CÎK’ten Hafız Ahmet Turhallı, Beşar Esad nasıl gittiyse Kürtlere zulmeden diğer devlet liderlerinin de gideceğini belirterek, “Bunun için birlik olmalıyız. Eğer ittifak yapmaz ve birlik sağlamazsak bu gün katledilen çocuklarımızın, gençlerimizin ve kadınlarımızın günahı ve sorumluluğu bizim boynumuzda kalır” dedi.

CÎK üyesi meleler, Türk devletinin Rojava’ya yönelik devam eden saldırı ve katliamlarıyla ilgili ANF’ye konuştu.

ROJAVA’NIN STATÜSÜ İÇİN ÇALIŞMAK FARZDIR

Mele David Sefani: Allah bir topluluğun durumunu kendisi istemedikçe değiştirmez. Kürt toplumu durumunu değiştirmek için büyük bir mücadele ortaya koymaktadır. Bu mücadele ve direnişin sonuç alması, Rojavayê Kürdistan’ın statü sahibi olması ve özgürleşmesi için dünyanın dört tarafında yaşayan tüm Kürtlerin mücadeleye ortak olması farzdır. Kürtlerin, tüm yaşamı, yaşadıkları her alanda, her platformda öncelikleri Rojava olmalıdır. Bugün işgalciler, Rojava’daki halkımızın kazanımlarını yok etmek için her gün katliamlar yapıyor. Bu kazanımları korumak ve katliamları durdurmak için halkımızın, bu mücadeleyi her alana taşıması gerekir.

DÜŞMANIMIZIN ÇOK ZALİM OLDUĞUNU BİLELİM

Mele Mihamed: Kürt halkı çok zor zamanlardan geçiyor. Her gün katliamlara ve zulme uğruyor. Bu zulme karşı eğer biz mücadele etmeyip kendimizi geride tutsak bu yapılanların ortağı olmuş oluruz. Bu zulmün sorumlusu oluruz. Onun için bütün halkımız bir olup buna karşı çıkmalıdır. Her yerde birlikte uyanık olalım. Bunu bilelim; düşmanımız çok zalim, evlere saldırıyor, sivillere saldırıyor. Unutmayalım; tarlaları bile yakıyorlar, ağaçlarımızı, toprağımızı yakıyorlar. Tarihlerinde de bu var. Konuşmaya gelince, kardeşiz diyorlar, ancak hiçbir gereğini yerine getirmiyorlar. Sadece Kürtlere zulmediyorlar.

GERÇEK DİNDAR KÜRTLERLE DAYANIŞMADA OLUR

Mele Kasım: Rojava’ya sahip çıkmak, bizim açımızdan dini, ahlaki ve insani bir görevdir. Suriye’de dışardan bir sürü çete gelmiş. Bu çeteleri bir güç sahibi yapmak istiyorlar, ancak kendi toprağında yaşayan Kürtleri statüsüz ve kimliksiz bırakmak istiyorlar. Rojava üzerindeki işgal saldırıları, Kobanê direnişinin ruhuyla kırılacaktır. Kobanê direniş ruhu, Rojava için alanlarda olmalıdır. Halkımız nerede olursa olsun bu sivil insanlarımıza yönelik katliamlara karşı ayağa kalkmalıdır. Eğer biz kendi haklarımıza ve insanlarımıza sahip çıkmasak kimse bize sahip çıkmayacaktır. İşgalciler ve çeteleri ülkemizi bombalıyor, kadınlarımızı, kardeşlerimizi ve gençlerimizi katlediyor. Çağrımız bütün insanlığadır. Vicdan sahibi, hakiki dindarım diyen herkese bu zulme karşı tavır almalı ve Kürt halkıyla dayanışma içinde olmalıdır.

HEDEFLERİ, ROJAVA’YI KÜRTLERDEN ARINDIRMAKTIR

CÎK Genel Başkan Yardımcısı Harun Sever: Rojava Kürdistan’ın kalbidir. Türk devletinin, Rojava’yı rahat bırakmak istemediğini açıkça görüyoruz. Hedefleri, Rojava’yı Kürt halkından arındırmaktır. Kürt halkı olarak, eski Kürtler değiliz; artık dört parçada ve Avrupa’da örgütlü, bilinçli bir halkız. Kürdistan’ı savunmaktan asla geri durmayız. Birlik ve beraberlik içinde, tüm gücümüzle Rojava’yı savunacağız. Biz CÎK olarak tüm camilerimizde hem Rojava için yardım topluyor hem de Rojava’nın içinde bulunduğu durumu gündemde tutmaya çalışıyoruz. Bu süreçte Rojava’nın savunması ve dayanışması için elimizden gelen tüm çabayı göstermeye devam edeceğiz.

‘TERÖR’ DAMGASIYLA KATLİMİZİ HELAL KILIYORLAR

Mele Cemal: Kürt halkı da tüm dünya halkları gibi ulusal özgünlüklerine, dini ve kültürel haklarına sahip bir halktır. Kütler, eğer ulusal haklarını savunursa dini vazifesini yerine getirmiş olur. Bir Kürt, kendini savunmalı, ülkesini savunmalı, dilini savunmalı ve kültürünü savunmalıdır. Eğer dinini, ülkeni ve dilini savunmazsan bundan sorumlu olursun. Onun için Kürtler kendini savunmalıdır. Haklarımızı istediğimiz için adımızı ‘terör’ koymuşlar, ‘terör’ damgası ile ülkemizi işgal ediyorlar, katlimizi helal kılıyorlar, hata kadınlarımızı katlediyorlar. Kürtler buna karşı dini görevlerini yerine getirmelidir.

‘DİN KARDEŞLİĞİ’ İLE KANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR

Tevgera Alimên Îslamî û Kurdistanî ya Hemden û Nûjen Genel Başkanı Hafız Ahmet Turhallı: Bugün halkımıza yönelik saldırıların vardığı boyut herkesin malumudur. Hem Şiiler hem de Sünniler, Kürt halkının katliamını kendilerine helal görmüş durumda. Hizbullah’ın eski genel sekreteri ve Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürtleri ‘yılanın başı’ diyerek hedef gösteriyorlar. İhtiyaçları olduğunda ise Kürtleri ‘Selahaddin Eyyubi’nin torunları’ olarak övüyorlar. Halkımız ve dürüst inanç sahipleri şunu bilmelidir: Bu açıkça din tüccarlığıdır. Bir halkın katliamını ve yok edilmesini din adına meşrulaştırmak, en büyük günahlardan biridir. Esad rejimi yıkıldı, ancak görüyoruz ki, asıl meseleleri Esad değilmiş. İstedikleri şey, Kürt halkını imha etmek ve kökünü kazımaktır. Bir yandan ‘din kardeşliği’ iddiasında bulunuyorlar, diğer yandan halkımızı kandırmaya çalışıyorlar.

İTTİFAKIMIZI GÜÇLÜ TUTMALIYIZ

Bugün Tişrin’de, Kürtleri açlık ve susuzlukla katletmek için saldırıyorlar. On binlerce çeteyi hazırlayıp Kürt halkına saldırtıyorlar. Halkımıza şunu söylemek istiyorum: Sünni, Alevi, inançlı ya da inançsız fark etmeksizin artık şunu bilmeliyiz ki; meselemiz bir din meselesi değil, bir insanlık meselesidir. Tüm insanlık gözleri önünde halkımız katlediliyor, ancak kimseden ses çıkmıyor. Bu nedenle ittifakımızı güçlü tutmalıyız. Bu katliamı ve kanı, Rojava’da durdurmalıyız. Beşar Esad nasıl gittiyse bunlar da gidecek. Bunun için birlik olmalıyız. Eğer ittifak yapmaz ve birlik sağlamazsak bu gün katledilen çocuklarımızın, gençlerimizin ve kadınlarımızın günahı ve sorumluluğu bizim boynumuzda kalır.