Kürt halkı İstanbul'da Öcalan için ayakta   

Öcalan’ın aile ve avukatlarıyla görüştürülmesi talebiyle Avrupa ‘da sokak eylemleri kesintisiz sürerken, İstanbul’un birçok  ilçesinde süreli dönüşümlü açlık grevleri başladı...

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı Kürt halkı ayakta. Öcalan’ın aile ve avukatlarıyla görüştürülmesi talebiyle Avrupa ‘da sokak eylemleri kesintisiz sürerken, İstanbul’un birçok ilçesinde süreli dönüşümlü açlık grevleri başladı. Bu ilçelerden biri olan HDP Beyoğlu İlçe Örgütü’nde halk, Öcalan’dan haber alıncaya kadar eylemlerini sürdürmeye kararlı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin son bulması için İstanbul'da Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde çeşitli bölgelerinde başlatılan açlık grevleri sürüyor. Ziyaret ettiğimiz bu ilçelerden biri olan HDP Beyoğlu İlçe Örgütü’nde iki günlük açlık grevinin startı verildi. Barış Anneleri’nin katılımıyla gerçekleşen açlık grevi eyleminde, “Eşit, özgür ve ortak yaşam için Öcalan’a özgürlük” pankartı asıldı; üzerinde Abdullah Öcalan’ın resminin bulunduğu, “Özgürlüğü özgürlüğümüzdür” yazılı önlükler giyildi. Duygularını ANF ile paylaşan halk, Öcalan’dan haber alanına kadar eylemleri sürdüreceklerini vurguladı.

‘KANIMIZIN SON DAMLASINA KADAR ÖNDERLİĞİMİZİN YANINDAYIZ’

Bedenini açlığa yatıran Barış Annesi Raife Çırık, tecride yönelik tepkisini “Bu tecridi kınıyoruz, kanımızın son damlasına kadar önderliğimiz yanındayız” sözleriyle özetliyor. Yaptıkları iki günlük açlık grevinin uyarı niteliğinde olduğunu vurgulayan Çırık, “Haber alınana kadar gerekirse ölüm orucuna da gireriz” dedi. CPT’nin tecrit konusunda tavrını ve Almanya hükümetinin sokağa çıkan Kürt halkına yönelik saldırılarını da kınayan Çırık, kendini demokrasinin beşiği olarak lanse eden Almanya’nın bu iki yüzlülüğünün kabul edilmez olduğunu kaydetti. Öcalan üzerindeki mutlak tecrit son buluna ve aile ve avukatlarıyla görüştürülene kadar eylemlerinin sürdüreceklerinin altını çizen Çırık, “Bu bir sindirme operasyonudur; bir halkın iradesini tanımama, ret ve inkarıdır. Bunu kabul etmiyoruz” dedi.

‘TEK BİR KÜRT KALSA DAHİ BU HAKLI MÜCADELE SÜRECEK!’

Genç bir anne olan Ayşe Aksoy, Öcalan’a uygulanan tecridin son iki senedir Kürdistan’da yaşanan işgal ve soykırımdan bağımsız olmadığını vurguladı. Öcalan üzerindeki tecridin, 4 Kasım ve Kürt kentlerindeki ablukanın topyekun bir sindirme operasyonun olduğuna işaret eden Aksoy, “Yüzyıllardır bu tür soykırımlarla karşı karşıya olan Kürt halkı nasıl ki dün haklı taleplerinde geri adım atmadıysa bugün de geri atmayacaktır. Tüm dünya bilsin ki, tek bir Kürt kalsa dahil bu haklı mücadelemiz sürecek ”diye konuştu.

‘ÖCALAN'A TECRİT MİLYONLARA YÖNELİK TECRİTTİR’

Feyzullah Altunkılıç, Kürt halkı olarak kaygılı olduklarını ifade etti. “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin, milyonlara uygulanan tecrittir” diyen Altunkılıç, Öcalan şahsında Kürt halkı ve Ortadoğu’da demokratik yaşamı savunan tüm hakların cezalandırılmak istendiğine dikkat çekti. HDP eş başkanlarına ve milletvekillerine yönelik 4 Kasım darbe operasyonuna da değinen Altunkılıç, Kürt halkının iradesiz bırakılmak istendiğini kaydetti. Altunkılıç, Öcalan üzerindeki tecridin son buluna ve HDP vekilleri serbest bırakılana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti.

‘KÜRT HALKININ SABRINI SINAMAYIN’

HDP Beyoğlu İlçe Eş Başkanı Gülsen Biter ise, Öcalan üzerindeki tecridin kabul edilmez olduğunu vurguladı. Öcalan’ın herhangi bir hükümlü olmadığını hatırlatan Biter, “Sayın Öcalan’a yönelik tecrit tüm Kürt halkının tecrit edilmesidir” diye konuştu. Öcalan’ın barışın, eşit, özgür, demokratik bir geleceğinin teminatı olduğunu belirten Biter, Kürt halkının ayakta olduğunu ve sabrının daha fazla sınanmaması gerektiğinin altını çizdi. Biter, Öcalan üzerindeki mutlak tecrit başta olmak üzere tüm siyasi tutsakların üzerindeki baskı ve zulmün son bulmasını istedi.