Madenci Alışık: Burası son kale ve sonuna kadar savunacağız!

Eynez kömür ocağının özelleştirilmesine karşı direnişte olan madencilerden Cengiz Alışık, “Burası son kale ve bu kaleyi sonuna kadar savunacağız” dedi.

Soma’da Türkiye Kömür İşletmeleri’ne (TKİ) bağlı Soma Ege Linyitleri İşletmesi (ELİ) bünyesindeki Eynez açık ocağının bir bölümünün Yeni Anadolu şirketine peşkeş çekilmesine karşı maden işçilerinin direnişi sürüyor. Özelleştirmeye karşı Ankara’ya yapmak istedikleri yürüyüş jandarma tarafından engellenen Türkiye Maden İşçileri Sendikası üyesi işçiler, Kırkağaç Çam’da 6 gündür yolun açılmasını bekliyor. ANF’ye konuşan direnişteki işçilerden Cengiz Alışık, Eynez açık ocağının özelleştirilmeyen son kale olduğunu ve bu kaleyi sonuna kadar savunacaklarını vurguladı.

‘ÇALIŞANIZ, İŞÇİYİZ, EMEKÇİYİZ’

Eynez açık ocağında 17 yıldır kadrolu işçi olarak çalışan Alışık, engeller karşısında yılmayacaklarını, sonuna kadar direnmekte kararlı olduklarını kaydetti. Kamu çalışanları olarak bu ülkeye yıllarca emek verdiklerini hatırlatan Alışık, “Biz ekmeğini hakkıyla kazanmaya çalışan vatandaşlarız. Çalışanız, işçiyiz, emekçiyiz. Ama bu tür engellemelerle karşılaşmamız bundan vazgeçeceğimiz anlamına gelmez. Biz sonuna kadar direneceğiz ve haklarımızı alacağız” dedi.

‘ÖZEL SEKTÖRE PEŞKEŞ ÇEKİLMEYEN BİR TEK EYNEZ KALDI’

Soma’da özel sektöre peşkeş çekilmeyen bir tek Eynez Bölgesi Ocağı kaldığına işaret eden Alışık, son kale olarak adlandırdıkları ocağın özelleştirilmesine izin vermeyeceklerini söyledi. Yıllardan beri mazotundan makinesine devletin bütün imkanlarını kullanarak kömüre ulaşabilmek için dağları, taşları kaldırdıklarını anlatan Alışık, kömüre ulaştıkları yer tam para edecekken Yeni Anadolu isimli yandaş bir şirkete peşkeş çekilmesinin çok ağırlarına gittiğini ifade etti. Bu ocakta bütün halkın hakkı olduğunu vurgulayan Alışık, “Ben ekmek davası için 16 ülke gezdim ve tam 17 senedir burada emek veriyorum. Söz hakkı olan bir emekçi olarak bu özelleştirmeye sonuna kadar karşıyım. Burası benim doyduğum yer, burası benim toprağım. Çocuklarımı bu sayede okutabildim ve başkalarının da burada ekmek yiyip çocuklarını okutmalarını istiyorum. Kamu kurumlarının bu şekilde rahatlıkla bedavaya verilmesi gerçekten gücümüze gidiyor. İşsizlik zaten son safhada, bu özelleştirmeyle gençlerin önü de engellenir. Bunu kabul etmiyoruz” diye konuştu.

‘ÖZELLEŞTİRME OLURSA TARUMAR EDİLECEĞİZ’

Bu ocak özelleştirildiğinde emekçilerin çoğunun başka yerlere dağıtılacağını belirten Alışık, bu konuda Tekel işçilerini örnek gösterdi. Tekel işçilerinin özelleştirmeye karşı aylarca direndiklerini hatırlatan Alışık, buna rağmen özelleştirmenin ardından Tekel işçilerinin tarumar olduğunu, kuru bir maaşa, hiçbir hak talep edemeden diğer kurumlara dağıtıldıklarını söyledi. Bu kömür ocağı özelleştirildiği takdirde, aynı Tekel işçileri gibi, çalışan 1.200 işçinin başka yerlere dağıtılarak tarumar edileceklerine işaret eden Alışık, “Başka kurumlara dağıtılarak, çoluk çocuğumuzdan uzaklaşmak zorunda kalacağız. İstemediğimiz yerlerde, istemediğimiz işlerde çalıştırılacağız, maaşlar düşecek, ikramiyeler gibi bütün sosyal haklar elimizden alınacak. Buna itiraz edildiği takdirde de iş akdimiz feshedilecek. Bu bir zulümdür ama bizim hiçbir yere gitmeye niyetimiz yok” vurgusunda bulundu.

‘ÖZELLEŞTİRME HALKIN DA CEBİNİ YAKACAK!’

Bu özelleştirmenin sadece çalışanları değil halkın da cebini yakacağına işaret eden Alışık, şu anda kamu eliyle çıkarılan kömürün tonunun 2004 TL olduğunu, ancak özel sektör tarafından çıkarılacak kömürün tonunun 3800 TL olacağını belirtti. “Her taraftan kömür fışkıran bir yerde, insanın ateşe atacağı bir ton kömür 4000 TL olabilir mi?” diye sitem eden Alışık, yarın bu fiyatın da yükseleceği, insanların ısınma hakkının da ellerinden alınarak mağdur edilecekleri uyarısında bulundu.

SOMA KATLİAMI HATIRLATMASI

Özel sektörde işçilerin iş güvencesi de olmayacağını belirten Alışık, Soma katliamını anımsatarak, şunları kaydetti: “Allah korusun, özel sektörde iş güvenliği yok, sadece kâr amacıyla insanların hayatı hiçe sayılıyor. Soma katliamı da böyle oldu. Tamamen kapitalizm. Para gelsin de işçiler gece gündüz demeden 24 saat çalışsın. Kaldı ki katliam öncesi de uyarılar yapıldı ama işçiler göz göre göre ölüme gönderildi. Orada çok arkadaşımı kaybettim. Burası özelleştirilse eski sistem geri dönecek. Günde 24 saat asgari ücretle güvencesiz çalışmaya mahkûm edilecek insanlar. Bu yüzden bu hepimizin sorunu.”

Alışık, şimdiye kadar iktidar yetkilileriyle yapmak istedikleri görüşmelerin bir sonuç vermediğini, hatta AKP Manisa milletvekillerinden biri tarafından kendilerine, “Parasız mı kaldınız? İşsiz mi kaldınız? Bakın işinize” şeklinde yol verildiğine dikkat çekti. “Şu anda kapılar açılmadı ama biz bu güçle bu kapıları da açmayı biliriz” diyen Alışık, “Zaten Kütahya olsun, Erzurum olsun, özelleştirilen kömür işletmelerinden işçilerin hepsi buraya geldi. Burası bizim son kalemiz ve bu kaleyi de sonuna kadar savunmaya kararlıyız, haklarımızı alacağımıza da inanıyorum” dedi.