Suriye ve Rojava yönelik Türk devlet destekli Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) adlı selefi ve cihatçı  çetelerin saldırısı, katliam tehdidine ilişkin Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) bir açıklama yaptı, herkesi Rojava’yı sahiplenmeye, savunmaya çağırdı. KNK açıklamasında Halep’in Kürt mahalleleri haricindeki bölgelerinin Suriye rejimi tarafından direniş gösterilmeden cihatçı selefi çetelerin eline geçtiğine dikkat çekildi.

KNK açıklamasında “Beş gün önce Türk devletinin koordinasyonunda HTŞ (Selefi bir örgüt olan El Kaide ve IŞİD'in kalıntıları olan Hayat Tahrir el-Şam) ve çoğunluğu Selefi güçlerden oluşan SMO (Suriye Ulusal Ordusu) koordinasyonunda ve Türkiye'ye bağlı olan) Suriye rejiminin güçlerine saldırdı ve ilerledi. İlginçtir ki Suriye ordusu direnmedi ve geri çekildi. Altıncı günde Halep şehrine girdiler ve Kürt mahallelerinin dışında Halep savaşmadan ele geçti. Başka cephelerden de saldırarak Hema şehrine gittiler. Bugün sabahın erken saatlerinden itibaren Türk devlet güçleri (Suriye Ulusal Ordusu - çoğunlukla Selefi güçler) Kürt bölgelerine ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ne saldırıyor. Şu anda tüm cephelerde savaş sürüyor ve en büyük saldırı Efrînli mültecilerin çoğunun bulunduğu Şahaba bölgesi ve Til Rıfet kasabasında. Suriye'de demokratik bir yönetim olan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, tüm etnik ve dini grupları bünyesinde barındırıyor ve sosyal alanda kadınlar öncülük ediyor.”

ERDOĞAN ROJAVA’YI TEHDİT ETTİ

KNK açıklamasında, HTŞ ve SMO gruplarının Türk devleti ile bağlantısına dikkat çekildi. Mevcut saldırıların Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rojava’ya yönelik tehdidi arasındaki ilişkiye vurgu yapıldı.  “HTŞ uluslararası bir cihatçı güçtür ve HTŞ'nin bünyesinde Uygur, Çeçen, Türkmen ve onlarca farklı ülkeden on binlerce cihatçı bulunmaktadır. HTS, Türkiye sınırında bulunuyor ve tüm lojistiğini Türkiye'den sağlıyor. SMO, tamamen Türkiye'ye bağımlıdır ve Türk devletinin emir ve talimatları doğrultusunda hareket etmektedir. Bu güçlerin saldırıları Türkiye'nin bilgisi ve koordinasyonuyla planlanıyor. Kürt bölgelerine ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ne ait bölgelere yapılan saldırı bu durumu açıkça göstermektedir. Zaten Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan bir süredir Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bırakmayacağını, Suriye'nin kuzeyini tamamen işgal edeceğimizi açıkça söylüyor.”

ROJAVA KATLİAMLA KARŞI KARŞIYA

KNK açıklamasında mevcut saldırılar ile Türk devletinin ilişkisine de vurgu yapıldı ve Rojava’nın katliam tehdidi altında olduğu belirtildi: “Bu saldırıların arkasında Türk devletinin olduğu açıktır. Neo-Osmanlı zihniyeti devreye giriyor ve Türk devleti bu bölgeleri işgal etmek istiyor. Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ne ait bölgelere saldırısı ilk kez olmuyor. Türk devleti, Suriye devriminin başlangıcından (2011) bu yana Rojava Kürtlerine yönelik her türlü şeytani plan ve saldırıların içinde yer alıyor. On yıl önce DAİŞ’in yönünü Kobanê kentine çeviren de Türk devlet yetkilileri idi. Şu anda Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ne ait alanlar Türk devletine ait güçlerin saldırısı altında. Bu saldırı, DAİŞ'in 2014'te Kobani'ye yaptığı saldırının benzeri. Rojava Kürtleri bir katliamla daha karşı karşıya.”

KUZEY VE DOĞU SURİYE ÖZERK YÖNETİMİNİYALNIZ BIRAKMAYIN

KNK açıklamasında “Suriye'yle ilgilenen tüm dünya güçlerinin dikkatini bu saldırılara çekiyoruz ve herkesin gerçekleri görmesini ve bu gerçeğe göre tavır almasını istiyoruz. HTŞ ve SMO’nun zaferi DAİŞ'inkine benzer bir durum anlamına geliyor. Onların zaferiyle Suriye, Selefi ve cihatçı güçlerin üssü ve karargahı haline geldi. Bu durumun önlenmesi gerekmektedir. Bu vesileyle ilgili tüm güçlere ve dünya kamuoyuna, Türk devleti ve ona bağlı güçlerin saldırılarını durdurmaya, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni yalnız bırakmamaya çağırıyoruz.”

KÜRTLER VE KÜRDİSTANLILAR, ROJAVA’YI SAVUNALIM!

Açıklama şöyle son buldu: “Genel olarak Rojava'da, özellikle de Halep yakınındaki Şehba'da, Efrînli göçmenler ve o bölgedeki insanlarımız saldırı altında ve katliamla karşı karşıya. Tüm Kürtlerin ve Kürdistanlıların ve Kürt dostlarının bu durumu dikkatle takip etmesi ve tavır alması gerekiyor. Bununla birlikte tüm Kürtleri ve Kürdistanlıları sokaklara çıkıp yüzünü Rojava'ya dönmeye, Rojava halkımızı ve Kobanê döneminde olduğu gibi Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni savunmaya çağırıyoruz.”