MLKP: Newroz’u yeni mücadelelere hazırlık gününe dönüştürelim

MLKP, “Türkiye'de devlet derhal ateşkes ilan etsin, Abdullah Öcalan ve politik tutsaklar serbest bırakılsın, işgal saldırılarına son verilsin; demokratik özerklik hakkı kabul edilsin şiarlarıyla” 7’den 70’e Newroz meydanlarına çıkma çağrısı yaptı.

2025 NEWROZU

Marksist Leninist Komünist Partisi (MLKP) Merkez Komitesi, Newroz Bayramı vesilesiyle yayımladığı mesajda, “halkların birleşik mücadelesini yükseltelim” çağrısında bulundu.

Mesajın tamamı şöyle:

2025 Newroz’unu özel bir tarihsel sürecin içinde kutluyoruz. PKK, bölgesel gelişmelerle sıkışan ve Abdullah Öcalan’ı 26 yıldır tecritte tuttuğu hücrenin kapısına gitmek zorunda kalan faşist şeflik rejimiyle barış anlaşması imzalamaya çalışıyor. Varını yoğunu ortaya koymasına karşın PKK’yi yenilgiye uğratamayan ve Rojava devrimini boğamayan inkarcı sömürgecilik, ırkçı-sömürgeci bir dille Kürt halkına ulusal demokratik haklara yer vermeyen bir anlaşma dayatıyor. PKK’nin ve ulusal demokratik hareketin yalnızca Kuzey Kürdistan’da değil, dört parça Kürdistan’da ne yapacağı hakkında talimat vermeye kalkma küstahlığı sergiliyor. İnsanlık düşmanı DAİŞ yöneticisi; eşitlik isteyen halklara, inançlara, kadın özgürlüğüne ve demokrasiye düşman Ahmet el-Şara’yı ve faşist politik İslamcı yönetimini baş tacı ilan ederken, Rojava’da dillere, inançlara tam hak eşitliği tanıyan, kadın özgürlüğünü yüksekte tutan halkçı demokratik yönetime “terörist” demeye devam ediyor. PKK’nin ateşkes ilan etmesine karşın sömürgeci savaşı sürdürüyor, ağır bombardıman uçakları başta olmak üzere, tüm askeri imkan ve teknikleriyle saldırıyor.

Faşist şeflik rejimi Bakurê Kurdistan ve Türkiye’de tutuklama terörünü Kürtçeye emek veren yazarlara değin genişletti. Saray diktatörlüğüne, ırkçı inkarcılığa, sömürgeciliğe, faşist devlet terörüne, erkek egemenliğine, adaletsizliklere, yoksulluğa, işsizliğe, ekolojik yıkıma itiraz eden; demokratik hak ve özgürlük isteyen işçiler, kadınlar, gençler, kurumlar, partiler, basın-yayın çalışanları hakkında gözaltı fermanları yayınlıyor, kimisi on beş yıl öncesine dayalı gerekçelerle faşist davalar açtırıyor.

Halklarımız tarihsel tecrübelerinden hareketle “Osmanlı’da oyun çok” demişler. Aynı şey Cumhuriyet tarihi için de geçerlidir. Emperyalist işgale karşı Türk-Kürt ittifakıyla yürütülecek mücadele içinde kurulacak yeni devlette Kürt halkına özerklik tanınacağı sözünün tutulmaması üzerine başlatılması zorunlu hale gelen Koçgiri ayaklanmasından günümüze yaşananlar hala hafızalarda canlıdır. Hile, tuzak, aldatma ve katledip mezar yerlerini bile gizleme; Zilan katliamında olduğu gibi ırkçı, soykırımcı kıyıma başladığı günü, bir yıl sonra, panayır/kutlama günü ilan edebilme tipi düşkünlük, insanlıktan çıkmışlık Cumhuriyet dönemi yönetimlerinin de gerçeğidir. Tetikte olmak, birliği, örgütlülüğü, mücadeleyi yükseltmek, özsavunma hakkının meşruluğuna gölge düşürmemek tek güvencedir.

Halklara eşitlik, kadınlara özgürlük, ezilenlere adalet; köleci değil, adil, onurlu, demokratik barış haykırışlarıyla Newroz meydanlarına durdurulmaz bir halk seli olarak akarken;

Bakurê Kurdistan ve Türkiye’de devlet, derhal ateşkes ilan etsin; Abdullah Öcalan ve politik tutsaklar serbest bırakılsın; sömürgeci saldırılar durdurulsun; Rojava ve Başûr işgallerine son verilsin; Kürt ulusal varlığının ve anadilde eğitim hakkının tanındığı anayasal ve yasal olarak ilan edilsin; demokratik özerklik hakkı tanınsın; terörle mücadele kanunu adlı faşist, ırkçı kanun yürürlükten kaldırılsın talep ve şiarlarını yükseltelim.

Rojava ve Suriye’de, Arap ve Kürt halklarının tam hak eşitliğine; Asuri, Keldani, Süryani, Ermeni, Dürzî, Türkmen, Çerkes, Êzidî, Nusayri ulusal topluluk ve inanışlarının tüm demokratik haklarının tanınmasına dayalı bir devlet biçimi ve yönetim talebini meydanlarda bayraklaştıralım.

Avrupa’da adil, onurlu, demokratik barış; halklara eşitlik Kürdistan’a özgürlük; Abdullah Öcalan ve politik tutsaklar serbest bırakılsın; sömürgeci saldırılar durdurulsun; Rojava ve Başûr işgallerine son verilsin; Kürt ulusal varlığının ve anadilde eğitim hakkının tanındığı anayasal ve yasal olarak ilan edilsin; demokratik özerklik hakkı kabul edilsin şiarlarıyla iş, yorgunluk, hastalık dinlemeden 7’den 70’e meydanlara çıkalım; Newroz’u yeni mücadelelere hazırlık gününe dönüştürelim. İnkarcı sömürgeci faşist düşmana hile, tuzak ve aldatmacalarına geçit verilmeyeceğini gösterelim.

Bölge halkları olarak, Kürdistan’da, Türkiye’de, Suriye’de, Irak’ta ve İran’da inkara, sömürgeciliğe, ırkçılığa, faşist rejimlere, şoven politik İslamcı yönetimlere, erkek egemenliğine, sömürüye ve yoksulluğa karşı tek yumruk tek barikat olalım; özgürlük bayrağını, halkların birleşik mücadelesini yükseltelim.”