247 aktivistten Werişe Muradî için açıklama

İran ve Rojlihatê Kürdistanlı 247 kadın hakları savunucusu, Werişe Muradî'ye verilen idam cezasını kınadı ve herkese bu cezaya karşı tutum alma çağrısı yaptı.

WERIŞE MURADÎ


İran ve Rojhilatê Kürdistanlı 247 kadın hakları savunucusu, Doğu Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) üyesi Werişe Muradî’ye verilen idam cezasını kınamak için yazılı açıklama yaptı. 


İdam cezasının devletin kasıtlı öldürme eylemi olduğu belirtilen açıklamada, idam cezasının sadece Werişe Muradî’ye karşı değil, aynı zamanda son 100 yıldır gericilik ve faşizme karşı mücadelede öncü olan ve her zaman yönetici güçler tarafından kurban edilmiş tüm Kürt kadınlarına karşı verildiğine vurgu yapıldı. 

Açıklamada şöyle denildi: 

“Werişe Muradî Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlara dönük yürüttüğü mücadele nedeniyle İran İçişleri Bakanlığı’na bağlı güvenlik güçleri tarafından tutuklandı.Şimdi idam cezasına çarptırılmış durumda. Her an bu cezanın Yüksek Mahkeme tarafından onaylanıp uygulanması riski bulunuyor. Werişe Muradî, yıllarca Kürtlerin yaşadığı Doğu Kürdistan’ın Sine kentinde yoksul çocuklara dövüş sanatları olan kung fu eğitimi veriyordu. Ayrıca kadınlar ve öğrenciler için sivil toplum faaliyetlerinde bulunan bir aktivistti.

'ROJAVA'DA DAİŞ'E KARŞI SAVAŞTI'

Kürdistan Bölgesi’ne 2010 yılında giden Werişe Muradî, Doğu Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) içinde sosyal aktivitelerini, topluma dönük bilimsel araştırmalarını, eğitim ve Ortadoğu’daki kadın hareketleriyle dayanışma çalışmalarını sürdürdü. Werişe Muradî, 2014 yılında DAİŞ’in Şengal ve Rojava’ya saldırmasıyla birlikte DAİŞ’e karşı Kürt güçleriyle birlikte Rojava’da savaşa katıldı ve Kobanê’yi savunurken yaralandı. Kürdistanlı kadın aktivist Werişe Muradî, kadınların özgürlüğü için DAİŞ’e karşı savaşanların yanında yer aldı. Kobanê’deki savaşta ağır yaralanan Werişe Muradî, Kobanê’nin kurtuluşu sonrasında Suriye’deki Kürt bölgelerinde kadınların güçlendirilmesi ve farkındalık yaratılması konusunda önemli bir rol oynadı.

'SAVUNMA HAKKI TANINMADI'

Ardından sosyal çalışmalarına devam etmek için İran’a geldi. 1 Temmuz 2023 tarihinde üzerinde bir silah bile bulunmadığı halde güvenlik güçleri tarafından tutuklanan Werişe Muradî, 5 ay boyunca hücre hapsinde tutularak fiziksel ve psikolojik baskılara maruz kaldı. Werişe Muradî, daha sonra devrim karşıtı mahkemelerde Hakim Ebul-Kasım Salavati tarafından kendisine ve avukatlarına savunma yapma hakkı tanınmadan isyan suçlamasıyla idama mahkûm edildi.

'MAHKEMEYE KATILMADI'

Werişe Muradî, 4 Ağustos tarihli duruşmaya Pexşen Ezîzî ve Şerife Muhammedi’ye verilen adaletsiz cezalara karşı protesto olarak mahkemeye katılmadı ve savunmasını yazılı olarak sundu. Werişe Muradî, savunmasında, 'DAİŞ başımızı kesiyor, İran İslam Cumhuriyeti ise bizi asıyor' ifadelerinde bulundu. Werişe Muradî, yaptığı bu son savunmanın ardından Evin Savcılığı 5. Şubesi tarafından İslam Ceza Kanunu’nun 288’inci maddesine dayanılarak isyanla suçlandı ve hakkında idam cezası verildi. Bu maddeye göre kendisine isnat edilen suçlamalardan dolayı bu kadar ağır bir cezayla karşı karşıya kalmaması gerekiyordu. İslam Ceza Kanunu’nun 288’inci maddesine göre, ‘Eğer isyan grubunun üyeleri çatışmadan önce tutuklanırsa, örgüt ve merkez var ise 3’üncü derece hapis cezası, eğer örgüt ve merkezi ortadan kalkmışsa 5’inci derece hapis cezası alırlar” diye belirtilmektedir. Ancak Hakim Ebul-Kasım Salavati, yasal bir temele dayanmadan ve yasal olmayan bir şekilde Werişe Muradî hakkında idam cezası verdi.

'İDAM CEZASINI KINIYORUZ'

Bu açıklamada imzası bulunanlar olarak her türlü idam cezasını kınıyoruz. Çünkü idam cezasının her durumda bir devletin kasıtlı öldürme eylemi olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca böyle bir hükmün sadece Werişe Muradî’ye karşı değil, aynı zamanda son 100 yıldır gericilik ve faşizme karşı mücadelede öncü olan ve her zaman yönetici güçler tarafından kurban edilmiş tüm Kürt kadınlarına karşı verildiğini belirtiyoruz.

'İNSANLIK DIŞI HÜKÜMLERE KARŞI ÇIKALIM'

Pexşan Ezizi ve Şerife Muhammedi için verilen idam cezalarını da kınıyor ve cezaevlerinde idam cezası almış 50’den fazla siyasi tutuklu ve binlerce uyuşturucu suçlusu tutukluya dikkat çekiyoruz. İdam cezalarının kaldırılmasını isteyen herkesi, kendi siyasi görüşlerinden bağımsız olarak bu insanlık dışı hükümlere karşı çıkmalarını ve bu cinayetlerin sessizce geçmesine izin vermemek için her türlü yolu kullanmaları çağrısında bulunuyoruz. Çünkü bu tür hükümlerle mücadele etmek toplumun her bir üyesinin birliğini ve dayanışmasını gerektirmektedir.”