‘Tecrit çöküntüye yol açıyor’

DBP MYK Üyesi Faruk Tatlı, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecridin, siyasi, ekonomik ve sosyal çöküntüye yol açtığını söyledi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin bölge siyasetine ve halklarına yansımalarının belirleyiciğine işaret eden DBP MYK Üyesi Faruk Tatlı, tecridin ekonomi, siyasi, sosyal ve kültürel sorunların kaynağı olduğunu ve bunun da sadece Abdullah Öcalan ile yapılacak düzenli görüşmelerle aşılabileceğinin altını çizdi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 23 yıldır ağır tecrit altında tutuluyor. Zaman zaman siyasi iklime göre bu koşullar esnetilse de kendi deyimiyle “ağırlaştırılmış mutlak tecritte” tutuluyor. Abdullah Öcalan’ın tecritte tutulmasının sadece Kürdistan siyasetine değil Türkiye ve Ortadoğu siyasetine de yansımalarının olduğunu, bölge halkları kendisiyle düzenli görüşmelerin olduğu 2013-2015 yılları arasında gördü. Kürt Halk Önderi ile görüşmeler kesildiğinden, avukatları ve aile bireylerinin görüşmelerine izin verilmediğinden beri siyaset giderek daha çok sarpa sardı ve ekonomik parametreler başta olmak üzere sosyal, kültürel ve toplumu ilgilendiren tüm alanlarda krizler yaşanıyor.

ANF’ye konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) MYK Üyesi Faruk Tatlı, Abdullah Öcalan’ın 23 yıldır esaret altında tutulduğunu hatırlatarak, tecridin dönemsel esnetilmesinin de  taktiksel politikalara dayandığını kaydetti.

‘ÇÖKTÜRME PLANI’YLA DERİNLEŞTİRİLDİ

Tatlı, Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridin ağırlaştırılmasının, MGK’nın Ekim 2014’te kabul ettiği “Çöktürme Planı”nın gereği olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Bu plan, Abdullah Öcalan’ın halk ile bağını koparma ve Kürdistan, Türkiye, Ortadoğu halklarına mesajlarını engellemeye yönelikti. Bu plan, sadece Türk devletinin marifeti değildi, uluslararası aktörleri de vardı. Zaten Abdullah Öcalan’ın Türkiye teslim edilmesi, NATO ve uluslararası güçlerin işbirliği ile gerçekleşti. O yüzden bugünkü tecrit halinin de Türk devletinin tek başına yürüttüğü bir politika değil. Uluslararası bir konsepttir.”

TÜM TOPLUM TECRİT ALTINDA

Özellikle 2016’dan sonra AKP’nin MHP ile ortaklaşmasının tecridi derinleştirdiğini savunan Tatlı, şunları söyledi: “Kürt Halk Önderi üzerindeki tecrit uygulaması, Türkiye siyasetinin tıkandığı anlamına geliyor. O yüzden Abdullah Öcalan üzerinde mutlak bir tecrit uygulanıyor. Zaten Türk Kürt Halk Önderi ile yapılan düzenli görüşmeler sonrasında gerçekten Türkiye’nin siyasetinden tutalım ekonomisine ve sosyal yaşamına kadar iyileşmeler söz konusu oluyor. 2013-2015 yılları arasındaki ekonomik verilere baktığımızda bunu rahatlıkla görebiliyoruz. 2015’ten sonraki ekonomiye baktığımızda ise müthiş açık var. Dolayısıyla Kürt Halk Önderi üzerindeki tecrit, Türkiye’deki genel toplumun tecrit altına alınması anlamına geliyor.”

BÖLGESEL LİDERLİK POZİSYONU

Tatlı, tecridin ekonomi, siyasi, sosyal ve kültürel sorunların kaynağı olduğunu ve bunun da sadece Kürt Halk Önderi ile yapılacak düzenli görüşmelerle aşılabileceğinin altını çizerek, şöyle konuştu: “Bugün artık insanların yaşamlarına müdahale ediliyor. Kadınlar katlediliyor. Gençler kültürel ve ahlaki asimilasyona, yozlaşmaya maruz bırakılıyor. Bunların hepsi, tecrit politikasının doğurduğu sosyal çöküntü halidir. Kürt sorunu ne kadar derinleştirilirse diğer tüm alanlarda bir tıkanma söz konusu oluyor. Kürt Halk Önderi, tüm kitaplarında ve savunmalarında sadece Kürtlere değil, Ortadoğu halklarına sesleniyor. Onların içerisinde bulunduğu politik çıkmazları da konu alıyor ve çözüm önerileri sunuyor. O yüzden böylesi bir liderlik pozisyonu varken, tabii ki uluslararası güçler ve Türk devleti bunun önünü tecritle alacak. Toplumun daha müreffeh yaşamasını engellemeye çalışıyorlar.”