Temelli’den Erdoğan’a: Seninle kardeş olmak istemiyoruz!

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Kürtleri kovmakla tehdit eden ve “Kürt kardeşlerim” diyerek çağrı yapan Erdoğan’a, “Seninle kardeş olmak istemiyoruz” yanıtını verdi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, seçim çalışmaları kapsamında partisinin Patnos mitinginde konuştu.

Açlık grevlerine dikkat çeken Temelli, “Bu açlık greviyle sağır olmuş kulaklara, kör olmuş gözlere sesleniyoruz. Bu sesi duyun, bu adaletsizliğe bu hukuksuzluğa son verin. Açlık grevindeki arkadaşlarımız hukuksuzluğa son verilsin diye seslerini yükseltiyorlar. Biz de onların sesine ses olalım” dedi.

Adalet Bakanlığı’nı görevini yapmaya ve yasaları uygulamaya çağıran Temelli, şöyle konuştu: “Bu mutlak tecrit koşullarına son ver, bu talebin siyasetle seçimlerle ilgisi yoktur. Bunu siyaset ve seçim malzemesi yapmayın gelin hukukun gereğini yapın. Göreceksiniz, Türkiye'de bu konuda atılacak bir adım Türkiye'deki bu hukuksuzluk ve adaletsizlik sürecine son verecektir.”

ÜLKE ADALETSİZLİK GİRDABINDA

Adaletsizliğe ses çıkarılmazsa dalga dalya yayılarak herkesi bulacağı uyarısını yapan Temelli, Şimdi koca bir ülke adaletsizlik girdabında. Koca bir ülke hukuksuzluk çukurunda, koca bir ülke çürüyor. Buna dur demeliyiz, buna dur demek için tecride karşı çıkmalıyız, bu iktidara karşı çıkmalıyız” dedi.

Gezi isyanını da hatırlatan Temelli, “Gezi’de yan yana gelenler, Türkiye'nin her yerinde Gezi sürecinde sesini çıkaranlar büyük bir adaletsizliğe dikkat çekiyordu” diye konuştu.

Erdoğan rejimi için, “Tek samimi oldukları şey kendi iktidarları. Kendi iktidarları için her yol mubah” diyen Temelli, adaletsizliklerden en fazla nasibini alanların Kürt halkı olduğunu hatırlattı.

YA FAŞİZM YA DEMOKRASİ

Temelli şöyle konuştu: “Türkiye’nin her yerindeki adaletsizlikten en fazla nasibini Kürt halkı aldı. Kayyımlarla aldı, baskıyla aldı, şiddetle aldı, yıkımla aldı. Ama asla direnmekten vazgeçmedi. Ne diz çöktü ne baş eğdi. Çünkü bu kararlı mücadele ile bu ülkeye demokrasi gelecek, barış ve adalet gelecek. Şimdi HDP zamanı. HDP ortaya koyduğu siyaseti ve stratejisi ile Türkiye’ye bir seçenek sunuyor diyor ki ya kayyım ya demokrasi, ya adaletsizlik ya demokrasi, ya faşizm ya demokrasi.”

HDP dışında hiçbir partinin alternatif sunmadığını kaydeden Temelli, “Yerel demokrasi radikal demokrasi için kentimizi de kendimizi de biz yönetmek için adaletsizliğe karşı iktidara geleceğiz. Tek başımıza iktidara gelemediğimiz yerlerde de demokrasi güçlerini iktidara taşıyacağız” dedi.

Temelli’nin konuşmasında öne çıkan diğer konular şöyle:

“Bir seçenek sunduk, Türkiye'nin önünü açtık. Siyasetsizliğe son verdik. Gelin siyaset yapalım, gelin demokrasi zemininde buluşalım. Gelin, ülkeyi bu ceberrut iktidardan kurtaralım.”

“Batıda bütün kentlerde, belediye meclislerinde olacağız. Temsil edeceğiz, fikrimizi, düşüncemizi anlatacağız. Nasıl bir yerel demokrasi onu anlatacağız.”

“İnsan haklarına ihtiyacımız var, işte bu yüzden bunun mücadelesini veriyor (...) Önce yerel demokrasiyi sonra bütün ülkede demokrasiyi büyüteceğiz. Çünkü bugünkü iktidar bu halka hiçbir şey vaad etmiyor. Sadece düşmanlık, nefret ötekileştirme.”

“(Erdoğan) Ağzını her açtığında HDP’yi kötülüyor, düşmanlaştırıyor, hakaret ediyor, saygısızlık ediyor. Bu bir Cumhurbaşkanına yakışıyor mu? Bir Cumhurbaşkanı böyle mi konuşur? Bir ülkenin Cumhurbaşkanı kendi yurttaşlarına böyle mi hitap eder? Bir ülkenin Cumhurbaşkanı 20 milyon Kürde 'defolun gidin' der mi? Biz bize yakışanı yapacağız. Burası bizim ülkemiz. Buradan bir kez daha sesleniyorum burası bizim ülkemiz, buradayız hiçbir yere gitmiyoruz 31 Mart’ta sandığa gidiyoruz.”

“Çıkıyor 'Cumhurbaşkanıyım' diyor 20 milyon Kürdü ülkeden kovuyor. Cevap veriyoruz Cumhurbaşkanı’na, hakaret edemezsin diyor. E sen 20 milyon yurttaşa hakaret ediyorsun. Ayrımcılık yapıyorsun. İşte bu sistem olmaz. Olmadı. 24 Haziran’dan bugüne ülke çok daha kötü bir yere sürüklendi.”

BEKA SORUNU YOK, İŞSİZLİK SORUNU VAR

“Bu ülkenin gerçek sorunu bu. İşsizlik yoksulluk. Ne beka sorunu. Beka sorunu dediğin senin iktidar koltuğuna olan sevdan. Gerçek sorun burada. Nereye gitsek herkes işsiz, yoksulluk diz boyu. Bunları konuşamıyorsunuz. Bunları konuşanları kovuyor azarlıyor.”

“Bir tezgah kurmuşlar, kamu ihalesi ile insanların ihtiyacı olmayanı yapıyorlar, halkın kaynaklarını müteahhide aktarıyorlar. Şimdi bir de silah sanayi çıktı. Mermi üreteceklermiş, bizim mermiye ihtiyacımız yok; bizim işe, aşa ihtiyacımız var. O mermiyi de savaşı da istemiyoruz.”

“Her yerde barış diyeceğiz, inatla barış diyeceğiz. Onlar barıştan korkuyorlar. Barış diyenleri yargılıyorlar, barış akademisyenlerini cezalandırıyorlar. Bundan daha onurlu bir şey olabilir mi? Barışı talep etmek, barışı istemek.”

“Göreceksiniz, yerellerde iktidara geldiğimiz her yerde her şey hızla düzelecek. İşsizlik sorunu, tarım sorunu, sağlık hayvancılık eğitim sorunu; nerede bir sorun varsa müdahale edeceğiz. Tarımı güçlendireceğiz. Tarım iş makinalarının depolarını oluşturacağız. Herkes ortaklaşa kullanacak. Kooperatifler kuracağız, insanlar kooperatiflere ürünlerini getirecek, hatta biz taşıyacağız. Birlikte işleyeceğiz, birlikte dağıtacağız. Bizler zenginliği üreteceğiz, hakça, adaletçe paylaşacağız. Kimse aç yatmayacak, çocuklarımız sütten, ekmekten, etten mahrum kalmayacak. Buzdolaplarımız boş kalmayacak. Tarım Bakanı diyor ki; buzdolapları boş. Aferin Tarım Bakanı’sın sen. Bunu söyleyecek en son insansın, hiç mi yüzün kızarmıyor? Buzdolapları sizin tarım politikalarınız yüzünden boş.”

“SENİNLE KARDEŞ OLMAK İSTEMİYORUZ”

“Bunların hepsini nereye göndereceğiz biliyor musunuz? Kayyımların yanına, tarihin çöplüğüne, bir daha oradan çıkmasınlar. Bunların adayları Patnos’ta hangi dilde konuşuyor. İngilizce mi konuşuyor sizinle, Çince mi konuşuyor? Burada Kürtçe konuşacaksın, Ankara’ya gideceksin Kürt’e düşmanlık yapacaksın. Seninle kardeş mardeş olmak istemiyoruz”

“Çıkmış Sancaktepe’de diyor ki; 'Kürt kardeşlerim'. Karar ver, bir karar ver. Bu kardeşlik hikayesi sandığa gelirken aklına geliyor. Sandığa giderken Kürt, seçim bitiyor hepsi kurt oluyor. Biz seçimden önce de seçimden sonra da Kürdüz. Bunu böyle bil. Seninle de kardeş mardeş olmak istemiyoruz. Biz eşit yurttaşlar olarak hukuk devletinde yaşamak istiyoruz. Hukukun, yasaların herkese eşit uygulandığı bir memleket istiyoruz. Özlemimiz bu, bunu da var edeceğiz.”

“SANDIKLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ”

31 Mart’ta kadar sandıklarımıza sahip çıkmak için müşahit olacağız,herkesin sandığa gitmesi için çalışacağız. Patnos’ta olmayan bütün evlatlarımızı, kardeşlerimizi Patnos’a çağıracağız. Patnos’lu olup da başka bir kentte yaşayanlar, mutlaka sandığa gidecek. Patnos için, Van için, Hakkari için demokrasi için barış için oy kullanacak.

Sandıklardan umut çıkacak demokrasi, barış ve HDP çıkacak. Unutmayın yoldaşlarım, HDP umudun partisidir. Biz yürüdükçe demokrasinin barışın yolu açılır. Biz yürüdükçe bu ülkeye bahar huzur gelir, barış gelir. Hepinizin yolu açık olsun. Serkeftin hevalno…”