8 Mart yürüyüşleri: Çürümüş düzeni yerle bir edip yenisini kuracağız"
Êlih ve Mêrdîn'deki 8 Mart eylemlerinde, "Üzgün değil, öfkeliyiz. İktidara öfkeliyiz. Çürümüş düzeni yerle bir edip yenisini kuracağız" mesajı verildi.
Êlih ve Mêrdîn'deki 8 Mart eylemlerinde, "Üzgün değil, öfkeliyiz. İktidara öfkeliyiz. Çürümüş düzeni yerle bir edip yenisini kuracağız" mesajı verildi.
HDP Kadın Meclisi'nin de dahil olduğu 8 Mart etkinlikleri birçok kentte gerçekleştiriliyor. Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran Êlih’te, Parti Sözcüsü Ebru GünayMêrdîn'deki yürüyüşlere katıldı.
Êlih’te Tevgera Jinen Azad (TJA) öncülüğünde Yılmaz Güney Parkı’nda bir araya gelen kadınlar, “Dem dema jin jiyan azadîyê ye” şiarıyla 4 yol kavşağında bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) il binasına doğru yürüyüş düzenlendi.
Başaran, Êlih'teki konuşmasında şunları söyledi:
"Bu sabah Êlih'te bir kadın yine boşanma aşamasında olduğu bir erkek tarafından katledildi. Bu ülkede her gün en az bir kadın, erkek şiddeti sonucunda katlediliyor. Onlarca kadın tacize ve tecavüze uğruyor. Bunlar münferit değil. Bunlar kendiliğinden gelişen taciz, tecavüz ve katliamlar değil.
Bu cinayetler, bu katliamlar, tacizler, tecavüzler, her defasında her alanda en yüksek şekilde ifade ettiğimiz gibi politiktir. Erkek egemen iktidarların yürüttüğü politikalar nedeniyle kadınlar her gün katlediliyor, tacize, tecavüze, mobinge uğruyor. Ama üzgün değil, öfkeliyiz. İktidara öfkeliyiz, yarattığı yıkıma, her gün bir kadın arkadaşımızın yaşamını yitirmesine, katledilmesine öfkeliyiz.
Biz sinmiyoruz! Çünkü çok net biliyoruz ki erkek egemen bu iktidar, rant politikalarıyla, talan politikalarıyla, savaş politikalarıyla, milliyetçi-tekçi politikalarıyla her gün biraz daha yaşam alanımızı daraltmaya çalışıyor. Kışkırttığı erkekler tarafından katlediliyoruz, yargısıyla hedef gösterilip dört duvar arasında rehin tutuluyoruz, özel savaş politikalarının hedefi haline getiriliyoruz, politik zeminden, demokratik siyasetten tasfiye edilmeye çalışılıyoruz. Şu anda yüzlerce kadın arkadaşımız, tam da bu tekçi, cinsiyetçi, militarist, talancı, rantçı, savaşçı iktidara karşı özgürlük mücadelesi yürüttüğü için cezaevlerinde. Selam olsun Ayşe Gökkanlara, Figen Yüksekdağlara, Sebahat Tuncellere. Buradan, Êlih'ten selam olsun dört duvar arasında mücadele etmekten vazgeçmeyen kadın arkadaşlarımıza.
Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe olabileceğinin mücadelesini veriyoruz.
'YÜZ BİNLER ENKAZDAYKEN İKTİDAR SAVAŞ PLANI YAPIYORDU'
Depremde enkazların altında yardım çığlıklarını yükseltenler de bu iktidarın politikaları nedeniyle yaşamlarını yitirdi. Doğal afetler her yerde oluyor; ama Türkiye’de selde, depremde, erkek şiddetinden, koronadan yaşamımızı yitiriyoruz. Dünyanın dört bir yanında felaketler oluyor; ama bu ülkede insanlar depremden değil, iktidar politikaları nedeniyle hayatını kaybetti. İlk günden itibaren bizler TJA, HDP Kadın Meclisi ve bütün kadın örtüleriyle beraber alandaydık. Biz gittiğimizde halkın ilk sorduğu şey “Devlet nerede?” oldu. O arada iktidar hesaplar yapıyordu, bu koşullarda bile. On binler, yüz binler enkaz altındayken bile bu iktidar hala savaş planları yapıyordu. On binler, yüz binler enkaz altından haykırırken, yardım isterken, iktidar felakete nasıl isim vereceğinin hesabını, toplantılarını yapıyordu. Sonunda buldular: Asrın felaketi!
Asrın felaketi AKP ve MHP iktidarının kendisidir.
Hala kadınların, insanların gidebileceği bir tuvalet yok. Banyolar yapılmamış. İnsanlar bu kış soğuğunda dışarıda kaldı. Toplu yaşam alanlarında çadır kentlerde kadınlar yaşamaya zorlanıyor. Ama biz biliyoruz ki toplu yaşam alanlarında kadınlar açısından güvenlik sağlanmazsa en büyük tehlikeye neden oluyor. Toplu yaşam alanları kadınların tacize, tecavüze uğramasına zemin hazırlıyor ama iktidar buna dair tek bir adım atmıyor. Reklam alanları var ama yaşam alanları yok. Kadınlara gittiğimizde halen kadınlar en temel ihtiyaçlarına, hijyen malzemelerine ulaşamıyor.
'SAVAŞ POLİTİKALARI İMRALI TECRİDİ İLE BAĞLANTILI'
İşte bu iktidarın yürüttüğü politikalar sadece yaşamlarımıza mal olmuyor, bir de güvenli alanlar yaratmayarak, bizim verdiğimiz vergileri uçaklara, mermiye kullanıyor, savaşa kullanıyor. Ülke kendi yaralarını sarmaya çalışırken, bu erkek egemen zihniyet Maxmur’da, Başur’da kaldırdığı uçakların ne kadar başarılı bir savaş yürüttüğünün reklamlarını yapıyor. İşte bize reva görülen yaşam budur. Gittiğimiz her yerde şunu net söyledik, bu savaş politikalarına karşı mücadele ettik, etmeye devam edeceğiz. Bu savaş politikalarının İmralı’da Sayın Öcalan’a karşı yürüttüğü tecrit politikalarıyla bağlantılı olduğunu, buna karşı onurlu bir barışın öncülüğünü kadınların yapacağını ifade ettik. Hiçbir güç bize geri attıramaz.
Bugün kadınların dayanışmayı büyüttüğü 8 Mart olacak. Hiç umutsuzluğa kapılmayın, hiç birimiz yalnız değiliz, biz varız, birlikte varız. Biz kadınlar kendi özgürlüğümüzü toplumun özgürlüğünü de sağlayacağız. Kadın özgürlükçü, ekolojik, eşit, adil bir düzeni hep beraber kuracağız. Komünal bir toplumu hep beraber kuracağız. Bu da yaşamını yitirenlere sözümüz olsun. Sözümüz olsun, hesap soracağız ve yeniyi kuracağız. Mücadelemizle bu çürümüş düzeni yerle bir edip yenisini kuracağız."
MÊRDÎN
8 Mart dolayısıyla Özgür Kadın Hareketi (Tevgere Jinên Azad -TJA) öncülüğünde Mêrdîn’de açıklama yapıldı. Kadınların Karayolları Parkı’nda gerçekleştirmek istediği yürüyüşe Valiliğin kadın etkinliği olduğu gerekçesiyle "izin verilmezken", kadınlar HDP İl binası önünde toplandı. HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay ve milletvekili Pero Dündar’ın da aralarında olduğu kadın, il binası önündeki yolu trafiğe kapatarak, pankart ve dövizler ile katledilen kadınların fotoğraflarını açtı. Kadınlar sık sık “Jin, jyan, azadî” ve “Bijî berxwedana zindana” sloganları attı.
TJA adına açıklama yapan Ayşe Bozan, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerle birlikte Kurdistan, Türkiye, Ortadoğu ve Avrupa ile dünyadaki örgütlü kadınların bir araya geldiğini, seferberlik ruhuyla hareket ettiğini söyledi.
GÜNAY: KADINLARI ERKEK-DEVLETE MUHTAÇ ETMEYECEĞİZ!
Ebru Günay ise şunları belirtti:
"Deprem büyük bir yıkıma sebep oldu; ama deprem aynı zamanda şunu gösterdi ki bu toplum ve kadınlar dayanışma ile ayakta. Toplum ve kadınlar mücadele ile yaralarını sarıyor, yaralarını sarmaya devam ediyor. Günlerce depremin olduğu her yerde devlet yoktu, Kızılay yoktu, AFAD yoktu ve insanların göz göre göre enkaz altında soğuktan donarak ölmesine göz yumdu. Devlet yoktu, AFAD yoktu, Kızılay yoktu ama kadınların dayanışması ve mücadelesi vardı. Kadın dayanışması sınır tanımadığı gibi felaketi de tanımadı.
Kadın arkadaşlarımızı hiçbir şekilde erkek-devlete muhtaç etmeyeceğiz.
Bizler depremin olduğu ilk andan itibaren alandaydık ve Mor TIR’larımızla her bir kadın arkadaşımızın ihtiyaçlarını karşıladık. Kadın arkadaşlarımızı hiçbir şekilde erkek-devlete muhtaç etmeyeceğiz. Her yerde kadınlarla dayanışacağız. Çünkü mor dayanışmamız bizi koruyor. Bakın bugün Mardin’deyiz, il binamızın önündeyiz ama normalde biz bu açıklamayı Karayolları Parkı önünde gerçekleştirecektik. Erkek devlet iktidar aklı hukuka aykırı bir biçimde valilik kararı ile Karayolları Parkı’na çıkmamızı engelledi. Buradan bir kez daha söylüyoruz; hiçbir kararınızı tanımıyoruz. Sizin hiçbir kararınız bizim “Jin, jiyan, azadî” dememizi engelleyemez. Sizin hiçbir kararınız bizim kadın mücadelemizi engelleyemez.
Jina’nın mücadelesi, Nagihan’ın hakikat arayışı bize yol gösterdi.
Biz inancımızla, kararlılıkla, bu engellerin her birini teker teker aşıp, bir özgür kadın geleceğini mutlaka ama mutlaka yaratacağız. Çünkü biliyoruz ki kadın özgürlük zamanıdır, zaman “Jin, jiyan, azadî” zamanıdır.
Bu felsefe ile bugün 8 Mart bizim için başlangıç. Bizler TJA’lı ve HDP’li kadınlar olarak, sesimizin ulaştığı, nefesimizin yettiği her yerde, “Jin, jiyan, azadî” demeye, erkek-devlet şiddetiyle mücadele etmeye, bir adım geri durmadan kadın mücadelesini büyütmeye çalışacağız. Çünkü zaman özgürlük zamanıdır, dem dema azadiya jinan e!"