Mülkleri AKP-CHP ortaklığıyla ellerinden alınıyor

Samandağ çarşıda mülk sahibi olan yurttaşlar, 1.4 hektarlık bölgenin 4 ay önce rezerv alanı ilan edildiğini öğrendi. Yapılanların hukuksuz olduğunu söyleyen Habip Yapar, CHP'li Belediye Başkanı Refik Eryılmaz’ın da AKP ile ortak hareket ettiğini belirtti.

9 Kasım’da Resmi Gazete’de yayınlanan ve kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren 6306 Sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” sonrasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, Hatay’ın Antakya ve Defne ilçelerinde 207 hektarlık bölgeye yayılı sekiz mahallenin "rezerv alanı" ilan edildiğini duyurdu.

Yapılan değişiklikle, yerleşim alanlarının rezerv alan ilan edilerek itiraza kapalı bir şekilde kamulaştırma yapılabilmesinin önü açıldı. Tapulara şerh konulmaya başlanan kentte, yasal değişiklik öncesi kanuna aykırı bir şekilde rezerv alanı ilan edilen yerler olduğu ortaya çıktı.

Samandağ çarşıda dükkan ve ev sahibi olan yurttaşlar, 1.4 hektarlık bölgenin 4 ay önce rezerv alan ilan edildiğini, telefonlarına gelen kısa mesajlar ile öğrendi. Rezerv alanı ilan edilen bölgede iki dükkan sahibi olan Habip Yapar, mülklerinin kanuna aykırı bir şekilde hazineye geçirilmesine dair ANF'ye konuştu.

CHP'li Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz'ın ve skandalın ortaya çıkması ile görevden alınan AKP Samandağ İlçe Başkanı Semir Özdemir'in, 4 ay önce mülk sahipleri ile toplantı yapılmış ve kamulaştırmaya dair rızaları alınmış gibi gösterip Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri ile görüştüklerini söyleyen Habip Yapar, "Tek bir mülk sahibi ile görüşme yapılmamış. Telefonlarımıza tahliye mesajı gelince durumu öğrenmiş olduk. Refik Eryılmaz ile Semir Özdemir hangi hakla bizler adına bakanlık ile konuşmuşlar, bakanlık hangi mantıkla bu iki kişinin beyanını esas alıp mülk sahiplerine sormadan araziyi rezerv alanı ilan etmiş insanın aklı mantığı almıyor. İdari mahkemeye dava açtık. Ama ben hem kamuoyuna, hem de tüm siyasi partilere sesleniyorum. Herkes yaşadığımız rezaleti bilsin, duysun” diye konuştu.

KAMULAŞTIRMAYI TELEFONLARIMIZA GELEN MESAJLA ÖĞRENDİK

Telefonlarına gelen tahliye mesajlarından hemen sonra Samandağ Tapu Müdürlüğü'ne gittiklerini belirten Habip Yapar, Tapu Müdürlüğü'nün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 6306 sayılı kanun kapsamında yayınladığı bir genelge ile mülklerinin hazineye devredildiğini öğrendiklerini söyledi. Müdürlük tarafından yapılan bilgilendirme sonrasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcileri ile görüştüklerini aktaran Yapar, görüşme esnasında bakanlık yetkililerinden CHP'li Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz'ın ve AKP Samandağ İlçe Başkanı Semir Özdemir'in 'Mülk sahiplerinin kamulaştırmaya rızası var, yalnızca mülklerinin bedelini istiyorlar' şeklinde beyanlarda bulunduklarını ve rezerv alanı ilanına bu beyanların esas alınması ile gidildiğini kaydetti.

Ortada çok büyük bir yalan olduğunu sözlerine ekleyen Yapar, “Bu şahıslar bizim temsilcimiz değiller. Her şey bir yana, bakanlık iki kişinin başkaları adına yalan yanlış beyanları ile, hiçbir mülk sahibi ile görüşmeden, tek bir bilgilendirme yapmadan nasıl böyle bir karar alır? Akıl alır gibi değil. Hiçbir şekilde bunu kabul etmediğimizi söyledik ve basın açıklaması yaptık. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Vedat Gürgen buraya geldi, mülk sahipleri ile görüşmek istediğini söylediler, önce kabul ettik ancak CHP'li Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz'ın kendini kurtarmak için gerçekleri çarpıtacağını öğrendikten sonra katılmama kararı aldık. Toplantı salonunda tek bir mülk sahibi yoktu. Hem Refik Eryılmaz, hem de bakan yardımcısı bizlere bilgilendirme yapılmadığını itiraf etmiş ama Refik Eryılmaz'ın toplantı salonuna doldurduğu yandaşları, mülk sahibi olmadıkları halde kendilerini öyle tanıtıp 'Bizim rızamız var' demişler. Olay basına böyle yansıtıldı” dedi.

UYGULAMA YASAYA AYKIRI

Yasada yerleşim alanlarının rezerv alanı ilan edilmesine dair değişikliğin Kasım ayında yapıldığını ancak mülkleri hakkında dört ay önce rezerv alanı kararı alındığını hatırlatan Habip Yapar, yapılan kamulaştırmanın kanuna aykırı bir nitelik taşıdığının altını çizdi.

Samandağ'da depremde yıkılmayan tek bölgenin rezerv alanı ilan edilen bölge olduğunu ve burada evlerinde yaşayan insanların karar ile afet sebebiyle değil uygulama yüzünden evsiz kalacaklarına dikkat çeken Yapar, bilirkişi yoluyla yapılan bedel tespitinin de bölgedeki emlak piyasasının onlarca kat aldığında olduğunu belirterek, "Rezerv alanı ilan edilen bölge Samandağ'ın kalbi ve depremde hasar görmeyen tek alan. Ankara için Kızılay neyse İstanbul için Taksim neyse burası da Samandağ için böyle bir yer. Dolu dolu bir çarşı merkezi. İnsanların evleri yıkıldı ama burada bulunan dükkanları, mülkleri yıkılmadı.

Çadırda kalan insanlara barınacak yer sağlayacaklarına mülkleri yıkılmamış olanları sokağa atıyorlar. Rezerv alanı ilan edilen alan için metrekare başına 8.000 lira ödeme öngörülüyor. 10 metrekarelik bir dükkan için 80 bin lira ödeme yapacaklar. Bilirkişi böyle bir değer tespiti yapmış fakat bu tespitin gerçeklikle hiçbir alakası yok. İnsanları ölü parasına mülklerinden çıkartacaklar. Bahsettiğim dükkanın sahibi dükkanını 3-4 milyon liraya dahi satmayacağını söylüyor. Gerçek fiyat ile bize ödeyecekleri fiyat arasında korkunç bir uçurum var” şeklinde konuştu.

DEPREMDEN SAĞ ÇIKAN, KAHRINDAN ÖLÜYOR

Samandağ'da devlete ait birçok boş arazi varken depremde zarar görmeyen tek yer olan ve aktif bir şekilde ticaretin olduğu çarşı merkezini rezerv alanı ilan etmenin hiçbir geçerli sebebi olmadığını söyleyen Habip Yapar, alınan kararın ranttan başka hiçbir şeye hizmet etmediğini vurguladı. Bakan yardımcısının 'Eğer rızaları yoksa karardan vazgeçeriz' söyleminin ibretlik bir nitelik taşıdığını kaydeden Yapar konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Birçok boş arazi varken neden şu anda işlek bir şekilde ticaretin yapıldığı bir yer rezerv alanı ilan ediliyor? Rezerv alanı ilan edilen yerin bitişiğinde belediyenin 10 dönümlük boş arazisi var. Bakan yardımcısı diyor ki 'Eğer mülk sahiplerinin rızası yoksa bu karardan vazgeçebiliriz.' Biz razı olmadığımızı daha kaç farklı şekilde söyleyebiliriz? Basın toplantısı yaptık, her gün resmi makamlarla görüşüyoruz, dilekçeler veriyoruz, İdare Mahkemesi'ne dava açtık. Daha ne yapmamız gerekiyor rızamız olmadığını göstermek için? Bu bir akıl tutulmasıdır.

Bizim insanlarımız gurbetçidir. 14-15 yaşına geldikten sonra Afrika'ya, Arabistan'a çalışmaya giderler ve bir ev parası çıkartacak kadar, on-on beş yıl çalışıp buraya gelir ev alırlar. Geçen hafta yaptığımız basın toplantısında bir hanımefendi, abisinin 30 yıldır ev sahibi olabilmek için yurt dışında çalıştığını söyledi. Bu hanımefendinin abisi Tahsin Kuzu, onca yılın emeği ile aldığı evinin rezerv alanı ilan edildiğini öğrenince üzüntüsünden kalp krizi geçirip vefat etti. İki gün önce kendisini toprağa verdik. Ne istiyorlar bizden, deprem öldürmedi, insanlar kahrından ölüyor."

CHP KENDİ BELEDİYE BAŞKANINA MUDAHALE ETMİYOR

CHP'li Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz'ın yaptıklarına dair partiyi bilgilendirdikleri halde, CHP'nin hiçbir müdahalede bulunmadığını ifade eden Habip Yapar, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu'na %95 oy çıkaran Samandağ'da CHP'nin herhangi bir seçim kazanmasının bu şartlar dahilinde artık bir rüya olduğunu söyledi.

AKP-CHP ortaklığı ile yaşadıkları mağduriyetin giderilmesi için kamuoyuna ve muhalefet partilerine çağrı yapan Yapar, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu kanunu AKP çıkarttı ama CHP'li belediye başkanı bir taşeron gibi çalışarak adeta onların ekmeğine yağ sürdü. Burası CHP'li bir belediye, başkanlık seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu'na %95 oranında oy çıktı ancak Refik Eryılmaz yüzünden hiç kimse bir daha CHP'ye oy vermeyi düşünmeyecek noktaya geldi. CHP'yi bilgilendirdiğimiz halde hiçbir müdahalede bulunmadılar. Mecliste yasaya karşı çıkıyorlar ancak kendi belediye başkanları bizim mülkümüzü iktidara peşkeş çekiyor. Refik Eryılmaz deprem zamanında gelen yardımların da üzerine çöküp kendi yandaşlarına dağıtmış bir insandır. Her şeyi ranta çeviriyor. Bunları herkes biliyor. İdari Mahkeme'ye dava açtık. Ama ben hem kamuoyuna, hem de tüm siyasi partilere sesleniyorum. Herkes yaşadığımız rezaleti bilsin, duysun."