Türkiye’nin Efrîn’e yönelik saldırılarının devlet terörizmi olduğunu söyleyen Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili ve Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Walter Mutt, “Bir ülke DAİŞ, El Kaide ve El Nusra çeteleriyle birlikte uluslararası hukuku ihlal ederek başka ülkenin topraklarında, Efrîn’de sivil halkı katlediyor. Bu uluslararası hukukun çiğnenmesi suçudur, ağır bir suçtur. Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi konuyu ele almalı” dedi.

DÜNYA DEVLET TERÖRİZMİNE KARŞI KÜRTLERLE DAYANIŞMALI

İsveç Çevre Partisi Yeşiller’in Efrin Halkı ve YPG/YPJ güçlerinin yanında olduğunu söyleyen Mutt, “Dünyadaki tüm demokratik güçler YPG’nin Türkiye’nin saldırılarına karşı direnişini desteklemeli. Bu mücadele tüm insanlığı ve barış isteyenleri ilgilendirir. Dünya Kürtlerle dayanışmalı” şeklinde konuştu.

“Eğer biz devlet terörizmine göz yumarsak tüm uluslararası hukuk çöker. Orman kanunları geçerli olur. 21. yüzyılda gezegenimizde uluslararası yasalar hükmünü sürmeli. Bunun sağlanması için İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Birleşmiş Milletler kuruldu” diyen Mutt, Türkiye’nin saldırılarının durdurulması için İsveç başta olmak üzere tüm dünya ülkelerinin harekete geçmeleri gerektiğini söyledi.

İSVEÇ PARLAMENTOSU VE HALKI EFRÎN HALKININ YANINDA

Mutt, Efrîn’de sadece Kürtlerin değil Arap, Türkmen, Asuri-Süryanilerin de Türk devletinin saldırılarından zarar gördüğünü hatırlattıktan sonra “Biz Türkiye’nin saldırılarına karşı Efrîn halkının yanındayız. İsveç Parlamentosu ve halkı Efrîn halkının yanında. Saldırılar ne kadar güçlü olursa olsun sonunda adalet galip gelecektir. Şiddete başvuranların kaybedeceklerine tüm kalbimle inanıyorum” dedi.

Stockholm Belediye Başkan Yardımcısı Ann-Margarethe Livh ise, Efrîn’e yönelik saldırıların kendileri için süpriz olmadığını ve Erdoğan’ın uzun süreden beri Kuzey Suriye’de Kürtlerin kendi kendilerini yönetmelerine izin vermeyeceğini tekrarladığını söyledi.

SESİZ KALMAYACAK, PROTESTOLARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ

Avrupa Birliği, BM ve hükümetlerin Türk devletinin saldırılarına karşı daha sert tutum takınmamalarının bağışlanamacayacığını söyleyen Livh, “Türkiye uluslararası hukuku çiğneme suçu işliyor. Kürtlerin özerklik istemlerini bastırmak için başka ülkenin topraklarına girmek uluslararası yasalara göre suçtur. Buna karşı sessiz kalamayız. Protestolarımızı sürdüreceğiz” dedi.

İsveç hükümetinin tepkisini yumuşak bulduğunu söyleyen Livh, “Ama Dışişleri Bakanının Türkiye ziyaretini iptal etmesini takdirle karşılıyorum. İsveç konuyu AB ve Birleşmiş Milletler’e taşımalı” dedikten sonra “Sığınmacılardan dolayı Erdoğan’a ses çıkarmıyorlar. Erdoğan sınırları açıp sığınmacıları Avrupa’ya gönderirim tehditlerini sürdürmesi nedeniyle sessiz kalması kabul edilemez” diyerek Avrupa Birliği’ne tepki gösterdi.

EFRÎN’E SALDIRILAR DERHAL DURDURULMALI

Erdoğan’ın derhal Efrîn’e yönelik saldırıları durdurmasını talep ettiklerini söyleyen Livh, cezaevlerinde tutulan meslekdaşlarının durumuna da “50’nin üzerinde belediye başkanı tutuklu. Çoğu yargı karşısına çıkarılmadan cezaevlerinde tutuluyor. Halkın seçtiği temsilcilerin cezaevlerine atılmaları oldukça kaygı verici ve derhal serbest bırakılmaları gerekir” ifadeleriyle dikkat çekti.

40’ın üzerinde insan hakları, barış ve sivil toplum örgütünün yer aldığı “Dayanışma Evi’nin Başkanı Francisco Contreras, Türkiye’nin Efrîn’e saldırılarının uluslararası hukuğa aykırı olduğunu belirttikten sonra “Türkiye NATO üyesi. İsveç ve Avrupa Birliği NATO’dan Türkiye’nin saldırılarını durdurmasını talep etmeli. NATO üyesi bir ülkenin Kürtlere saldırısına izin vermemeleri gerekir” dedi.

Ağır saldırılar altında bulunan Kürt Halkıyla dayanışmanın önemine değinen Contreras, “Sivil toplum örgütleri, dayanışma hareketleri, burada yaşayan diğer ülkelerden gelen göçmenler Kürt halkına yapılan saldırıları durdurmak için harekete geçmeli” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’YE YAPTIRIM UYGULANMALI

İsveç ve AB’nin ‘Türkiye’nin saldırıları iyi değil’ mealinde yaptıkları açıklamaların Türkiye’nin saldırganlığını engelleyemeyeceği değerlendirmesini yapan Contreras, önerilerini “Avrupa Birliği Türkiye’ye yaptığı yardımları kesmeli. Ticaret anlaşmasını gözden geçirmeli, siyasi, ekonomik ve dimlomatik yaptırımlar uygulamalı” diyerek sıraladı.

“Dayanışma Evi” olarak Türk devletini kınayan gösterilerde yer aldıklarını, YPJ Sözcüsü Nesrin Abdullah’ın konuşmacı olarak katıldığı bir konferans düzenlediklerini söyleyen Contreras, “Biz sivil toplum örgütlerini bir araya getirerek Türkiye’nin Efrîn’e yönelik saldırılarını kınayan açıklama yapacağız ve hükümetten girişimde bulunmasını talep edeceğiz. Efrîn halkı yalnız değildir. Biz burada onlarla aynı acıları paylaşıyoruz. Onlarla dayanışmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız” diyerek dayanışmalarını sürdürecekleri mesajı verdi.