MA editörü Abdurrahman Gök cezaevinden çıktı
Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Abdurrahman Gök, tahliye kararı ardından tutsak olduğu cezaevinden çıktı.
Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Abdurrahman Gök, tahliye kararı ardından tutsak olduğu cezaevinden çıktı.
MA editörü Abdurrahman Gök, "örgüt üyesi olmak" ve "örgüt propagandası yapmak" iddialarıyla yargılandığı davada beraat etti.
Gök, karar ardından tutsak olduğu Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden çıktı.
Gazeteci Abdurrahman Gök’ü, yakınlarının yanı sıra Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) ve Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'den çok sayıda meslektaşı karşıladı.
Cezaevi çıkışında konuşan Abdurrahman Gök, mutlu olduğunu ancak içeride bulunan meslektaşları adına üzgün olduğunu belirtirken, özellikle DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ve MA Editörü Sedat Yılmaz’ın duruşmalarını hatırlattı.
Gök, “Onlar da aynı benim gibi boş gerekçelerle tutuklular” dedi.
Faşist yönetimlerin uzun süre ayakta kalamayacağını belirten Gök, “Bu faşist yönetimin sonu da hakikatle gelecek. En fazla korktukları şey hakikatti. Bu hakikat sonlarını getirecek” şeklinde konuştu.
Sekiz aydır hukuksuz bir şekilde tutuklu olduğunu belirten Gök “Büyük bir bölümü aynı benim davamda olduğu gibi gizli tanıklarla, aslı astarı olmayan iddialarla tutuklular. 8 yıldır davaları görülenler var. 10 yıldır tutuklu olanlar ve hala Yargıtay’da, AYM’de davaları olanlar var. Umarım bir an önce bu sistem değişir. Bu özgürlük mücadelesiyle olur” şeklinde konuştu.
Gök, “Kemal Kurkut için 2017’den beri benim üzerimde devam eden baskılara inat, Kemal Kurkut’un hakikatini her mahkemede, her duruşmada, her temas ettiğim insana aktarmaya devam edeceğim. Çünkü Sican annenin en azından çocuğunun haksız, hukuksuz bir şekilde katledilmesine ben tanık olduğumda yıkıldım. Bu nedenle de onun oğlunun hakikatini devam ettireceğim. Kemal Kurkut’un adı her anıldığında benim ismimde anılıyor. Keşke yaşıyor olsaydı ve benim ismim anılmıyor olsaydı ama maalesef öyle bir durum var. O yüzden ben Kemal Kurkut’un ve Kemal Kurkutların hakikatini haykırmaya, yansıtmaya devam edeceğim” diyerek sözlerini tamamladı.