PKK-PAJK Zindan Komitesi‘nden 15 Şubat mesajı

PKK-PAJK Zindan Komitesi Önder Apo’ya yönelik uluslararası komplonun yıldönümünde yayınladığı açıklamayla uluslararası komployu kınadı ve İmralı’da süren tarihi direnişi selamladı.

PKK-PAJK ZİNDAN KOMİTESİ

 Komitenin açıklamasında, İmralı işkence sistemi ve uluslararası komplo kınanırken Önder Apo'nun özgürlüğüne dönük küresel hamlenin devam edeceği vurgulandı. PKK-PAJK Zindan Komitesi, 26 yıldır sürdüğünü belirttiği komploya karşı mücadelenin derinleşeceğinin altını çizerek, “Bu sefer mutlaka başarmalıyız” mesajı verdi.

PKK-PAJK Zindan Komitesi, 27. yılına giren komploya karşı temel görevin İmralı işkence sistemini ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.

Açıklama şu şekilde:

"Uluslararası komploya karşı "Güneşimiz Karartamazsınız" şiarıyla bedenlerini ateş topu yaparak fedaice direnen M. Halit ORAL, Selamet MENTEŞ, Aynur ARTAN, Serpil POLAT    Mirza SEVİMLİ, Ali AYDIN, Yavuz GÜZEL, Mehmet Gül ve Bülent BAYRAM arkadaşlarımız olmak üzere tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor anılarını yaşatma sözümüzü yineliyoruz.

Kürt Halk Önderiliğimiz 15 Şubat 1999’da uluslararası bir komployla İmralı adasına konuldu. Kaptalist modernitenin merkezinde planlanan uluslararası ve bölgesel güçler ile ilkel milliyetçi, ihanetçi ve işbirlikçiler de dahil edilerek bu komplo gerçekleşti. Komplo üzerinden 26 yıl geçti. Bu 26 yıllık süre içinde İmralı işkence sistemiyle Önderliğimizin şahsında başta Kürt halkı olmak üzere demokratik modernitenin tüm bileşenlerin iradesi  tutsak alınmak istendi. 3. Dünya savaşı olarak tanımlanan ve ağırlıkta Ortadoğu bölgesinde cereyan eden bu acımasız savaş 15 Şubat komplosuyla startını vermiş oldu. Komplocu güçler amaçlarında ve yürüttükleri acımasız şiddetinden bir şey kaybetmiş değildir.

Ortadoğu; ulus-devlet zihniyetinin kıskacında tutularak  sorunlar yumağı içinde çözümsüz kılınmaktadır. Ulus devletin parçalayıcılığıyla yol açtığı derin çelişki ve çatışmalar sürekli bir kaos ve kargaşaya neden olmaktadır. 3. Dünya Savaşının ve ulus devlet sisteminin Ortadoğu’yu her zamankinden daha fazla kan ve katliamlara mahkum kılması kaçınılmazdır. Filistin ve İsrail çatışmalarında on binlerce insan katledildi. Bugün Suriye’de Baas rejiminin yıkılmasıyla HTŞ’nin yönetime el koyması üzerinden Suriye’nin gidişatı belirsizliğini koruyor. Bölgede yaşanan savaş İmralı işkence sisteminin varlığıyla direk bağlantılıdır. Ortadoğu’nun ve dolayısıyla dünyanın bu kaostan çıkmasının yolu Önderliğimizin alternatif yaşam sistemini inşa etme ve kapitalist moderniteye karşı etkili devrimci halk mücadelesini vermektir.

26 yıllık süre içinde bu hain komploya karşı başta Önderliğimiz,  gerillalarımız, zindandaki arkadaşlarımız, demokratik modernite bileşenleri büyük bir mücadele ortaya koydu. Bu 26 yıl boyunca çok büyük bedeller verildi. Verilen bu büyük mücadele sayesinde uluslararası komplocu güçlerin ve işbirlikçi güçlerinin amaçlarına ulaşmasını engellenmiştir.

Komplonun 27. yılına girerken İmralı işkence sisteminin varlığını tümden yıkıp ortadan kaldırmak başat görevimiz iken bu 26 yıllık süre zarfında verilen mücadele ile halkımıza, dostlarımıza da büyük kazandırmıştır. En büyük kazanım da Önderliğimizin geliştirdiği yeni paradigmanın çözüm gücünün sadece bizler ve dostlarımız tarafında değil, bil fiil bu komploda yer alan güçlerinde bu çözümü kabul etmek zorunda kalmasıdır.

Önderliğimiz; süreç itibariyle Kürdistan’da Kürt sorunun Demokratik Ulus perspektifinde bir çözüm geliştirmeye çalışırken başta Ortadoğu olmak üzere tüm haklar için bir model oluşturmak istemektedir. Önderliğimizin başlattığı bu yeni sürecin doğru anlaşılması ve doğru okunması ve katılınması hayati önemdedir. Bunun için Önderliğimiz “Bu sefer mutlaka başarmalıyız” diyor.

Önderliğin özgürlüğü temelinde yürütülen ve dostlar öncülüğünde küresel bir hamle olarak başlatılan “Önder Apo’ya Özgürlük Kürt Sorununa Çözüm” şiarıyla gelişen hamle Önderliğin üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kırılması ve özgürlüğü ekseninde  yürütülmektedir. Önderlik hamlesinin güçlü yürütülmesi ve mutlaka tecridin kırılması için en üst düzeyde bir mücadeleyi topyekun yürütmek gerekiyor. Bu hamleyi sonuca ulaştırmayı Önderlik karşısında yetmez yoldaşlığa karşı bir özeleştiri şeklinde ele alınmalı ve mutlaka başarmalıyız. Bu tecrit sistemi ile artık bir yıl daha yaşama bile tahammül etmemek gerekiyor.

Bu inanç ve iddiayla üreselleşen hamleyi  bulunduğumuz her yerde daha da geliştirip, kitleselleştirerek yaygın ve güçlü şekilde komplonun yıl dönümünü protesto etmek, İmralı işkence ve tecrit sisteminin ortadan kalkmasını sağlayacak  daha güçlü etkili mücadele vermek gerekiyor.

Önderliğimize karşı gerçekleştirilen uluslararası Komployu bir kez daha lanetliyor ve Rêber Apo’nun tarihi direnişini selamlıyoruz.”