen unsurlardır. Her zaman bahsettiğimiz bir örnek, çünkü Kürtler tarihsel olarak uzun yıllar boyunca dine, şeyhlere, ağalara bağlıyken, PKK'nin eylemleri sayesinde demokratik kavramlar, kolektivite, ekoloji gibi unsurlar ortaya çıktı. 

Rojava Devrimi aslında Kıbrıs için de tarihi bir örneği gösteriyor. Bu bizim için de bir ilham kaynağı. Nasıl ki Rojava'da insanlar, Kürtler ve Araplar demokratik bir toplumda eşit bir şekilde yaşayarak milliyetçiliğe bir cevap verildiyse, ortaya koyduğumuz bu paradigma ile de Kıbrıslı Rumların demokratik bir şekilde diğer halklarla birlikte yaşayabileceğine, hiçbir egemen güce ve dışarıdan başka bir gücün korumasına da ihtiyacımız olmadığını gösterir.

Kürt halkının dostları tarafından 10 Ekim’de “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” kampanyası başlatıldı. Dünyanın dört bir yanından Abdullah Öcalan’a özgürlük mesajları verildi. Bu kampanyayı nasıl buluyorsunuz? 

Abdullah Öcalan’ın tutuklanması ve tecrit edilmesiyle Kürt Özgürlük Hareketi’ni tasfiye edebileceklerini düşündüler. Böyle olmadığını, aksine bu esaret içinde yeni bir devrim yarattığını gördük. Bu kampanya önemli, çünkü uzun yıllardır konuştuğumuz bir konu var. Kürt sorununa barışçıl ve demokratik bir çözüm bulunabilmesi için Kürt halkının liderinin serbest bırakılması gerekiyor. Kürt halkı ve Abdullah Öcalan ile uluslararası dayanışma önemlidir. Abdullah Öcalan’ı izole etmenin ve dış dünya ile iletişim kurmasına izin vermemenin herhangi bir soruna çözüm getireceğine inandığınızda, sorunu daha da zorlaştırırsınız. Bu nedenle uluslararası dayanışma güçlendirilmelidir. Adil ve demokratik bir çözüme sahip olmak ve savaşı durdurmak için tekrar ediyorum; Abdullah Öcalan’ın biran önce serbest bırakılması gerektiğini düşünüyorum. 

Kıbrıs’ın ötesinde de sorumluluklarımız olduğuna, elimizden gelen her şeyi yapmamız gerektiğine ve Avrupa Parlamentosu’nda yer aldığımız Avrupa’da bu kampanyayı desteklememiz gerektiğine inanıyorum, çünkü Kürt sorununa adil ve demokratik bir çözüm bulmanın tek yolu budur.

Abdullah Öcalan’a yönelik bu ağırlaştırılmış tecrit ve tutsaklığı ne anlama geliyor?

Bazen Türklerin, Abdullah Öcalan’ı öldürmeye çalıştıklarını ama başaramadıklarını düşünüyorum, çünkü Kürt halkının bir sembolüdür. Tecrit ederek ve özellikle son üç yılda Kürt halkının mücadelesini bitirebileceklerini düşündüler, ancak tam tersi oldu. Kürt halkının mücadelesi güçleniyor. Ne kadar önlem alırsanız alın, Kürt halkının özgürlük mücadelesini bitiremezsiniz. Bence hepimizin ve Kürtlerin vurgulaması gereken tek şey bu. Öcalan’a karşı ne önlem alırlarsa alsınlar, bizim direnişimize engel olamayacaksınız, tam tersine direnişimizi güçlendireceğiz, mesajını vermemiz gerekiyor.

Sizce Kürt sorununa siyasi çözüm ve Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için nasıl bir mücadele ağı geliştirmek gerekiyor?

Kürtlerin yaptığı tüm faaliyetlerde yanlarındayız ve her zaman da olacağız. Ne yapılırsa yapılsın destekleyeceğiz, zaten her zaman destekliyoruz. Bizim cephede Kürtler için çok olumlu bir iklim var. Bu kampanya çok önemli, ben de diğerleri gibi onları okuyorum ve izliyorum, daha fazla vurgulamak gerekiyor. Kampanya aracılığıyla Öcalan’ın cezaevlerinde bile neler yaptığını, ateşkes için yaptığı önerileri, toplum için yapması gerekenleri, Rojava’da takip edilenleri daha fazla öğrenmeliyiz. Kıbrıs halkına da anlatmalıyız. Bu anlamda Öcalan’ın kitaplarının farklı dillere çevrilmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle Kıbrıs’ta bu çok az. Bunun daha çok yaygın olması gerekiyor. Kıbrıs halkı ile Öcalan’ın düşüncelerini, ideolojisi ve felsefesini buluşturmak çok önemli olacaktır.