'Savunma sanayii' tasarruf tedbirlerinden muaf

Cumhurbaşkanına TSK’ya ayrılan ödenek yetersiz kaldığında ödenek ekleme yetkisi verildi. Özgür Müftüoğlu, bu düzenlemeyle Mehmet Şimşek’in sürekli vurguladığı kamuda tasarruftan silah sanayisinin muaf tutulacağını söylüyor.

ÖRTÜLÜ ÖDENEK

Türk Meclis Başkanlığı’na sunulan ve TSK Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, savunma sanayii bütçesi için Cumhurbaşkanı’na bazı özel yetkiler veriyor. Bu kanun teklifi, özellikle emekli askerlerin izin almadan basına demeç verememesi olarak medyaya yansısa da, teklif içinde asıl dikkat çeken maddelerden bir tanesi de, bütçe yetkisini Cumhurbaşkanı’na veren düzenleme. Bu düzenlemeyle Milli Savunma Bakanlığı’nın TSK’nin modernizasyonu, savunma sanayisinin geliştirilmesi, araştırma ve geliştirme hizmetlerinde kullanılacak özel gelirleri karşılığında tahsis edilen ödeneğinin yetersiz kalması halinde ödenek ekleme yetkisi Cumhurbaşkanı’na verilecek. Bu pek de dikkat çekmeyen bölümü Yeni Yaşam Gazetesi’ndeki köşesinde yazan Özgür Müftüoğlu, böylelikle ekonomik krizde tasarruf yapılmayacak alanların başında silah harcamalarının geleceğini söylüyor.

İLAVE ÖDENEK EKLEME YETKİSİ CUMHURBAŞKANI'NA VERİLİYOR

Kanun teklifini ANF’ye değerlendiren Müftüoğlu, düzenlemedeki kapsamı şöyle anlatıyor: “Hem bu tasarıya hem de buna benzer son dönemlerde getirilen kanun tekliflerine ve düzenlemelere gerekçe olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gösteriliyor. Yani her konuda tüm yetkileri tek kişinin elinde toplamak ki zaten fiilen böyle bir durum var. Bu da bunun bir parçası olarak savunma sanayi ve Türk Silah Kuvvetleri'nin modernizasyonu vs. sağlamak için yapılmış bir düzenleme.

Bu taslağın 43. maddesine bakarak benim yorumum şu. Özellikle kamuda tasarrufunun önümüzdeki dönemde daha fazla gündeme geleceğini düşünüyorum. Çünkü zaten Mehmet Şimşek de açıkladı, programda da bunun devam edeceği söyleniyordu. Ama 3012 sayılı kanun, 189 sayılı kanun ve 650 sayılı kanunu ilgili maddeleri kapsamında elde edilecek olan özel gelirler karşılığında tahsis edilen ödeneğin yetersiz kalması halinde, ilave ödenek ekleme yetkisi Cumhurbaşkanı'na verilmektedir. Bunu nedeni olarak da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyonu için diyor. Onun dışında da bu Milli Savunma Bakanlığı'nın bütçesinin dolaylı olarak ödenek kesintisi anlamına geliyor. Yani şu andaki mevzuatın bu konudaki harcamaları kısıtladığı belirtiliyor ve bunun Milli Savunma Bakanlığı bütçesi üzerinden değil de bu şekilde cumhurbaşkanlığına yetki verilerek kullanılabilmesini sağlayan bir şey.”

SİLAH SANAYİSİ AYRICALIKLI KILINIYOR

Özgür Müftüoğlu bu düzenlemeyle açıklanan tasarruf paketleri ve programlarından silah sanayisinin ayrıcalıklı tutulduğunun da altını çiziyor: “Bir noktada savunma sanayisine; merak etmeyin, bu tasarruf tedbirlerinden siz etkilenmeyeceksiniz, mesajı veriliyor. Bugün asgari ücreti açlık sınırı kıldıkları bu ekonomide, bir sermaye kesimi ayrıcalıklı kılınıyor. Özel olarak burada gösterilen sermaye de, silah sanayisi. En temel gıda maddeleri için, et için, süt için, buğday için, normal insanların temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir alana yapılacak bir yatırım değil bu. Silah sanayisi hepsinin üzerinde tutuluyor.

Halk yoksullaşırken zaten sermaye özel teşviklerle zenginleşiyordu. Bununla da silah sanayisi alanındaki şirketler daha da zenginleşiyor. Bu alanda elbette iktidar ile aile yakınlıkları olanlar da vardır, siyasi yakınlıkları olanlar da. Elbette Forbes'in Türkiye'de en zenginler listesine girenler de... Burada kârların ne kadar büyüdüğü zaten raporlarda da var. 2023 raporunda bu alanda neredeyse yüzde 30'lar aşan seviyede kâr artışları var. İnsanlar enflasyonun bu kadar altında kalırken, bu kârlılıklar elde eden bir sektör var karşımızda.”

YOKSULLAŞMAYI DAHA DA DERİNLEŞTİRİYOR

Müftüoğlu, silah sanayisinin masum bir ekonomik alan olmadığını ise şöyle vurguluyor: “Bir de sanki bu masum bir ekonomik faaliyetmiş gibi görülüyor. İstihdam yaratan, vergi geliri getiren, ekonomi büyümeye katkı sağlayan falan gibi ama bu maalesef çok da öyle bir sektör değil. Kapitalizmde mahreçler kanunu vardır: ‘Her arz kendi talebini yaratır.’ Yani bir şeyi üretiyorsanız mutlaka bu sistem bunun talebini de yaratacaktır. Silahın talebi nasıl yaratılır? Savaşla yaratılıyor. Dolayısıyla da o yüzden de ya komşularla ya da içeride daha çok gerilim çıkarmak ya da barış ortamının sağlanmamasına yönelik politikalar da bu çerçevede değerlendirilebilir.

1929 ekonomik buhranında Amerika'daki sanayinin silah sanayisine dönmesi de böyledir. Hızla silah üretimine geçiliyor 30'lu yıllarda. Ondan sonra da yükselen ve yüzde 30'ları aşan işsizlik bir anda azalıyor, ekonomik büyüme artıyor. Ama onun sürdürülebilmesi için bu üretilen silahların kullanılması lazım. İşte onun arkasından da İkinci Dünya Savaşı geliyor. Kapitalizmin genel sistematiği bu şekilde yürüyor. Kapitalizm de krizleri aşmanın, kârlılıkları arttırmanın, daha da zenginleşmenin bir yolu bu ama bunun halklara yönelik bedelini de, örneğin şimdi Gazze’de görüyoruz. En yakın örneği bu.

Öte yandan yoksullaşmanın çok yüksek olduğu bir dönemdeyiz Türkiye'de. Bu politikalar aynı zamanda bu yoksullaşmayı daha da derinleştiriyor. Gelirlerin, kaynakların sosyal harcamalar yerine, oralardan kısılarak daha çok savunmaya harcaması halkı yoksullaştırıyor.”