GÖRÜNTÜLÜ

Wan’da halk buluşması: AKP’nin defterini hep beraber kapatacağız

Wan’daki halk buluşmasında Türkiye’deki tüm halklara gasp rejimine geçit vermemek için direnişi büyütme çağrısı yapıldı.

Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış'ın görevinin gasp edilmesi Wan'ın Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesinde protesto edildi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayandır'ın da aralarında olduğu heyet, halk buluşması ve esnaf ziyareti gerçekleştirdi.

Heyet, esnaf ziyaretinin ardından Musa Anter Park’ında halk buluşmasına katıldı. Buluşmaya Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları, ilçe belediye eşbaşkanlarının yanı sıra il, ilçe örgüleri ve çok sayıda halk katıldı. Buluşmada, “AKP haksız, kayyum hırsız” , “İrademe dokunma” ve Kayyum defol” dövizleri taşınırken, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek, “Kayyum darbedir” sloganları atıldı. 

‘AKP’NİN ÜLKEYE TEK MÜJDESİ SAVAŞTIR, DÜŞMANLIKTIR’

Halk buluşmasında konuşan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, “5 gün önce AKP ve MHP tarafından kayyum atandığı günden bu yana Kürtler başta olmak üzere dostları, barış ve demokrasi isteyen her kesim bu zulme karşı ayaktadır. Wan’ın direniş kentinden sesleniyoruz. Kayyumlarınızı tanımıyoruz ve karşı duracağız. Kayyumun ne olduğunu biliyoruz. Kayyum, Kürt dilini, kültürünü tanımamadır ve nasıl tahrip ettiğini iyi biliyoruz. Aynı zamanda insan haklarını ayaklar altına aldı. AKP’nin ülkeye tek müjdesi savaştır, düşmanlıktır.  Erdoğan iki gün önce yaptığı açıklamada ‘Colemêrg gibi devam edecek.’ Yani diyor ben Kürtlere zulme ve düşmanlığa devam edeceğim. Bizler de senin zulmüne karşı sonuna kadar direneceğiz ve irademize sahip çıkacağız” şeklinde konuştu.

‘HALKLAR BU SİYASETE GEÇİT VERMEMELİDİR’

Colemêrg Belediyesine 2016’dan bu yana 3 defa kayyum atandığını söyleyen Bayındır, “Her defasında Kürtler iradesine sahip çıkarak,  belediyesini kayyumdan alıyor.  Kürtler her defasında kayyumlara geçit vermiyor.  Girdikleri yol demokrasi özgürlük yolu değil. İçişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, ‘Erdoğan ülke birliğini sağlıyor’ dedi. Oysa bu ülke birliği değil, bu ülke birliği parçalıyor. Eğer biz onların bu siyasetine karşı durursak zaferimiz yakındır.  Onlar artık çürümüş.  Ya biz direnerek onları göndereceğiz ya da Kurdistan’ın her yerine kayyum atayacaklar. Bu nedenle 7’den 70’e Türkiye’deki tüm halklar onların bu siyasetine geçit vermemelidir” dedi.  

‘BU DEVRAN İŞKENCE ETTİĞİNİZ HALKIN LEHİNE DÖNÜYOR’

Ardından konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 31 Mart yerel seçimlerinde kayyumları da AK-MHP iktidarını da yenilgiye uğrattıklarını söyledi. İktidarın dejavu yaşatırcasına Kürt halkına üçüncü kayyum darbesini yaşattıklarını dile getiren Tülay Hatimoğulları, “AKP MHP iktidarı, ortakları Ergenekon ittifakı, JİTEM ittifakı el ele vererek Kürt halkının üzerinde siyasi basınç ve darbe uygulamaya devam ediyor. Kürt halkı, Wan halkı sizlere soruyorum; bizler kayyuma geçit verecek miyiz? Van halkının Kürt halkının Türkiye halklarının kayyum karşısındaki tutumu tam da burada halkımızın verdiği mesajın ta kendisidir. Değerli halklarımız 31 Mart seçimlerinde bütün Türkiye’ye ve dünyaya vermiştir. İki şekilde vermiştir. Birincisi kayyum atanmış olan bütün belediyelerimizi tek tek kayyumcu darbeci anlayıştan ve bu iktidardan geri aldık. İkincisi ise yeni belediyeler ekledik ve AKP 22 yıllık iktidarı boyunca en büyük yenilgisini 31 Mart seçimlerinde almıştır. AKP gerilemektedir. Bu ittifak gerilemektedir. Bu ittifaktan, cumhur ittifakından, AKP’den medet uman kamu çalışanları, özellikle siz yolumuzu ikide bir kesen polisler, zannetmeyin ki bu devran size dönecek. Bu devran tersine dönüyor. Bu devran sizin işkence ettiğiniz halkın lehine dönüyor” dedi. 

‘KAYYUMUN ANAYASADA YERİ YOKTUR, ÇETEVARİ BİR YÖNETİMSİNİZ’

Bu devranın artık işçilerin, emekçilerin ve Kürtlerin lehine döndüğünü yineleyen Tülay Hatimoğulları, şöyle konuştu: “Seçim sonuçlarında halk size Kurdistan’da, Türkiye kentlerinde de tarihi bir ders vermiştir. Bu dersin sonuçlarını iyi değerlendiremeyen AKP, Erdoğan ve Bahçeli şunu iyi bilmeli ki, önümüzdeki seçimlerde siz tabela partisi olacaksınız. Zaten tabela partisi olmaya doğru hızlı adım atıyorsunuz. Çünkü zalimsiniz çünkü adaletsiz, 82 askeri anayasasını dahi uygulamayan çetevari bir yönetimsiniz. Yasalar çiğneniyor. Bakın kayyuma, TC anayasasında bir karşılığı yoktur. Kayyum yasal değildir. Kayyum adeta çetevari açık faşizm, açık otoriter rejimin padişahların, krallıkların döneminde dahi icra edilemeyecek kadar antidemokratik bir uygulamadır. Çünkü halk seçiyor belediye başkanlarını, belediye eş başkanlarımızı halk seçti. Kayyuma rağmen seçti. Gönderdikleri asker ve polis seçmenlerine rağmen seçti.” 

‘YURTTAŞ DEVLETİ NASIL CİDDİYE ALSIN?’

 İktidarın 10 binlerce asker seçmeni AKP kayyum rejiminin bir devamı olarak seçim döneminde dışarıdan getirip oy kullandırdığına değinen Tülay Hatimoğulları, Colemêrg halkının askere polise rağmen iradesini DEM Parti’den yana kullandığını ifade etti. Akış’ın halkın iradesi olduğunun altını çizen Tülay Hatimoğulları, “Mehmet Akış, görevden alındığı zaman yerine kayyum atandığı zaman, daha hakkında mahkeme kararı bile yoktu. Tıpkı Soylu’nun o çetevari yönetim tarzı gibi, ‘önce işi yapın, kanun arkadan gelir’ misali hukuksuzluğun, kanunsuzluğun içinde bir kanunsuzluk daha yapmışlardır. Ve bu imzayı atan kimse, emin olun ki yargılanacaktır. Sadece halka hesap vermeyecek, yargı önünde de hesap verecekler. Ve 10 sene sonra bir davayı yeniden diriltilerek daha hakkında karar olmadığı halde valiyi kayyum olarak atıyorlar. Aynı şeyi biz Wan’da yaşadık. Wan’da Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanımız sevgili Abdullah Zeydan’a memnu haklarını verdikleri halde, resmi bir imza olduğu halde sanki o imza yokmuş gibi devlet kendini yalanlıyor. Devlet kendi kağıdını ciddiye almıyor. Devletin ciddiye almadığı kağıdı yurttaş mı ciddiye alsın? Kendi yasasını ciddiye almayan devleti yurttaş nasıl ciddiye alsın. İşte bütün bunların tahribatını bu iktidarın kayyum rejimiyle hayata geçirmektedir. Şu bilinmelidir ki Mehmet Akış, Kürt halkının iradesidir.”

‘KÜRT’E SEN BENİM YURTTAŞIM DEĞİLSİN, DİYOR’

Kürt halkının kayyumlara, işkencelere, gözaltı ve tutuklamalara rağmen geri adım atmadığını sözlerine ekleyen Hatimoğulları, “Siz baskı yaptıkça halk daha çok bize sahip çıkmaktadır. Mehmet Sıddık Akış’a, Hakkari’ye ve DEM Parti’ye daha fazla sahip çıkmaktadır. DEM Parti burada, halk burada, kayyuma karşı halkın direnişi burada. Halkımız burada olmaya ve direnmeye devam edecek. Bugün AKP Kurdistan’da bir anket yaptırırsa, -ki biz seçim çalışmalarında bunu gayet açık bir şekilde gördük- atadıkları kayyuma kendi seçmeni bile razı değil. Atadıkları kayyumlar kentleri berbat bir hale getirmiştir. Yaptıkları tek şey, belediyenin ve yurttaşın hakkı olan para ve pulu çalmak, hizmet yapmamaktır. Çünkü Kürt’e seçme ve seçilme hakkını fazla görüyor. Çünkü Kürt’e diyor ki sen benim yurttaşım ve vatandaşım değilsin” diye konuştu. 

‘HER YERDE SONUNA KADAR DİRENECEĞİZ’

Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Bugün üçüncü kez kayyum atamayı hedefleyen, Hakkari’ye başlattıklarını Erdoğan’ın da verdiği mesajlardan anladığımız kadarıyla kimi yerlerde devam ettirmeye çalışacaklar. Ama şunu bilsinler ki bizler her yerde Hakkari’de, Wan’da, Amed’de, Mardin’de her yerde sonuna kadar direneceğiz. Kayyumcu anlayışa karşı direnmek, faşizme karşı mücadele etmek demektir. Bu mücadelede yalnız değiliz. Bu mücadelede Türkiye’deki birçok aydının, demokratın, Türkiye’de devrimcilerin, sosyalistlerin, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin siyaseten oldukça uzak olan siyasi partilerin desteğini almış durumdayız.”

‘AKP’NİN DEFTERİNİ HEP BERABER KAPATACAĞIZ’

AKP iktidarının devrinin kapandığını söyleyen Hatimoğulları, “AKP’nin defterini hep beraber kapatacağız. Türkiye’deki bütün kesimlerle. Kayyuma karşı demokrasiyi savunanlarla beraber AKP’nin defterini kapatacağız. Ve AKP, kayyum atayarak Türkiye’de erken dönemde elde edilmiş ve demokrasinin asgari koşulu olan seçme ve seçilme hakkını Kürdün elinden alarak demokrasiyi sadece toprağa gömmemiş demokrasinin üzerine beton dökmüştür. Biz o betonu dişimizle tırnağımızla sökeceğiz. Demokrasiye yepyeni bir hayat hep beraber vereceğiz. Türkiye ve Avrupa'daki bütün dostlarımızın kayyum konusundaki desteğini daha da büyümesi için direnişin kalesinden Wan’dan bir kez daha çağrımızı yineliyoruz. Direnişi büyütelim, kayyumları gönderelim, kayyum atamalarına izin vermeyelim. Hep beraber bu dayanışmayı büyütelim. Biz şuna inanıyoruz; dayanışarak, örgütlenerek, halkımızla birlikte, kitlemizle beraber biz kayyumlara geri adım attıracağız. Atamaları engelleyeceğiz” dedi.

Konuşmalar ardından DEM Parti binasına kadar slogan, alkış ve zılgıtlar eşliğinde yürüyüş yapıldı.