AKP-MHP’nin savaş politikalarından kaynaklı ülkedeki ekonomik kriz gün geçtikçe daha da derinleşiyor. Ekonomik krizden dolayı okuduğu Üniversiteyi bırakmak zorunda kalan Ulaş Mahir Önel, mecliste görüşmeleri devam eden asgari ücret zammına ilişkin konuştu.

2019 yılında Ankara’ya Üniversite için geldiğini ifade eden Önel, okuluna ekonomik koşullar nedeniyle devam edemediğini şu sözlerle aktardı: “Pandemi döneminden önce de yine bir ekonomik sıkıntı vardı. Ama ailemden gelen ve benim hafta sonu çalışmamla bir şekilde idare edebiliyordum. Pandemi sürecinden sonra her şey tepetaklak oldu. Bir yandan okuyup, bir yandan part-time çalışmaktan ziyade, bir yandan çalışıp bir yandan part-time okumaya vakit ayırmaya başladım. Pandemi sonrası kiralar, elektrik, doğalgaz faturası bir anda 2-3 katına yükseldi.

Gidip okulda hocalarımla görüşmek zorunda kaldım. Özellikle alttan aldığım derslerde durumumu anlatıp çalışmak zorunda kaldığımı söyledim. O dönemde haftada 3 gün okula gidip, 4 gün çalışıyordum, izin bile yapamıyordum. Sadece bana özel de değil; okulda genel olarak böyle birçok sınıf arkadaşım da vardı. Pandemi sonrası tüm öğrenciler çalışmak zorunda kaldığı için üniversiteler sadece bir dershaneye dönmeye başladı. Ben okuluma devam etmek istemedim. Devam etmek isteme nedenim de hem ekonomik, hem de gelecekten bir umudumun olmaması. Türk Dili Edebiyatı bölümünü okuyordum, bitirdim, öğretmen olmayı planlıyordum ama artık mülakatların da adaletli olmadığını bildiğim için öğretmen olamayacağımın da farkına varınca bu kadar masraf yapıp okul okumak yerine direk çalışmaya başladım. Ankara’da 15 bin liradan aşağıya kira yok. Bir ay sadece ev kirası ve faturası, doğal gazı, ev aidatı için çalışıyorsun. Bunların hepsi de 20-25 bini buluyor.”

ASGARİ ÜCRET YETMİYOR

2023 yılında belirlenen asgari ücret ve ardından gelen zamlara dikkat çeken Önel, bu ücretlerle sadece kiralarını ödeyebildiklerini belirterek, “2023 yılı içerisinde belirlenen asgari ücret tek başıma kendimi idare ettirdiğim halde bana yetmiyordu. Asgari ücret her zaman açlık sınırı dediğimiz bir noktada hesaplanıyor. Ama şöyle bir şey var, asgari ücreti tartışırken refah sınırı denilen bir şeyi tartışmıyoruz. Yani benim aldığım ücret, sadece aç kalmamak için veriliyor. Kahvaltı yap, işe gel, akşam çıkıp yemek ye, yat uyu en fazla televizyonda ya da internette bir şeyler izle, bizlere  böyle bir yaşam reva görülüyor. Kendi emeğimle kazandığım parayla, izinli bir günümde arkadaşlarımla bir sabah kahvaltısı yapamıyorum. Eğer bunu yaparsam, başka günlerden bir şeyleri kısmak zorunda kalıyorum. En son ne zaman sinemaya gittim, ne zaman bir konsere gittim hatırlamıyorum” dedi.

ADALETSİZLİK GİDERİLMELİ

Asgari ücret zamlarıyla piyasanın dengede tutulması gerektiğini söyleyen Önel, yaşanan adaletsizliğin giderilmesi gerektiğini şu sözlerle ifade etti: “Asgari ücretin artmasıyla her şeyin artması orantılı gidiyor. Her zaman böyle bir durum var. Ama bu bunu asgari ücretle geçinen insanlardan çıkarmamaları gerekiyor. Asgari ücrete ufak bir zam yapıp geriye kalan her şeye 2-3 katı zam yapmaları çok adaletsiz. Refah sınırından zaten az önce de bahsettim bir refah sınırı belirlenmesi gerekiyor. Özellikle işçi sendikalarının, görüşme içerisinde olan işçi sendikalarının bunu noktada bir tutumunun daha güçlü, daha inatçı olması gerekiyor. Ama bugün işçi sendikası bile açlık sınırı üzerinden rakam vermeye korkacak bir şekilde davranıyor.”