Cezaevinde 1 yılda 24 bin hak ihlali
İHD, son 1 yılda tutsaklara yönelik en az 23 bin 899 bin ihlal tespit ettiklerini açıkladı.
İHD, son 1 yılda tutsaklara yönelik en az 23 bin 899 bin ihlal tespit ettiklerini açıkladı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Hapishaneler Komisyonu, 2023 yıllı cezaevleri hak ihlali raporunu açıkladı. Ankara Kızılay’da bulunan bir otelde yapılan basın toplantısına İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, İHD MYK Üyesi Nuray Çevirmen’nin yanı çok sayıda kişi katıldı.
Raporu okuyan Çevirmen, hak ihlallerinin ailelerin ve avukatlarının yaptığı başvuru ile İHD’nin yaptığı çalışmalar sonucu elde edildiğini belirtti.
Nuray Çevirmen, 2023 yılında Türkiye’deki 51 kentte bulunan 6 tanesi açık olmak üzere toplam 147 cezaevinde en az 23 bin 899 hak ihlalin yaşandığının bilgisini paylaştı. Cezaevlerinde tutsaklara dönük hak ihlallerinin gün geçtikçe arttığına dikkat çeken Nuray Çevirmen, “Bu raporda yer alan ihlaller; sadece İHD’nin ulaşabildiği gerçek durumun çok kısıtlı bir bölümünü ortaya koymaktadır. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, siyasi, yabancı uyruklu, hasta tutsaklar, yaşamını yitiren tutsaklar, LGBT+ bireylerin yanı sıra engelli, bebek ve kadınlara ilişkin verileri de kamuoyuna açıklamıyor. 2023 yılında 19 yeni cezaevi açıldı. Bunun yanı sıra 2024 yılında ise 12 cezaevi açılması planlanıyor. Bu da göstermektedir ki; Türkiye’nin mevcut iktidar anlayışı genel itibariyle insanları hapsetme üzerine bir gelecek tahayyülü öngörmektedir” dedi.
78 BİN KİŞİ TUTUKLANDI
Nuray Çevirmen 8 ayda 78 bin kişinin tutuklandığını ve cezaevlerinde bulunanların sayısının 2 Mayıs itibarıyla 329 bine yükseldiğini kaydetti. Tutsakların yaşadığı sağlık sorunlarını da tek tek sıralayan ve bu ihlallerin ortaya çıkmasına neden olan uygulamaları da “insanlık onuruna aykırı” olarak belirten Nuray Çevirmen, “Ne yazık ki ağır hasta mahpuslar, hastalıklarının son dönemlerine gelmelerine rağmen tahliye edilmiyor. Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) tahliye kararlarını siyasi tutum izleyerek vermesi, hastane raporlarının ATK tarafından kabul edilmemesi ve verilen raporların ya da alınan kararların ‘güvenlik’ gerekçesi ile uygulanmaması da ağır hasta ve hasta mahpusların durumlarının ciddiyetini artırmaktadır” diye konuştu.
2258 YUTSAK KATLEDİLDİ
Nuray Çevirmen, sağlık hakkı ihlali ile ilgili 6 bin 639 ihlal tespit ettikleri ifade ederek, “2018 yılından beri cezaevlerinde en az 2 bin 258 kişi yaşamını yitirdi. 2023 yılında da en az 42 kişi yaşamını yitirdi. 3 Nisan’a kadar süren dönüşümlü açlık grevine 91 cezaevinden yaklaşık olarak bin 997 kişi katıldı.
İŞKENCE HİÇ DURMADI
İşkence başlığı altında yaşanan ihlallere de işaret eden Nuray Çevirmen, en az 17 bin 218 ihlalin meydana geldiğini söyledi. Çevirmen bunlardan 772’sinin darp, tehdit ve hakaret, 175’nin çıplak arama, 567 ağız içi arama, 252 ayakta sayım, 240 havalandırma hakkının engellenmesi olduğunu kaydetti.
Nuray Çevirmen yaşanan oda ve koğuşlarda yaşanan sorunlar, ajanlık dayatması, kameraların yaşam alanlarına konulması, baskın ve aramalarda eşyaların dağıtılmasının yanı sıra pek çok konuya da dikkati çekerek, 169 ayrımcılık yasağı ihlalinin de yaşandığını söyledi. Sosyal aktivitelerin engellenmesine ilişkin ise 2 bin 246 iletişim ve haberleşme hakkı ihlalinin de yaşandığını dile getiren Çevirmen, 2 bin 216 bin bilgiye erişim hakkının gasp edildiğini aktardı.
TAHLİYELERİN ENGELLENMESİ
İdare ve Gözlem Kurullarının yol açtığı ihlallere de değinen Nuray Çevirmen, “Bu yönetmelik doğrultusunda kurulan kurullar, kendilerini mahkeme yerine koyarak mahpuslar hakkında ‘iyi halli’ olup olmama durumları hakkında değerlendirmede bulunmakta, koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik haklarından yararlanıp yararlanmayacaklarına karar vermektedir. Ayrıca İdare ve Gözlem Kurulu mahpuslarla ilgili değerlendirmelerinde, mahpusların yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce aldığı disiplin cezalarının da gerekçe gösterilerek iyi olmadığına karar vermesi de ‘geçmişe yürüme yasağı’ ilkesine aykırı uygulamalar yürütmektedir ve mahpusların tahliyelerini engellemektedir. Gözlem kurulları mahpusların iyi halli olup olmadığına karar verirken soyut ve sübjektif yorumlarda bulunmakta, siyasi mahpuslardan da pişman olduklarına dair beyan istemektedirler. Bu kararlardan kaynaklı yüzlerce politik mahpus denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme haklarından mahrum bırakılmaktadır. Yönetmeliğin uygulanmaya başlandığı tarihten, 2023 yılı sonuna kadar en az 426 mahpusun tahliyeleri belli periyotlarla engellendi” diye konuştu.
İMRALI TECRİDİNE TEPKİ
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecrit ve yansımalarına da dikkati çeken Nuray Çevirmen, tecridin pek çok uluslararası normlara aykırı olduğunu anımsattı. Nuray Çevirmen, Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere 29 Kasım 2023’te başvuru yaptıklarını ancak Adalet Bakanlığı’nın hala herhangi bir yanıt vermediğini söyledi.
Y VE S TİPİ CEZAEVLERİ
Y VE S Tipi olarak bilinen cezaevlerinde tutulan tutsakların tecrit altında olduğunu aktaran Nuray Çevirmen, “Daha önce kalabalık olarak tutuldukları hapishanelerden sevk edilen mahpuslar bu cezaevlerinde tek başlarına tutulmakta ve bulundukları koğuşun havalandırması olmadığından günde 1 saat ayrı bir yerde bulunan havalandırma bölümüne götürülmektedir. Bu uygulama ile mahpusların ruh ve bedensel sağlıkları olumsuz etkilenmektedir” diye kaydetti.
Cezaevlerinde en az 13 bin 819 kadın tutsağın yanı sıra en az 2 bin 983 çocuk tutsağın olduğunu da paylaşan Nuray Çevirmen, “Kadın mahpusların sağlık hakları engellenmiş durumdadır. Ağız içi aramalardan kaynaklı sağlık hakkı ihlal edilen kadın mahpuslara dair başvurular kurumumuza yapılmıştır. Hijyen ve temizlik malzemelerinin verilmemesi, sıcak suya ve temiz suya erişim problemleri de yaşanmaya devam ediyor. Kadın mahpusların yaşam alanlarını gören kameralar da mahremiyetini ortadan kaldıran uygulama olarak devam ediyor. Koğuşlar bu kameralarla 24 saat izleniliyor. Ayrıca iç kameralar banyo-tuvalet kapılarını görürken, dış kameralarda yatakhane ve tuvalet içlerini görüyor. Kadın Mahpuslardan 21 hapishaneden 203 başvuru alınmıştır” diye belirtti.
Uygulamalar nedeniyle yaşanan ihlallerin son bulması için taleplerini de sıralayan Nuray Çevirmen, bu uygulamaların son bulması ve Türkiye’nin de altına imza attığı uluslararası normları uygulamasını istedi.