Türkiye’de ikinci el otomobile 'paha biçilemiyor'
Türkiye’de ikinci el otomobil piyasası, ekonomik belirsizlikler ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar nedeniyle zor bir dönemden geçiyor.
Türkiye’de ikinci el otomobil piyasası, ekonomik belirsizlikler ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar nedeniyle zor bir dönemden geçiyor.
Türkiye’de ikinci el otomobil piyasasında hem alıcılar hem de satıcılar, doğru fiyatlandırma yapmakta zorlanıyor. Piyasa dinamiklerine ilişkin esnafların görüşleri, mevcut durumun vahametini ortaya koyuyor.
EKONOMİK FAKTÖRLER VE FAİZ ORANLARI
Ekonomik belirsizlikler ve yüksek faiz oranları, ikinci el otomobil piyasasını olumsuz etkiliyor. Faizlerin yüzde 60’ın üzerinde olması, tüketicilerin araç satın alımına yönelmek yerine, mevcut araçlarını satıp paralarını bankaya yatırarak, mevduat faizi kazanmalarına neden oluyor. Bu durum, piyasada araç arzını artırırken talebi düşürüyor. Konuştuğumuz bir esnaf, piyasa durumunu, “İnsanlar araç almak yerine mevcut araçlarını satarak nakde çeviriyor ve kazandıkları faizle araç kiralıyorlar” özetliyor.
VERGİ VE MASRAFLAR
Yüksek ÖTV ve KDV oranları, ikinci el araç fiyatlarını yükselten en önemli etmenler arasında yer alıyor. Türkiye’de yüzde 20 KDV ve yüzde 50’den başlayan ÖTV oranları, araç maliyetlerini önemli ölçüde artırıyor. Lüks araçlarda ÖTV oranları yüzde 80’i aşabiliyor. Bir başka esnaf “Yurt dışından 32 bin Euro’ya (Yaklaşık 928 bin T) ithal edilen bir aracın Türkiye’de 60 bin Euro’ya (yaklaşık 1 milyon 740 bin TL)’den satılıyor. Bu da tüketicinin araç almasını neredeyse imkânsız hale getiriyor” diyerek yüksek vergilerin piyasa etkisini vurguluyor.
İkinci el araç piyasasında sahte belgeler, kilometre düşürme ve hasar kayıtlarının gizlenmesi gibi dolandırıcılık yöntemleri de yaygın. Bu durum, alıcılar için büyük bir risk oluşturuyor ve sektör ciddi güven sorunlarına yol açıyor. Pandemi dönemi yaşanan çip krizi nedeniyle hem sıfır hem de ikinci el araç fiyatlarının en üç katına çıktığını belirten bir galerici, “90’lı modeller Tofaş ve Şahin markalı araçlar bile 6 bin Euro yaklaşık 174 bin liraya alıcı buluyor” diyerek fiyatların ulaştığı noktayı gözler önüne seriyor. Türkiye'de hem kara paranın aklanması hem de kayıt dışı piyasada dolaşan paranın aklanması amacıyla son yıllarda ikinci el otomotiv sektörüne yöneldi. Bu durum ile sektörde hem ciddi bir düşüş hem de güven kaybı yaşanıyor.
Bir başka galerici ise, “İnsanlar daha fazla kar elde etmek için kilometre düşürme ve hasar gizleme gibi yöntemlere başvuruyorlar. Bu da sektöre olan güven kaybını artırıyor” diyerek durumu açıklıyor.
KREDİ VE FİNANSMAN ZORLUKLARI
İkinci el araç alımında kredi kullanmak isteyenler, yüksek faiz oranları ve düşük kredi limitleriyle karşılaşıyor. Faiz oranlarının yüzde 60 üzerinde olması, krediyle araç almayı neredeyse imkansız hale getiriyor. Bu durumu da bir başka galerici, “32 bin Euro’luk bir araç için 20 bin Euro kredi kullanmak isteyen bir kişi, bir yıl sonra bu tutarı iki katına ödemek zorunda kalıyor” diyerek, kredi kullanımının zorluklarını belirtiyor.
KALİTE VE DURUM BELİRSİZLİĞİ
İkinci el araçların bakım durumu ve geçmişi genellikle belirsiz. Yüksek bakım nedeniyle insanlar araçlarına niteliksiz bakım malzemeleri kullanıyor veya zamanında bakım yapmıyor. Bu da araçların kalitesiz ve sorunlu olmasına yol açıyor. Bu durum ikinci el araç alımı ve bakım geçmişine güvenmeyi neredeyse imkansız hale getiriyor.
Türkiye’de ikinci el otomobil sektörü, yüksek vergi yükleri, ekonomik belirsizlikler ve güvensizlik gibi çeşitli sorunlarla boğuşuyor. Esnafların görüşleri, piyasanın mevcut durumunun zorlaştığını ve geleceğe yönelik endişeleri yansıtıyor. Esnaflar, bu zorlukların aşılması için sektörde güvenin yeniden tesis edilmesi ve ekonomik koşulların iyileştirilmesi büyük önem taşıdığına dikkat çekiyorlar.