Onur Düşünmez: Casusluk yasası, sansür yasasının devamıdır

Colemerg milletvekili Onur Düşünmez, Komisyonda kabul edilen “casusluk yasasının" sansür yasasının devamı olduğunu ve muhalefeti bastırmayı amaçladığını söyledi.

CASUSLUK YASASI

9. Yargı Paketinden daha önce çıkarılan ve kamuoyunda ‘etki ajanlığı’ olarak bilinen düzenleme, ‘casusluk düzenlemesi’ adıyla yeniden meclise sunulmasının ardından kabul edildi. Yasa maddesinin teknik olarak eksiklerle dolu olduğunu ifade eden Colemerg milletvekili Onur Düşünmez, bu maddeyle ülke çıkarlarını korumaktan ziyade insanları terörize etmenin amaçlandığını söyledi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Colemerg Milletvekili Onur Düşünmez, ‘casusluk yasasına’ ilişkin ANF’ye konuştu.

ETKİ AJANLIĞI YASASININ İSMİ DEĞİŞTİ

AKP’nin daha önce dezenformasyon yasasıyla da özellikle özgür basını susturmayı amaç edindiğine dikkat çeken Düşünmez, casusluk maddesiyle dezenformasyon yasasının daha da ağırlaştırmak istediğini belirterek şunları söyledi: “Bu maddeyi getirmekteki amaç, bütün toplumsal muhalefeti, sivil toplum kuruluşlarını, özgür basını ve insan hakları savunucularını bir bütün olarak dış dünyadan izole etmek. Bu madde herhangi bir şekilde AKP-MHP rejimine muhalefet etmeme dizaynı üzerine getirilmiş bir maddedir.

Bu maddede teknik anlamda da çok fazla eksiklik var; ceza kanununun genel ilkelerinden belirlilik, ölçülülük, anayasal kıstasların hepsi gözardı edilmiş bir şekilde getirilen bir yasadır. Bir devlet ya da organizmanın stratejik çıkarlarının aleyhine düzenlenmesi durumunda casusluk suçuyla hükme bağlanacak. Ancak burada stratejik planların ne olduğuna ilişkin bir düzenleme yok. Komisyonda biz belirlilik ve ölçülülük kriterleri üzerinden bir muhalefet yaptık. Orada bize söyledikleri şey bu suçun aslında başka ülkelerde casusluk faaliyeti yürüten şahısların, bizim ülkemizde bulunup bu ülkede faaliyetlerini sürdürmesi dolayısıyla bir yaptırma bağlanması gerektiği üzerineydi. Ancak bu madde onların amaçladığı şeyi karşılayacak bir madde değil. Tamamen sansür yasasının devamı, etki ajanlığı yasasının isim değiştirmiş halidir”

TOPLUMSAL MUHALEFET İZOLE EDİLMNEK İSTENİYOR

Komisyon üyelerinin hepsinin hukukçu olmasına rağmen çok fazla yoruma açık bir düzenleme olduğuna dikkat çeken Düşünmez yasanın uygulayıcılarına ilişkin ciddi problemler olduğunu şu sözlerle anlattı: “Yargının bu kadar bağımlı olduğu ve devlet aklının insanları terörize ettiği bir düzlemden bahsediyoruz. Bize İngiltere, Gürcistan ve Rusya gibi örneklerle cevap olmaya çalıştılar. Ama biz oradaki uygulamalarında ne şekilde olduğunu defaatle açıkladık. Kendileri de NATO’da Gürcistan’ın casusluk yasasına muhalefet etmiş bir ülke olarak aynı düzenlemeyi kendi ülkelerinde uygulamaya çalışıyorlar. Dolayısıyla buradaki amaç tam anlamıyla AKP-MHP aleyhine gelişebilecek toplumsal refleksin önüne geçmek. Bir bütün olarak toplumsal muhalefeti baskılamak. Yine evrensel alanda çalışan insan hakları örgütleri ve diğer aktivistlerin ya da bu ve benzeri amaçlarla yürüyen derneklerin dış dünyadan izole olmasını sağlamak.”

MADDE ANAYASAYA AYKIRI

Genel kurulda da maddeye ilişkin güçlü bir muhalefet geliştireceklerini söyleyen Düşünmez, Anayasa Mahkemesinin de bu maddeyi kabul etmeyeceği kanaatinde olduklarını belirtti ve şunları söyledi; “Anayasa Mahkemesi’ne götürmek ana muhalefet partisinin tekelinde bulunan bir durum. Buna ilişkin CHP’nin de bu maddeyi ve çıkan torba yasanın tamamını AYM’ye taşıyacağını komisyonda söylemişlerdi, Genel Kurul’daki çalışmalarda da biz böyle bir beklenti içerisindeyiz. Eğer Genel Kurul’dan geçerse AYM önüne gidilecek ve biz AYM’nin bu düzenlemeyi kesinlikle kabul etmeyeceğini ve bu ve benzeri anayasaya aykırılıklar bakımından uygulamaya geçilmeyeceği kanaatindeyiz. Komisyon olarak da orada çalışan diğer bütün muhalefet olarak da buna inanıyoruz. Madde hem anayasaya aykırı hem ceza hukukunun temel ilkelerine aykırı hem de kendi ceza kanunlarına aykırı. Çünkü kendi ceza kanunlarında da herhangi bir yabancı devletin stratejik planlamaları ceza kanununun tanımlar kısmında yer edinmemiş bir tanım. Dolayısıyla bu tanımı nereye koyacaklar nasıl bir düzenlemeye gidecekler bu da biraz muğlak kalıyor. Burada bekledikleri amaç AKP-MHP’nin toplumsal muhalefet refleksinden izole edilmesi amacı taşıyor. AKP-MHP’nin işine gelen haberlerin, uygulamaların, işbirliklerin bu madde çerçevesinde göz ardı edeceği ama aleyhine gelişen durumların tamamen bastırılma amacıyla casusluk kanunu çerçevesinde cezalandırılacağı ortaya çıkıyor. Bu yasa maddesinin devamında şunu da hükme bağlıyorlar; Kovuşturma evresinde iznin bir yürütme erki olan Adalet Bakanlığı’na bırakılması. Bu da tamamıyla az önce belirttiğim şeyi ortaya koyuyor; kendi lehlerine gelişen durumlarda, yandaşlarının yaptığı haberlerde, kendi derneklerinin aldığı bütçelerde vesaire herhangi bir kovuşturma izni çıkmayacağı ancak muhalefetten birinin bu ve benzeri durumlarla onların aleyhine bir durumun gelişmesi halinde Adalet Bakanlığı’nın ismiyle direkt kovuşturabileceği hüküm altına alıyor. Burada yürütmenin yasamaya bir aslında yasama bağımsızlığını ihlal edici bir düzenleme, da anayasaya aykırı bir durum söz konusu.”

MUHALİF BASINA CEZA VERMENİN YOLU

Düşünmez, son olarak maddenin yol açacağı sorunları örnekle örneklerle açıkladı: “Bir basın çalışanı yurtdışından edindiği bir bilgiyi, yaşanmış olaylar üzerinden söyleyeyim; Mali’deki Erdoğan ailesinin bir hesap durumu ya da Amerika’daki bir şirketlerinin orada hukuksuz yaptığı iş ve işlemlere ilişkin durumu ya da en son yaptıkları Türk Evi’ndeki rüşvet verme mevzusunu buradaki iç basın işlerse kaynağı yabancı olduğu için hemen muhalif basına, özgür basına bu kanun çerçevesinde bir ceza verme yoluna gidilecek. İnsan Hakları Derneği’nden örnek vereyim, dışarıdan bir bütçe alıp içeride bir etkinlik, organizasyon ya da eğitim kampanyası yürütürse yine AKP muhalif dernekler olduğu için bu kanun kapsamında bu derneklerin ilgili organlarına ceza verme yoluna gidecek.”