‘Temsiliyetle ülkedeki hak ihlallerini gündeme getireceğim’

Uluslararası Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesinin Avrupa temsilciliğine seçilen ÖHP avukatlarından Ramazan Demir, “Hedefim, Türkiye’de meydana gelen insan hakları ihlallerini gündeme getirmek ve daha çok bilinmesini sağlamak” dedi.

Temel amacının, “insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygıyı geliştirmek ve teşvik etmek” olan İnsan Hakları Komitesi, geçtiğimiz hafta Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) avukatlarından Ramazan Demir Uluslararası Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesinin Avrupa temsilciliğine seçildi. Kürdistan’daki yıkım ve kıyımı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine verdiği dilekçelerde tanınan Demir, ANF’ye konuşarak hem Türkiye’deki hukuk kavramını hem de kazandığı temsilciliği değerlendirdi.

‘AVUKATLIK FAALİYETİ KRİMİNALİZE EDİLDİ’

Demir, avukatların karşılaştığı baskıların sadece avukatlarla ilgili olmadığını belirterek, Türkiye’de muhaliflere yapılan baskıların bir parçası olduğunu söyledi. Muhalif avukatlar üzerindeki baskıları değerlendiren Demir, “Bunun çok basit bir açıklaması var tabi, o da yaptığımız işler, baktığımız davalar ve savunduğumuz müvekkillerimiz, Kürt, muhalif ya da belirli türde bazı mağdurların avukatlığı doğrudan sizi müvekkiliniz ile birlikte hedefte bırakır oldu. Dolayısıyla kısaca söylemek gerekirse, söylem ve pratik itibariyle devleti ve kurumlarını rahatsız eden her türlü avukatlık faaliyetinin kriminalize edildiğini ve hatta son dönemlerde bunun seviye olarak geldiği nokta itibariyle pratikte avukatlık yapmanın imkansız hale getirildiğini söyleyebiliriz” dedi.

‘ADLİYELER MAĞDURİYET ÜRETEN TEMEL MEKAN OLDU’

‘Türkiye’deki hukuk sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?’ Sorusunu yanıtlayan Demir, “Türkiye'de haklar hukukun anayasal bir zemini kalmadığını anlamak ve söylemek için avukat olmaya ya da tüm günü adliyede geçirmeye gerek yok; günlük haberleri okumak bile yeterli. Anayasal zemin ortadan kalkınca ona uygun ve ona bağlı olarak uygulanması gereken diğer kanunların da bir hükmü kalmıyor tabi. Kimse kendini kanunla bağlı hissetmeyince de keyfiyet düzeni alıp başını gidiyor. Adliyeler adalet dağıtan değil, insan harcayan, mağduriyet üreten temel mekan oldu diyebiliriz” şeklinde konuştu.

‘HEDEFİM İNSAN HAKLARI İHLALLERİNİ GÜNDEME GETİRMEK’

Uluslararası Barolar İnsan Hakları Komitesinin Avrupa temsilciliğine seçilmesini ise Demir şu sözlerle açıkladı: “Uluslararası Barolar Birliği 1947 yılında kuruluş, 160 ülkeden 80 binin üzerinde avukat ve hukuk örgütünün üye olduğu ve bu haliyle dünyanın büyük hukuk kurumu olarak kabul edilen bir yapı. Bütün hukuk dallarında komite ve bölümleri olan, her birisinin de çok aktif olarak çalıştığı bir kurum. Bu komitelerden biri de İnsan Hakları Komitesi. Asya, Avrupa, Latin Amerika ve Kuzey Amerika kıtal veya bölgeler için temsilcilik şeklinde örgütlenme modelini esas almış bir komite. Önümüzdeki iki yıllık süreç için Avrupa kıtasının temsilciliği görevine seçildim.”

Demir, Kürt bir avukatın böylesi bir temsiliyete seçilmesinin önemli olduğuna dikkat çekerek, Kürt avukatların her türlü bedele rağmen bugüne kadar yürüttüğü hak mücadelesinin dünyanın da dikkatini çektiğini anlattı. Demir sözlerini, “En iyi bildiğim ve hakim olduğum bir alan olduğundan temel olarak Türkiye'de meydana gelen insan hakları ihlallerini gündeme getirmek ve daha çok bilinmesini sağlamak gibi bir hedefim olacak elbette. Ancak Avrupa temsilciliği geniş bir coğrafyayı kapsadığından bugüne kadar ülke gündeminin yoğunluğundan takip etmeye imkan ve zaman bulamadığımız başka yerlerin de gündemlerini takip etmek gerekecek” şeklinde sürdürdü."