Süryanilerden Abdullah Öcalan için özgürlük çağrısı
Bethnahrin Ulusal Meclisi (MUB), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını ve İmralı’dan tahliye edilmesini istedi.
Bethnahrin Ulusal Meclisi (MUB), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını ve İmralı’dan tahliye edilmesini istedi.
Bethnahrin Ulusal Meclisi, adalet, hukuk ve insan haklarını ayaklar altına alan Türk rejiminin, bir insanlık suçu olan tecridi uluslararası bütün antlaşmalara rağmen sistematik olarak sürdürdüğünü belirterek tüm halkları duyarlı olmaya çağırdı.
Süryanilerin çatı örgütü Bethnahrin Ulusal Meclisi (MUB), İsviçre’nin Turgi kentindeki Süryani Derneği’nde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecrit haber alamama haliyle ilgili açıklama yaptı. Açıklamayı okuyan Semir Gurco, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 25 yıldır rehin tutulduğunu ve 33 aydır hiçbir haber alınamadığını hatırlattı. Gurco, “Bizler, Süryani-Asuri-Keldani-Arami halkının kurum ve kuruluşları olarak uluslararası kamuoyunun, basın yayın kurum temsilcilerinin, insan hakları örgütlerinin ve Avrupa ülkelerinin dikkatlerini Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecride çekmek için bu açıklamayı paylaşmayı bir görev olarak görüyoruz. Sayın Abdullah Öcalan, yaklaşık 25 yıldır İmralı adasında esir tutulmaktadır. Tek başına bir hücrede tutulan Abdullah Öcalan’ın iki buçuk yıldan beri ağır bir tecritle bütün insani, hukuki hakları kısıtlanmıştır. İki buçuk yıldan beri avukatlarının ve aile bireylerinin bütün başvurularına rağmen kendisinden herhangi bir haber alınmamaktadır” dedi.
IRKÇI, DİNCİ VE TEK TİPÇİ REJİM
Tek adam rejimiyle yönetilen Türkiye’deki bütün cezaevlerinde insan haklarının ihlal edildiğini, hasta tutsakların ölüme terk edildiğini kaydeden Gurco, şöyle devam etti: “Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP-MHP hükümeti, 100 yıldır halklara, muhaliflere, demokratik toplum kesimlerine, aydın ve ilerici insanlara karşı uygulanan tecrit ve ötekileştirme politikasını sürdürüyor. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bugüne kadar geçen 100 yıl içerisinde ırkçı, dinci ve tek tipçi bir siyaset uygulayarak Hristiyan, Êzîdî, Alevi, dini ve farklı mezheplere sahip olan insanları, sürekli baskı altında tutmuş ve tamamıyla yok olmalarını hedeflemiştir. Etnik kimliklere karşı asimilasyoncu inkar ve imhaya dayalı bir plan belirlenmiş ve her gelen hükümet, bu insanlık dışı programı hayata geçirmekle kendini sorumlu görmüştür.”
SİSTEMATİK OLARAK İNSANLIK SUÇU
Devlet şiddetinin toplumu sindirmek, insan hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırmak için devletin ve hükümetlerin temel aracı haline geldiğini vurgulayan Gurco, şunları dile getirdi: “AKP-MHP hükümeti, son yıllarda baskı, şiddet yöntemlerini daha yaygın bir şekilde kullanmaktadır. Cezaevlerinde, gözaltılarında ve hayatın birçok alanında insanlara işkenceler yapılmaktadır. Adalet, hukuk ve insan hakları ayaklar altına alınmıştır. Türk rejimi, tecrit ve işkence bir insanlık suçu olduğu halde uluslararası bütün antlaşmalara rağmen sistematik bir şekilde işlemeyi sürdürüyor.
BÜTÜN TOPLUMA DAYATILIYOR
AKP-MHP hükümetinin Sayın Abdullah Öcalan ve İmralı’daki diğer tutsaklar üzerinde uyguladığı sistematik tecrit, Türkiye’deki demokratik kamuoyunu da kaygılandırmaktadır. Bu siyaset bütün topluma dayatılmakta ve herkesin susması için baskılar artırılmaktadır. İnsanlar, kendi düşüncelerini dile getirmekten, doğruları savunmaktan dolayı düşman hukukuna maruz kalmaktadır. Tecride karşı çıkan gazeteciler, politikacılar derhal tutuklanmakta ve sesleri kısıltmaya çalışılmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcut yönetimi, bütün bölgede askeri ve özel bir savaş yürütmektedir. Toplum, iş sahipleri ve muhalif aktivistler, çete ve mafya gruplarıyla da ölümle tehdit edilmektedir. Asker, polis ve mahkemeler yanında Suriye’den, Afganistan’dan ve Türkiye’nin içinden örgütlendirilen cihadist gruplar da operasyonlarda ve kirli işlerde kullanılmaktadır. Tecrit siyaseti bütün topluma karşı değişik araçlarla uygulanmaktadır. Dolayısıyla İmralı’daki tecrit, demokrasiden yana olan herkesi ilgilendirmektedir.
ABDULLAH ÖCALAN İMRALI’DAN ÇIKARILSIN
Bu nedenle biz, Türkiye ve Ortadoğu’daki tecrit ve antidemokratik uygulamaların ortadan kaldırılmasını, hak ve özgürlüklerin bütün insanlara ayırım yapılmadan tanınmasını talep ediyoruz. Dünya kamuoyu ve Avrupa ülkelerini insan hakları için harekete geçmeye, Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin son bulması için AKP-MHP hükümetine karşı tutum almaya davet ediyoruz. Halkımızın kurum kuruluşları olarak tecride karşı herkesi dayanışmaya ve ortak mücadeleye çağırıyoruz.”
Gurco, açıklamanın sonunda taleplerini şöyle özetledi:
* Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması, aile bireyleri ve avukatlar ile görüştürülmesi.
* Düşüncelerini kamuoyuna sunabilecek imkanların sağlanması.
* Türkiye’deki etnik ve toplumsal sorunların çözülmesi için hükümet temsilcileriyle görüşmelerin yapılması.
* Çalışma koşullarının ve insani imkanların düzetilmesi amacıyla İmralı’dan tahliye edilmesi.