‘Taksim’i de arkadaşlarımızı da alacağız!’

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin 1 Mayıs tutsaklarının serbest bırakılması için Kadıköy’de gerçekleştirdiği kitlesel eylemde, “Taksim’i de arkadaşlarımızı da alacağız” vurgusunda bulunuldu.

1 MAYIS'TA TUTUKLANANLARA ÖZGÜRLÜK EYLEMİ

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs Taksim kutlamalarına getirilen keyfi yasağı protesto ettikleri gerekçesiyle hukuksuz bir biçimde tutuklanan 50 devrimcinin derhal serbest bırakılması için Kadıköy İskele Meydanı’nda eylem düzenledi.

Polis ablukası altında gerçekleşen eyleme, gençlik örgütleri Kadıköy Çarşısı boyunca yaptıkları yürüyüşle katıldı. Halkın örgütlüğünden korkan ve mücadeleyi türlü yasaklarla bastırmaya isteyenlerin asıl suçlular olduğunu vurgulayan gençlik örgütleri, “ Geri adım atmak yok! Tutuklanan 50 arkadaşımıza özgürlük” diye haykırdı.

Eylemde HDK Eş Sözcüleri Esengül Demir, Cengiz Çiçek, İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, DEM Parti milletvekilleri Kezban Konukçu, Özgül Saki,  DEM Parti il ve ilçe yöneticileri de katıldı. 

O BARİKATLARA HER YERDE YÜKLENMEYE DEVAM EDECEĞİZ

İskele Meydanı’nda bir araya gelen Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına ilk sözü alan Berkay Ustabaş, o barikatları aşma iradesinden bir adım dahi geri adım atmayacaklarını vurgulayarak, ”Biz o barikatlara her yerde yüklenmeye devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz, o barikatın arkasında özgürlük var. O barikat geçilecek. Bizim Taksim yürüyüşümüz durdurulamayacak. Bu halkın, emekçi halkın, devrimcilerin Taksim yürüyüşü 3-5 barikatla, üç beş tutuklamayla, ev baskınlarıyla, gözaltılarla, tehditlerle durdurulamayacak. Bunu dosta da düşmana da göstereceğiz. Bizim Taksim yürüyüşümüz sürecek” dedi.

KORKUNUN VE DİRENİŞİN FOTOĞRAFI

Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı okuyan Tuğgen Gümüşay, 1 Mayıs günü, İstanbul'da iki ayrı fotoğraf ortaya çıktığını ; bu iki ayrı fotoğrafın bir yanına korku, diğer yanında ise direniş ve irade olduğunu vurguladı. İşçi ve emekçilerden korkan iktidarın, İstanbul'da adı konulmamış bir OHAL ilan ettiğini hatırlatan Tuğgen Gümüşay, “Bu iktidarın açlık ve sefalete mahkûm etmeye çalıştığınız milyonlardan, sıtmayla ölüm arasında sarkaca çevirdiğiniz yaşamlarımızın öfkeyle dolmasından, bunun 1 Mayıs’ta, Taksim’de yan yana olmasından duyduğu korkudur. O gün Bozdoğan Kemeri’nin altında kurulan barikat, bu halktan, onun ayağa kalkma ihtimalinden duyduğunuz korkuyu örtemez. Bu korku son on günde 50 arkadaşımızı, 1 Mayıs’a katıldığı için, Taksim’e yürüdüğü için tutuklamıştır. Ama nafiledir. Çünkü İstanbul’da 1 Mayıs’ın ikinci fotoğrafı ise direniştir. Kurulan her barikatın önünde işçilerin, emekçilerin, öğrencilerin, kadınların gündemleri taşınmış, insanca ve onurlu bir yaşam mücadelesinin karşısına kurulan her barikat, karşısında direnişi, halkın yoksulların öfkesini bulmuştur” dedi.

TAKSİM BİZİZ, HEPİMİZ ORADAYDIK

Taksim’e yürüyen iradeyi her zaman o barikatların karşısında bulacaklarını kaydeden Tuğgen Gümüşay, şunları kaydetti: “Dün Taksim’e yürüyenlerin mücadelesi, halkı soktuğunuz cendereye karşı savaş politikalarınıza karşı, sermaye yararına OVP’nize karşı, fetvadan bozma eğitim müfredatınıza karşı, yine sokaklarda olacaklar. 1 Mayıs’a katılanlara yönelik o günün akşamından başlayan, karanlık saçan medyasından Vali’sine, liberallerden İçişleri Bakanı’na tüm işçi-emekçi düşmanlarının hedef göstermesi bu iradeyi kıramaz. Plastik sopaları, damacanayı hedef gösterenler binlerce polisi işçi-emekçilerin karşısına dikmeyi, kentin bütün ana arterlerini kitlemeyi şiddetten saymamaktadır. 1 Mayıs 2010-2011-2012’de tek bir sorun yaşanmadan milyonlarca insanın buluştuğu Taksim Meydanı’nı kapatmayı suçtan saymamaktadır. Gerçek suç, halkların eşitlik, özgürlük ve barış özlemlerini bastırmak, kadınların gençlerin özgürlük mücadelesini baskıyla sindirmeye çalışmaktır. Gerçek suç, Filistin halkına yaşatılan zulüm karşısında soykırımcı İsrail’le ticari ilişkileri sürdürmektir. Tüm bu saldırılara karşı insanca, onurlu bir yaşam mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz. Taksim biziz, hepimiz oradaydık, arkadaşlarımızın arkasındayız. Taksim’i de, arkadaşlarımızı da alacağız.”