Kobane Kumpas davası nasıl başladı, neler yaşandı?

Kobanê Kumpas Davası, 6-8 Ekim 2014’teki olaylardan 7 yıl sonra başladı. 108 siyasetçinin yargılandığı dava birçok siyasetçiye müebbet hapis istenirken yargılama süreci boyunca birçok hukuksuzluk örneği yaşandı.

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen eylemleri gerekçe gösterilerek HDP eski Eş Genel Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu, 108 kişinin yargılandığı Kobanê Kumpas Davası devam ediyor.

Kobanê eylemleri gerekçe gösterilerek açılan davanın ilk duruşması 26 Nisan 2021 tarihinde görüldü. 2023’ü geride bıraktığımız şu günlerde dava sona doğru yaklaşıyor. Peki, şimdiye kadar neler yaşandı, dava yargılaması nasıl oldu, iddianamede neler var, savunmalar nasıl yapıldı?

Dava DAİŞ’in Kobanê saldırısına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihinde yapılan protesto gösterileri sırasında HDP Genel Merkezi’nin Twitter paylaşımları gerekçe gösterilerek 9 Ekim 2014 ve sonrasında dönemin HDP Eş Genel Başkanları ve MYK üyeleri hakkında açılan birden fazla soruşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 2 ana iddianamede birleştirildi. Dönemin HDP eş başkanları Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 108 siyasetçi, “halkı sokağa döktükleri” iddiasıyla, “Ülkenin birliğini ve bütünlüğünü bölmek” suçlamasıyla yargılanıyor.

KOBANÊ İLE DAYANIŞMAYA SALDIRI

Peki, yargılamaya konu olan Kobanê olaylarında neler yaşandı. Rojava’da bulunan Kobanê Kantonu’na yönelik Eylül 2014’te başlayan DAİŞ’in saldırılarına karşılık Kobanê’de bir direniş başladı. Kobanê direnişi ile dayanışmak ve DAİŞ’in saldırılarını protesto etmek amacı ile Türkiye ve Türkiye Kürdistan’ında yaygın gösteriler yapılarak protestolar gerçekleştirildi.

6 Ekim 2014 günü Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan’ın abisi ile İmralı Adası’nda yapmış olduğu görüşmeden sonra Kobanê ile ilgili olarak Abdullah Öcalan’ın “sonuna kadar direniş olmalı” sözlerini kamuoyuna yansıtmasından sonra Türkiye Kürdistan’ındaki gösteriler arttı. Aynı gün DTK ve HDP, 21’inci gününe giren Kobanê direnişinin sahiplenilmesi ve Türkiye’nin Kobanê’ye yardım güzergâhını açması için tüm kitleleri protesto gösterileri yapmaya davet etti. Gösterilerde devlet şiddetinin yaygın olarak kullanılması sonucu çok sayıda kişinin yaşamın yitirdi. İHD’nin hazırladığı gözlem raporuna göre 7 -12 Ekim tarihleri arasında devlet görevlileri, paramiliter gruplar ve göstericilerin şiddeti sonucu 46 kişi yaşamını yitirdi. Devlet yetkililerine göre ise 35 il ve 96 ilçede yaşanan olaylarda 37 kişi yaşamını yitirdi.

DAVA YAKLAŞIK 7 YIL SONRA BAŞLADI

Dava olaylardan yaklaşık 7 yıl sonra açıldı. 108 siyasetçinin “halkı sokağa döktükleri” iddiasıyla, “Ülkenin birliğini ve bütünlüğünü bölmek” suçlamasıyla yargılandığı davada soruşturmalardan ilki Parlamenter Suçları Soruşturma Bürosu tarafından eski HDP eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu dönemin milletvekili olan MYK üyelerine açıldı. İkinci soruşturma “Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu” tarafından milletvekili olmayan MYK üyeleri hakkında açıldı.

Dava yaklaşık 7 yıl sonra görülmeye başlasa da ilk soruşturma 2015’te başladı. HDP’in vekil olmayan MYK üyeleri hakkında yürütülen soruşturma dosyaları, 19 Şubat 2015’te Ankara İl Emniyet Müdürlüğü tarafından, 14 sayfalık ayrıntılı bilgi notu ve eklerden oluşan bir yazı gönderildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı B Şube Müdürlüğü tarafından benzer şekilde hazırlanan 33 sayfalık rapor, Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik Daire Başkanlığı’nın 71 sayfalık raporu, Ankara TEM Şube Müdürlüğü tarafından tutulan 5 Şubat 2015 tarihli 3 sayfalık tutanak ve ajansımız ANF haberlerinden oluşan 4 sayfalık da çıktı verildi. Ayrıca 2015 yılından emniyet tarafından hazırlanan bu araştırma tutanak ve özel görevlendirilen savcı Ahmet Altun’un ulaştığı gizli tanık “ULAŞ”, “MAHİR” ve açık tanık itirafçı Kerem Gökalp’in beyanları iddianamenin temelini oluşturdu.

İktidar tarafından da suçlanan HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının gündeme gelmesiyle 20 Mayıs 2016’da Meclis’te oy çokluğuyla milletvekili dokunulmazlıkları kaldırıldı. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile dokunulmazlığı kaldırılan HDP milletvekilleri 4 Kasım 2016’da evlerine yapılan baskınla gözaltına alınarak tutuklandılar.

Sonrasında dönemin HDP eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın yanı sıra dönemin milletvekilleri Ayhan Bilgen, Sırrı Süreyya Önder, Meral Danış Beştaş gibi isimlere ayrı ayrı davalar açıldı. Selahattin Demirtaş hakkındaki bu dosya Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması yapılan ana dosya oldu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı “yetkisizlik” kararı vererek dosyayı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ise soruşturma dosyasını Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile Ayhan Bilgen, Hüda Kaya, Altan Tan, Garo Paylan, Meral Danış Beştaş, Gülser Yıldırım hakkında devam eden soruşturma dosyaları ile birleştirdi.

Bu süre zarfında MYK üyeleri ile ilgili olan soruşturmada sadece bazı isimlerin ifadeleri alınmış ve başka bir işlem ise yürütülmemişti. Yine bu süreçte soruşturmada 7 savcı değişti. 11 Haziran 2018’e gelindiğinde dosyaya atanan savcı bütün il emniyet müdürlükleri ile savcılıklarından ellerinde bulunan bilgi ve belgeleri talep etti.

“AİHM KARARI BİZİ BAĞLAMAZ”

24 Haziran 2018 genel seçimlerinde Selahattin Demirtaş cezaevinden cumhurbaşkanı adayı oldu. Aynı yıl 20 Kasım 2018'de AİHM, Demirtaş’ın “siyasi saikle hapsedildiğini” ifade ederek tahliye edilmesine hükmetti. Fakat Demirtaş’ın AİHM kararı öncesi bazı önemli gelişmeler yaşandı. İlk olarak 7 Eylül 2018’de Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder ile “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davadan 4 yıl 8 ay hapse mahkûm edildi. Yine bunu takip eden günlerde Kobanê Kumpas davasının temellerini atacak ilk adımlardan biri için harekete geçilmişti. 26 Ekim 2018’de Ankara TEM’den soruşturma savcısına bir yazı yollandı. Şimdiye kadar soruşturmada eş başkanlar, vekiller ve HDP’nin Kobanê olaylarına dâhil edilişi “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” olarak tanımlanırken o yazıdan sonra Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın bu olaylar ve ölümlerden dolayı yargılanması gerektiğini belirtiyordu.

Nitekim başta andığımız AİHM kararının ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “AİHM kararları bizi bağlamaz” demesiyle Demirtaş’ın AİHM kararına istinaden yapmış olduğu tahliye başvurusu 30 Kasım 2018’de Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. 4 Aralık 2018’de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, mahkûmiyet kararını onayarak cezayı kesinleştirdi.

Böylelikle Selahattin Demirtaş, ana dava dosyasından tutukluyken bu dosyadan ise hükümlü hale geldi. AİHM kararı, tarafların itirazı üzerine AİHM Büyük Dairesi’ne taşındı. 18 Eylül 2019’da Büyük Daire’deki duruşmada Türkiye, Demirtaş’ın “bir başka suçtan hükümlü olduğunu” belirtti. Avukatları ise Demirtaş’ın hükümlü olarak tutuklu kaldığı sürenin, hükümlü olduğu ceza süresinden mahsup edilmesi için başvuru yaptı. Ankara’da ana davanın görüldüğü duruşmada hakkında tahliye kararı verilen Demirtaş’ın yanı sıra Figen Yüksekdağ da ifade vermeyi talep etmelerine rağmen 20 Eylül 2019 tarihinde ikinci kez Kobanê olayları gerekçesiyle tutuklandı.

Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın ikinci kez aynı suçlamayla tutuklanmalarının ardından 24 Eylül 2020 tarihinde diğer MYK üyeleri de gözaltına alındı. Gözlatına alınanlar arasında Sırrı Süreyya Önder, Nazmi Gür, Ayla Akat Ata, Emine Ayna, Emine Beyza Üstün, Bircan Yorulmaz, Bülent Barmaksız, Can Memiş, Dilek yağlı, Gülfer Akkaya, Günay Kubilay Zeki Çelik, Ali ürküt, Altan Tan, Pervin Oduncu, Alp Altınörs, Berfin Özgür Köse, Cihan Erdal, Ayhan Bilgen, İsmail Şengül vardı. 2 Ekim 2020’de Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan ve Gülfer Akkaya adli kontrolle serbest bırakılırken diğer 17 kişi tutuklandı.

Savcılığın, 30 Aralık 2020 tarihinde hazırladığı iddianame, 7 Ocak 2021'de Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

KUMPAS DAVASI İDDİANAMESİNDE NELER VAR

Kobanê Kumpas Dava dosyası 3 bin 530 sayfalık bir iddianame ile 324 klasör delil ve eklerinden oluşuyor. 2 bin 676 mağdur müştekinin bulunduğu iddianamede sanıkların 29 ayrı suçlamayla 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680’er yıl hapsi isteniyor.

Tüm eylemlerden sorumlu tutulan 108 kişiye yöneltilen suçlamalar şöyle:

“Birer kez “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma”,  37'şer kez “insan öldürme”, 31'er kez "insan öldürmeye teşebbüs", 24'er kez "yağma", 38'er kez "alıkoyma", 1750'şer kez "alıkoymaya teşebbüs", 397'şer kez "yakarak mala zarar verme", 1060'ar kez "kamu malına zarar verme", 503’er kez "yakarak kamu malına zarar verme", 53'er kez "iş yeri dokunulmazlığını ihlal", 294'er kez "geceleyin iş yeri dokunulmazlığını ihlal", 26’şar kez "geceleyin açıktan hırsızlık", 20'şer kez "açıktan hırsızlık", 114'er kez "hırsızlık",  272'şer kez "geceleyin hırsızlık", 5'er kez "basit yaralama", 43'er kez "silahla basit yaralama", 264'er kez "kamu görevlisini silahla basit yaralama", 7'şer kez "kamu görevlisini kasten basit yaralama", birer kez "kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama", birer kez "kamu görevlisini kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama", 78'er kez "silahla kasten yaralama", 51'er kez "kamu görevlisini silahla yaralama", 3'er kez "iş ve çalışma hürriyetinin ihlali", 4'er kez "ibadethanelere zarar verme", birer kez "düşük yapmaya neden olma", 24'er kez "bayrak yakma", 25'er kez "5816 sayılı yasaya muhalefet" ve "suç işlemeye tahrik etmek".

MÜŞTEKİ VE DAVA ÇELİŞKİLERİ

Kobanê Kumpas davasında müştekiler olarak ise başta AKP, Et ve Süt Kurumu, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve son dönem tartışma yaratan kurumlardan biri olarak Diyanet işleri Başkanlığı yer aldı. Şimdiye kadar görülen onlarca davada müştekilerin çelişkili ifadeleri damgasını vurdu. Davanın başlangıç aşamasında ise dosyada “müşteki” sıfatıyla yer alan 47 kDAİŞen 31’inin şikâyetçi olmadığı ve katılma taleplerinin bulunmadığı; 10’unun şikâyetçi olduğu ve katılma talebinin bulunduğunu belirtildi. 6 kişinin ise katılma talebinde bulunmadığını kaydedildi.

Örneğin Kobanê Kumpas Davası’nın 8’inci duruşmasında mahkemede dinlenen müşteki Bedriye Saka Balcı, “Bana talimat geldi, tebligat geldi. O şekilde davadan haberdar oldum” dedi. Bir diğer müşteki polis Mert ise örgüt üyeliğinden hükümlüydü. Yine aynı duruşmada konuşan bir başka müşteki polis Saadettin Yuvanç da sanıklara dair kanıtı olmadığını söylerken anı polisinde TCK 314’ten hükümlü olması dikkat çekti. Yuvanç adı geçen isimlerden şikâyetçi olmadığını şu sözlerle dile getirdi: “Onlar yaptı demiyorum, ben buna karar verecek kişi değilim. Ben sadece bu olayın gerçekleştirilmesinde azmettirici kimse ondan şikâyetçiyim” yanıtını verdi. Davanın avukatlarından Mahsuni Karaman’ın “Falanca kişi azmettirici gibi bir iddianız yok o zaman?” soruna ise müşteki Yuvanç, “Yok” yanıtını verdi. Ayrıca 14’üncü duruşmada hâkim, İstanbul Zeytinburnu’nda yaralandığını söyleyen müşteki Bal’a, “siyasetçiler hakkında şikâyetçi misin” diye sordu. Müşteki Bal, olayı hatırlamadığını belirtti ve siyasetçilerden şikâyetçi olmadığını ifade etti. Yine davada müşteki olan Melik Doğan’ın, “Şu anda neden burada olduğunu bilmiyorum” ifadeleri dikkat çekerken, mahkeme başkanının “Şikâyetçi misiniz?” sorusuna “Kimseyi tanımadığım için şikâyetçi değilim” dedi.

Ayrıca davanın açık tanık itirafçı Kerem Gökalp ve Sami Baran ilk duruşmalarda dinlendi. SEGBİS’le duruşmaya bağlanan Baran, Antalya Emniyet Müdürlüğü’nde alınan ve iddianameye konulan ifadesini kabul etmedi. Baran, avukatı olmadan polislerce dinlendiğini belirterek, “Emniyetin elinde siyasetçilerle ilgili notlar vardı, kâğıtlar vardı” dedi. Baran, imzasının bulunduğu ifade tutanağının polislerce hazırlandığını belirtti. Mahkemece dinlenen Gökalp ise saatlerde PKK hakkında bilgi verdi ancak hakkında dava açılan siyasetçilerin hiçbirini teşhis edemediği gibi tutuklu siyasetçileri Kandil’de görmediğini belirti. Gökalp’in görgüye dayalı bir bilgisinin olmadığı tamamen “duydum” üzerinden siyasetçiler hakkında ifade verdiği açığa çıktı.

Davanın ilk skandalı bunlar değildi. Yargılama başlarken suçlamalara sebep olan ölümlere dair otopsi raporları ise ortada yoktu. Mahkeme heyet, iddianamede yer almayan otopsi raporlarını davanın ilk duruşmasına olan 26 Nisan 2021’e 7 gün kala “Acele” notuyla istedi. Dikkat çeken bir diğer önemli nokta ise Kobanê eylemlerinin IŞİD saldırılarına ilişkin olmasına ve de birçok savunmada bir soykırıma karşı bir eylem yapıldığının belirtilmesine rağmen iddianamede IŞİD’in adı bile geçmedi.

MAHKEME HEYETİ VE SAVCILARIN SUÇLA BAĞLANTISI

Kobanê Kumpas Davasında müşteki çelişkileri olduğu kadar mahkeme heyetinde krizler yaşandı.  İlk olarak Mahkeme Heyeti Başkanı Bahtiyar Çolak görevden alındı. Çolak’ın alınma sebebi daha sonra ortaya çıktı. Çolak “Atadedeler örgütü” iddianamesinde “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” ve “Nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla yargılandı fakat serbest bırakıldı. Selahattin Demirtaş o dönem Çolak için şunları ifade etti: “Bu iddianameyi kabul eden ve bizi yargılayan Bahtiyar Çolak çok ağır ithamlarla yargılanıyor. Bizi yargılayan heyet başkanının tape kayıtları vahim ötesi. Benim ve arkadaşlarımın konuşmaları yargılamanın konusu olurken, Çolak’ın beyanları bu yargılamayı ilgilendirmeyecek mi? Çolak’ın başkanlık yaptığı bütün aşamalar gözden geçirilmeden bu yargılamaya devam edemez.

Yine HDP’ye yönelik soruşturmaların aktif takipçisi olan eski Ankara başsavcısı şimdi Yargıtay üyesi olan Yüksel Kocaman hakkında ise Eski İçişleri Bakanı, AKP milletvekili Süleyman Soylu'ya yakın olduğu iddia edilen ve yakın zamanda yakalanan Ayhan Bora Kaplan'ın villa ve otomobil aldığı iddia edildi.

KOBANÊ KUMPAS DAVASINDA YARGILANANLAR

Davanın 3’üncü duruşmasında Ayhan Bilgen, Can Memiş, Berfin Özgü Köse, Cihan Erdal, Zeki Çelik, İbrahim Binici, Emine Ayna ve Emine Beyza Üstün olmak üzere 8 isim tahliye edildi. Davanın 11’inci duruşmasının görüldüğü 9 Nisan’da Kürt PEN (PEN a KURD) üyesi yazar Nezir Çakan tahliye edildi. Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel ise azami tutukluluk süreleri dolmasına rağmen tahliye edilmedi.

Dava kapsamında yargılanan 108 ise isim şunlar: Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Selahattin Demirtaş, Selma Irmak, Sırrı Süreyya Önder, Gülfer Akkaya, Gülser Yıldırım, Gültan Kışanak, Ahmet Türk, Ali Ürküt, Alp Altınörs, Altan Tan, Ayhan Bilgen, Nazmi Gür, Ayla Akat Ata, Aysel Tuğluk, İbrahim Binici, Ayşe Yağcı, Nezir Çakan, Pervin Oduncu, Meryem Adıbelli, Mesut Bağcık, Bircan Yorulmaz, Bülent Barmaksız, Can Memiş, Cihan Erdal, Berfin Özgü Köse, Günay Kubilay, Dilek Yağlı, Emine Ayna, Emine Beyza Üstün, Mehmet Hatip Dicle, Ertuğrul Kürkçü, Yurdusev Özsökmenler, Arife Köse, Ayfer Kordu, Aynur Aşan, Ayşe Tonğuç, Azime Yılmaz, Bayram Yılmaz, Bergüzar Dumlu, Cemil Bayık, Ceylan Bağrıyanık, Cihan Ekin, Demir Çelik, Duran Kalkan, Elif Yıldırım, Emine Tekas, Emine Temel, Emrullah Cin, Engin Karaaslan, Enver Güngör, Ercan Arslan, Fatma Şenpınar, Fehman Hüseyin, Ferhat Aksu, Filis Arslan, Filiz Duman, Gönül Tepe, Gülseren Törün, Gülten Alataş, Gülüşan Eksen, Gülüzar Tural, Güzel İmecik, Hacire Ateş, Hatice Altınışık, Hülya Oran, İsmail Özden, İsmail Şengül, Kamuran Yüksek, Layika Gültekin, Leyla Söğüt Aydeniz, Mahmut Dora, Mazhar Öztürk, Mazlum Tekdağ, Abdulselam Demirkıran, Mehmet Taş, Mehmet Tören, Menafi Bayazit, Mızgın Arı, Murat Karayılan, Mustafa Karasu, Muzaffer Ayata, Nazlı Taşpınar, Neşe Baltaş, Nihal Ay, Nuriye Kesbir, Remzi Kartal, Rıza Altun, Ruken Karagöz, Sabiha Onar, Sabri Ok, Salih Akdoğan, Salih Müslüm Muhammed, Salman Kurtulan, Sara Aktaş, Sibel Akdeniz, Şenay Oruç, Ünal Ahmet Çelen, Yahya Figan, Yasemin Becerekli, Yusuf Koyuncu, Yüksel Baran, Zeki Çelik, Zeynep Karaman, Zeynep Ölbeci, Zübeyir Aydar.