GÖRÜNTÜLÜ

Wan'da direniş sürüyor: 'Bizim için belediyeler sokaktır, halktır!'

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Wan’da gaspa karşı protesto eyleminde yaptığı konuşmada, otoriter rejime karşı en geniş kent uzlaşıları kuracaklarını belirterek, “Bizim için belediyeler sokaktır, halktır.” dedi.

Wan belediyesinin gasp edilerek kayyım atanmasına karşı düzenlenen protesto eyleminde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, başka bir ülke işgal ediliyormuş gibi Wan’ın işgal edildiğini belirtti. 

WAN’I İŞGAL ETTİLER

DBP il binası önünden Cumhuriyet Caddesi’ne kadar devam eden ve Türk polisinin saldırıda bulunduğu yürüyüşün ardından konuşan Tülay Hatimoğulları, şunları ifade etti: 

“Van belediyesi en çalışkan, en sevilen, en başarılı belediyelerimizden biridir. Biz bu sevgi selini 31 Mart'ta gördük, bu sevgi selini günlerdir kar ve kış demeden havanın eksi derecelerde olduğu Van’da belediyede nöbet tutan halkımızda gördük. Binlerce teşekkürler sevgili Van halkı. Belediyeye giriş fotoğrafları, o videolar. İçişleri Bakanı da Adalet Bakanı da sarayda oturan Erdoğan da iyi izlesin o videoları. Hani protesto ediyorlar ya sözüm ona yalandan, İsrail Filistinlilere nasıl davranıyorsa o belediyeye sabaha karşı girişleri aynı fotoğraftır. Adeta başka bir ülkeyi işgale gider gibi Van'ı işgal etmiş durumdalar. Karşımızda kurulan bariyelerleri çift kat kuruyorlar. Halkla buluşmamızı engellemek için. Siz nerede hangi kafayı yaşıyorsunuz? Van halkı zaten burayı 14-0 yaparak sizin kayyımcı anlayışınıza defolun gidin, sizi istemiyoruz demiştir. 

GEÇİCİ KAYYIM KALICI HALE GETİRİLDİ

Biz bu faşizan uygulamaların 1980’de Fatsa'da Terzi Fikri'ye nasıl yapıldığını biliyoruz. 1980’de Kenan Paşa'nın askeri postallarla Türkiye’de darbe yaptığını hatırlayalım. Aynı darbeyi şimdi saray, polis ve kolluk kuvvetiyle yapmıştır. O dönem geçici olan kayyımlar 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu ülkede kalıcı bir rejim haline getirilmiştir. Bu şahlıktır, padişahlıktır, faşizmdir, otoriterliktir ve biz halk olarak bunu asla kabul etmeyeceğiz. İstanbul’dan İzmir’den Çukurova’dan Ankara’dan lütfen hepiniz dönün ve Van’a kulak verin. Bugün sadece Kürtlerin seçtiği belediyelere değil, sadece Kürt halkının ittifak kurduğu belediyelere değil aynı zamanda kent uzlaşısı ile seçilmişlere dönük de operasyonlar hız kesmiyor. Bugün bu iktidarın etekleri o kadar tutuşmuş ki, iktidarı kaybetme korkusu onlara o kadar sinmiş ki İstanbul’da kent uzlaşısı yapılmış yerlere de operasyonlar gerçekleştirdiler ve birkaç gün önce çok sayıda insanı tutukladılar. Bu faşizan ve otoriter uygulamalar devam ettikçe bizler halkımızla beraber Kürtler Türkler Araplar, bu ülkede yaşayan bütün farklı halklar ve inançlarla beraber çok daha büyük kent uzlaşıları kuracağız. Çok daha büyük demokrasi mücadelesi yürüteceğiz. Bu ülkede tesis edilmek istenen istibdad rejime, otoriter rejime karşı en geniş yelpazedeki demokrasi mücadelemizi sergilemeye devam edeceğiz. 

ASLA KABUL EDİLEMEZ

Şu bilinsin ki bir yandan diyalog süreci devam ederken bu iktidarın kayyım atamaları asla kabul edilemez. Van halkının şunu iyi bildiğini biliyorum. 15 Şubat Sayın Abdullah Öcalan’ın komployla Türkiye'ye getirildiği gün. Böylesi tarihi bir günde bilerek, isteyerek ve planlayarak Van Büyükşehir Belediyemize kayyımı aynı gün atadılar. Bundan dolayı da sizleri kınıyoruz kınıyoruz kınıyoruz. Şu bilinsin ki onlar istedikleri kadar havadan, karadan saldırsınlar, tepemizde uçaklar uçursunlar. Kürt halkının, demokrasi güçlerinin iradelerine ipotek koymaya çalışsalar da bizler barış demekten vazgeçmeyeceğiz. 

Barış için, demokrasi için ne bedel ödememiz gerekiyorsa zaten ödüyoruz, ödemeye de devam edeceğiz. Bizim için belediyeler dört duvar değildir. Bizim için belediyeler sokaktır, halktır. Bizim için belediyeler kadınlardır, gençlerdir, barış anneleridir. Biz hırsızlar tarafından çalınmış olan belediyelerin o dört duvarının içine hiçbir zaman sıkışmadık, sıkışmayacağız. Şu şöyle bilinsin, biz dün olduğu gibi bugün de mücadele etmeye devam edeceğiz, onurumuz olan seçilmişlere sahip çıkmaya devam edeceğiz. Mücadelemize sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

DBP: SEÇİLDİKLERİ İÇİN HAPSE ATILIYORLAR

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise şöyle konuştu:  “Belediye eşbaşkanlarımız suçlu oldukları için değil, suç işledikleri için değil seçildikleri için hapse atılıyor. Wan büyük bir zulüm yaşadı ama direnişi de bir gelenek haline getirdi. Zilan Katliamı’nı, 33 Kurşun’u aynı zamanda Feqiyê Teyran’ın sözlerini de unutmayacak. Wan halkı asla tutsak olmadı olmayacak. Bu bir direniş ve bitmeyen bir irade. Kürt halkı belediyeleri kazanarak, parlamentoda yer alarak bir şey anlatıyor devlet aklına. Kürtler artık Kürt sorununun çözülmesini istiyor.

(...) Kayyım atamalarının her biri, şiddet görüntülerinin her biri Sayın Öcalan’ın yakın zamanda yapacağı tarihi açıklamayı, Türkiye’nin dört gözle beklediği açıklamayı sabote etmek, değerini düşürmektir. Çözüme dair bir aklınız varsa buyurun bir tarihi açıklamayı da siz yapın. Hem Kürt halkı hem de Türk halkı devletten de çözüme dair bir şeyler duymak istiyor. Ne işkenceniz, ne baskınız, ne zulmünüz Wan’ı Kürdistan’ı direnişinden vazgeçirmedi. Her birimizin gözü ve yüreği Sayın Öcalan’ın açıklamasındadır. Sahipleneceğimiz yer orasıdır. Bu direnişin Sayın Öcalan’ın yapacağı tarihi açıklamayla buluşacağına inanıyorum.” 

EMEP: KİMSE DURDURAMAZ

Eylemde konuşan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, “Kürt ve Türk işçi sınıfının önünde kimse duramaz. Kürt halkı el uzatıyor ve ‘barış’ diyor. Öyle ise bu eli tutacaksınız. Bu ülkede artık kayyım politikalarına son vereceksiniz. Tutsakları serbest bırakacak, Rojava’yı tanıyacak ve sınır ötesi operasyonlarına son vereceksiniz. Barışın kapılarını ancak böyle açarsınız” dedi.

TÖP: BARIŞI DİRENEREK KAZANACAĞIZ

Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Dönem Sözcüsü Juliana Gözen, şöyle konuştu: “Hukuk, adalet, bağımsız yargıymış, burada insanlar bu kavramları çok iyi biliyor. Kürtler hukuk dedikçe, iradelerine el koyuyorlar. İktidarın normali Kürt halkının baş eğmesi, kadınların katledilmesi, gençlerin geleceksizleştirilmesidir. Barış diyorlar ama barışın adını lekeliyorlar. Bu halkın umutlarıyla oynadılar. Barış dedikleri Kürt halkının tasfiyedir. Bu memlekete barışı direnerek kazanacağız.”

 YEŞİL SOL: PES ETMEK, BOYUN EĞMEK YOK

Yeşil Sol Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Naci Sönmez: “Bugün Wan’da yaşanan görüntü 12 Eylül’de gördüğümüz görüntüdür. Asla pes etmek, boyun eğmek yok. Bugüne kadar ödenmiş ne kadar bedel varsa misliyle ödemeye hazırız. Belediye eşbaşkanlarımızın, halkıyla omuz omuza yürümesi mutlaka zaferle sonuçlanacaktır.” 

SODAP: WAN HALKI YALNIZ DEĞİLDİR

Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Yürütme Kurulu üyesi Orhan Kök: “Bir yandan Kürt halkının elde ettiği kazanımlarını yok ederek, kimliğini yok sayarak, öbür yandan diğer toplumsal kesimleri yok sayıyor, baskı altına alıyor. Wan halkı asla yalnız değildir.” 

KUŞATMAYA RAĞMEN, DİRENİŞ YAYILARAK DEVAM EDİYOR

Kentteki direniş yayılarak devam ediyor.Mahalleler polis ablukasına alınmış durumda. Polis halka karşı silah kullanıyor. Alınan bilgilere göre 10 bin dolayında polis kenti kuşatmış durumda.