2021’de demokratik modernite gerillacılığının sınandığını, yetersiz kalan yönlerinin tespit edilip güçlü yönlerinin derinleştirildiğini söyleyen YJA Star Merkez Karargah Komutanı Zozan Çewlik, “Demokratik modernite gerillacılığı olarak da adlandırdığımız bu savaş doktrininin tüm halklar, kadınlar ve sistem karşıtı güçler için temel perspektif olacağını düşünüyoruz” dedi.
Çewlik, devrimci halk savaşının sadece gerillanın yürüteceği bir savaş olmadığını da hatırlatarak, düşmanın ideolojik saldırılarla tasfiye etme planlarına karşı yürütülecek mücadelenin de daha fazla ideolojik içerikte ve zengin yöntemlerle kendini örgütleyen tarzda olması gerektiğini söyledi.
YJA Star Merkez Karargah Komutanı Zozan Çewlik ile yaptığımız söyleşinin 2’inci bölümü şöyle:
Gerillanın yeni dönemde demokratik modernite gerillacılığı ilkeleri temelinde geliştirdiği direnişten bahsettiniz. Bu dönem gerillacılığını 21. yüzyıl gerillacılığı olarak tanımlayabilir miyiz? Gerçekten özgürlük gerillasına kazandıran ne oldu?
Her çağın kendine has bir karakteri, bu karaktere denk örgütlenen kurumlaşmaları, yaşam ve ilişki tarzları vardır. Aynı zamanda çağın karakterine denk bir insan tipi de ortaya çıkmaktadır. 21. yüzyıl açısından da bu çağın karakteri ordu modellerine ve savaş tarzına da yansımıştır. Enformasyon çağı olarak da adlandırılan bu çağda iktidar güçleri bilginin her türlüsüne sahip çıkma ve bu bilgiyi insanların ihtiyaçları doğrultusunda değil de kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktadır. Bilgi sahibi olmak güç sahibi olmak demektir. 21. yüzyılda yürütülen savaşın bir boyutu dijital medya, internet savaşları, siber saldırılar olarak da adlandırılmaktadır. Eskiden savaş iki ya da daha fazla askeri güç arasında yürütülürdü. Ordular karşı karşıya gelirdi. Şimdi ise kapitalist modernist sistem tüm topluma karşı bir savaş açmış durumdadır. Bu yüzden orduların sayısı azaltılmış, güç mobilize edilmiş ve savaş asimetrik bir karakter kazanmıştır. Savaş sayı üstünlüğüne göre değil de niteliğe göre geliştirilmiştir. Yüksek teknolojiye ve istihbarata dayalı savaş tarzı esas alınmıştır. Özel savaş yöntemleri de çok etkili bir biçimde kullanılarak insanın fiziksel olarak öldürülmesinden ziyade ruhsal ve insanı insan yapan değerler bakımından öldürülmesi hedeflenmiştir. Modern savaşlar olarak da adlandırılan 21. yüzyıl savaşlarında savaşın askeri yanı da önemli olmakla birlikte esas bölümü algı operasyonlarıyla gerçekleştirilen dönemdir. Askeri yanı kısa sürede ve hızlı bir biçimde tamamlanmakta ve son aşamada son noktayı koymaktadır.
Gerillacılık ise ezilenlerin, halkların, küçük sayıdaki güçlerin kendilerinden sayıca ve teknolojik olarak daha üstün güçlere karşı geliştirdiği savaş tarzıdır. Bu tanım değerinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Halklar, kadınlar ve ezilenler 21. yüzyılda da gerilla savaş tarzını hegemon güçlere karşı yürütürlerse ancak başarı kazanırlar. Elbette bu çağın karakteri de dikkate alınarak gerillacılık kurallarında ve eylem tarzında yeniden yapılanmaya gitmeye gerek vardır. Mao’nun belirlediği gerillacılık ilkeleri kendi zamanı içerisinde ve kendi zamanının da dışına taşarak halklar için umut kaynağı olmuş ve birçok gerilla hareketi bu ilkelere dayanarak kendi gerilla hareketini geliştirmiştir. Hareketimiz de Vietnam ve Çin’deki gerilla hareketlerinden yola çıkarak kendi gerilla sistemini oluşturmuş, hareket ve eylem tarzını belirlemiştir. Ancak değişmeyenin aşılacağı ve zamanla yenileceği bir dönemden geçiyoruz. Gerilla örgütlenmesi esnek ve akışkan bir örgütlenmedir. Kendisini her an her koşula uyarlayabilmelidir.
Biz de uzun süredir yeniden yapılanmayı gündemimize almış bulunmaktayız. Bu yenilenme ve değişim ihtiyacını salt düşmanın yönelimlerinden kaynaklı duymadık. Geliştirdiğimiz yeni dönem gerillacılığı salt kendini savunma üzerinden geliştirilmiş bir gerillacılık değildir. Uzun süredir yapılan toplantılar, yürütülen tartışmalar ve görülen askeri eğitimlerle yeni bir gerillacılık doktrini oluşturuldu. Tabi, bunlar salt tartışmalarla sınırlı ya da belgelerde kalmadı. Özellikle 2021’de demokratik modernite gerillacılığı yıl pratiğinde sınandı, denendi, yetersiz kalan yönleri daha güçlü tespit edildi ve güçlü yönleri derinleştirildi. Demokratik modernite gerillacılığı olarak da adlandırdığımız bu savaş doktrininin tüm halklar, kadınlar ve sistem karşıtı güçler için temel perspektif olacağını düşünüyoruz. Bu yıl pratiğinde daha somut olarak da güçlü sonuçlar aldık. Özellikle görülen branş ve uzmanlaşma eğitimleriyle gerillacılıkta profesyonellik gelişti. Tim tarzı çok daha etkili bir biçimde uygulandı. Yine savaş tarihimizde bir ilk olarak tünel savaşları yeterli hazırlıklar ve bu savaş biçiminde tecrübelerimiz olmamasına rağmen düşmanı çözümsüz bıraktı. 2021’de demokratik modernite gerillacılığının pratiğinden çıkardığımız öğretici sonuçlar oldu. Pratikten çıkardığımız sonuçlar ışığında 2022’de zafer gerillacılığını oluşturabileceğimizi gördük. 2021’i demokratik modernite gerillacılığıyla zafere ulaşılacağı inancının güçlendiği ve umudun dirildiği bir yıl olarak da değerlendirilebiliriz. Özgürlük gerillasına kazandıran kendini yenilemesi, hata ve eksikliklerinden ders çıkarabilmesi, değişime açık olması ve dogmatizme düşmemesi olmuştur. Tabii Kürt sosyolojisinden kaynaklı ilk etapta değişmekte zorlandığımız, alışkanlıklarda ısrar eden ve kendine göre yaklaşımlar da oldu. Bu yaklaşımların sonuçları bizler için ağır da oldu, çünkü karşılığında bedeller verdik. Ancak gerilla yeniden yapılanma projesinde ikna oldu ve kendi gözleriyle de düşmanı bozguna uğrattığını gördü. Elbette bu başarılar sadece örgütlenme, eylem ve hareket tarzında yaşanan değişimlerle elde edilmedi. Bunlar önemli olmakla birlikte gerillayı yenilmez kılan onun ideolojik duruşudur. Tek kelimeyle ifadelendirirsek; Apoculuktur. En başta da Önderliğe, şehitlere ve yoldaşlarına olan bağlılığıdır. Gerillanın yenilmezliği, insanı insan yapan değerlere güçlü bağlılığından gelmektedir. Bir ideolojiye inanmış ve ölümüne o ideolojiye bağlanmış bir insandan daha güçlü hiçbir teknik yoktur. PKK, bunu başarmıştır.
Bu süreç, devrimci halk savaşında özgür kadın gerillacılığının geliştiği bir dönem oldu. Bu sürecin yarattığı kazanımları nasıl değerlendirebilirsiniz?
YJA Star gerillaları güçlü bir özgürlük mirasına ve birbirinden değerli soy değerlerine sahipler. Bugün gelişen özgürlük mücadelesini, özgür kadın gerillacılığını bizden öncekilerin emeklerinden, ödedikleri bedellerden, çektikleri acılardan ve yaşadıkları zorluklardan kopuk ele alamayız. Biz bugünümüzü Saralara, Bêrîtanlara, Zîlan ve Semalara borçluyuz. Onlar bizim yaşam ve savaş kaynağımızdır. Ortaya çıkan kadın kahramanlıkları, kadın emeği gerçekten çok önemlidir ve anlamlıdır. Kadın komutamız ve gerillalarımız, yürüttüğümüz tarihi ve stratejik savaşın sorumluluğunu üstlenmekten, komutanlığını yapmaktan geri durmadılar. Canlı, yaratıcı, üretken, akışkan ve dinamik bir katılımın sahibi oldular. Birçok alanımızda kadın arkadaşlar savaşın sorumluluğunu üstlendi, kadın aklıyla eylem planladı ve kendi öz gücüyle birçok yaratıcı eylemi gerçekleştirdi. YJA Star gerillalarımız, Zagroslar’da, Cilo Dağı’nın eteklerinde, Cudi’nin zirvelerinde, Dersim dağlarının doruklarında, Tendürek’in kırlarında, Botan’da, Amed’de, Metîna’da, Heftanîn’de, Xakurkê’de, Gever’de, Garzan’da ve Mêrdîn’de mevzilerini korudu; özgür yaşam çizgisine tutkuyla bağlı olduklarını pratikleriyle gösterdi. 2021, aynı zamanda bizler açısından devrimci halk savaşında özgür kadın gerillacılığının daha fazla somutluk kazandığı, eylemselleştiği, yaşam ve örgütlenme sisteminin oturtulduğu bir yıl oldu.
Bu kazanımlar elbette bedelsiz olmadı. Birbirinden değerli yoldaşlarımızı bu kavgada şehit verdik. Bu halkın en güzel kızlarını, en güzel oğullarını davamıza armağan ettik. Yürüttüğümüz onur ve özgürlük savaşında Nûjîn Koçer, Nûjîn Êrs, Hilal Goran, Diljîn Marya, Nuda Sason, Sozdar Qamişlo ve Şîlan Goyî arkadaş gibi yıllardır savaş içinde gelişen, gerillalaşan, komutanlaşan ve devrimci halk savaşına komutanlık yapan arkadaşlar şehit oldu. Bu yiğit kadınlar çağın tanrıçalarıdır. Çağın öz savunma tanrıçalarıdır. Tanrıça demek; yaratıcı, yapıcı, akışkan, sürükleyici ve toparlayıcı olmak demektir. Saydığımız bu özelliklerin çok daha fazlası bu yiğit Kürt kadınlarında vardır. Yine savaşımımızın şöyle bir gerçeği de var; savaş kendi komutanını kendisi yaratıyor. Önderliğimiz daha bundan on yıllar önce, savaşın müthiş yapıcı olduğu tespitini yapmıştı. İşte Adife Kanîreş, Veroz Ovacık, Eylem Zewkan, Sozdar Kerboran, Delal Muş arkadaşlar gibi genç olan ve aslında parti içinde çok uzun yıllar geçirmemiş olmalarına rağmen birçok arkadaşımızın savaş içerisindeki inisiyatifli duruşları, düşmana olan kin ve öfkeleri, onları düşmana vurdukları darbelerle erkenden komutanlaştırdı. Önderliğe, şehitlere, yoldaşlığa ve bunların ifadesi olarak kadın özgürlük çizgisine sonuna kadar inandılar ve bağlı kaldılar. Bu arkadaşlarda düşmanın her türlü yönelimine karşı direnme iradesini geliştiren PKK ve PAJK’ın militanlık ölçülerinin onlarda güçlü yaşanmasıydı. Yoldaşlık bağlılığının güçlülüğü kadar Önderlik ve Hareket üzerindeki imha konseptinin tehlikesinin ciddiyetini hissettiklerinden kendilerini bu saldırılar karşısında kalkan yaptılar. Bir ulusun kendini özgürlük esaslarında yeniden yaratma eyleminde, kadınların kendi kimlikleri ve iradeleriyle katılımı, o ulusun yenilmezliği ve başarısıdır. Kürdistan gerçekliğinde bu ortaya çıkmıştır. Özgür kadın gerillacılığının gelişimi ile birlikte, yeniden yapılanma projesi daha somut düşünce ve projeler geliştiren böyle bir boyut kazandı. Bu, kadın özgürlük mücadelesi açısından çok önemli bir gelişim olarak değerlendirilmesi gereken bir boyuttur.
Gelişmelerle birlikte geride kaldığımız ve halen aşmamız gereken boyutlar da vardır. Tarihin en zorlu ve karmaşık sorunlarından olan Kürt halkının özgürlük sorunu ve bunun daha da çetrefilli bir biçimiyle cinslerin özgürlük sorunu vardır. Oluşturmak istediğimiz özgür eş yaşam kültürü, bunun yaşam ve ilişki anlayışını bir geleneğe dönüştürme sorunu, sürekli ve yoğunlaşmış bir emeği ve mücadeleyi gerekli kılmaktadır. Bizler YJA Star gerillaları olarak tüm dünya kadınlarının umudu olma ve sistem karşıtı mücadelelerinde feyz alacakları bir direniş gerçeğini açığa çıkarmada, onun örgütlenme modelini geliştirmede ve yaygınlaştırmada son derece iddialıyız. Ancak henüz toplumdaki tüm kadınları erkek, devlet, ordu ve koca şiddetinden koruyabilecek, kadına geniş bir mücadele alternatifi oluşturabilecek, özgürlük soluğu haline gelebilecek alanlar yaratma konusunda yeterli düzeyi yaratamadık. Özgür kadın gerillacılığı boyutuyla verdiğimiz emeği daha sonuç alıcı, tüm kadınlara ulaşacak, güven ve umut kaynağı olarak ihtiyaçlarına hitap edecek tarzda öz savunma ağlarımızı yaygınlaştıramadık. Büyük ilerleme, gelişme ve kazanımlar olduğu elbette ki inkara gelmez. Ancak esas hedefimizi ve aşmamız gereken faşist sistem gerçekliğini ve örgütlenme düzeyini göz önüne getirdiğimizde yetersiz kaldığımızı görmekteyiz.
Genel olarak bu yılı eylemsellikleri ve açığa çıkan değerleri açısından somut bir bilanço olarak paylaşabilir misiniz?
YJA Star yıl bilançosunu yarattığı sonuçlar ve özü itibarıyla zaten dile getirdik. Ancak somut verilerle dile getirmek gerekirse şunları belirtebiliriz:
* Bu yılda şehit olan kadın arkadaş sayısı 114’tür.
* Esir kadın gerilla sayısı 5’tir.
* YJA Star güçlerimizin gerçekleştirdiği eylem sayısı 116’dır.
* 25’i sabotaj,
* 22’si suikast,
* 24’ü ağır silah,
* 13’ü özel silahlarla,
* 2’si sızma,
* 1’i saldırı,
* 1’i pusu,
* Diğerleri de termal, orta otomatik ve ferdi silahlarla yapılan eylemlerdir.
Bu eylemler sonucunda düşmana verdirilen zayiat da şu biçimdedir;
* Öldürülen asker sayısı 136.
* Cezalandırılan kontra sayısı 1, korucu sayısı 2’dir.
* Yaralı asker sayısı 38.
* İmha edilen Kirpi tipi araç sayısı 2’dir.
* İmha edilen Amorog tipi araç 1, Transit tipi araç 1, Reo tipi araç 1, kamyon 1’dir.
* Hedef alınan ve vurulan saldırı helikopteri sayısı 5’tir.
İmha edilen A4 silahı 4, mevzi sayısı 17, baz istasyonu 1, mobesse 1, drone 1, kepçe sayısı 1’dir.
YJA Star güçlerinin Ortadoğu ve evrensel anlamda kadınlar açısından yarattığı değerler var. Bu durum Kürdistan kadın özgürlük mücadelesinin geliştirdiği perspektifleri daha önemli kılıyor. Bu anlamda sizin yeni yıl açısından kadın mücadelesi temelinde kadınlara çağrınız, mesajınız nedir?
Yeni bir yıla girmemize sayılı günler kaldı. Öncelikle bu yeni yılı Önderliğimize, halkımıza, halklara ve kadınlara kutluyorum. Zindanlardaki özgürlük tutsaklarına sabır ve metanet dileyerek onları mutlaka o duvarlar arasından çıkaracağımıza inanmalarını belirtiyor, yeni yıllarını kutluyorum. Yeni yılın halklar ve kadınlar açısından özgürlük yılı olacağına dair inancımı belirtiyor, sistem karşısında mücadele yürüten tüm güçlere faşizme karşı mücadelede ortaklaşma çağrısında bulunuyorum.
Tabii bir yılı yenileştiren düşünce tarzımız, yıla bakış açımız, yüklediğimiz anlam ve kattığımız değerlerdir. Geçen yıl açısından geride bırakıp çözdüğümüz, aştığımız sorunlar olduğu kadar geride bırakamadıklarımız ve 2022’ye taşıdığımız gerçeklikler de var. 2021’de güçlerimizin çok büyük direnişler gerçekleştirdiği herkes tarafından kabul edilen bir hakikattir. Ancak bu direnişler, Önderlik ve Hareketimiz üzerindeki tehlikeyi tümden bertaraf etmedi.
Direnişin tek yönlü yürütülmemesi, siyasal, sosyal, diplomasi, kültür ve basın alanında da devrimci halk savaşının tek gündem haline getirilmesi başarı için kaçınılmazdır. Devrimci halk savaşı, sadece gerillanın yürüteceği bir savaş değildir. Yıl itibarıyla da bunun tartışmalarını çok fazla geliştirdik ve bu durum kısmi düzeyde de olsa aşıldı. Öncelikle bu saldırılar ideolojik saldırılardır ve bu ideolojik yayılmayı tasfiye planlarının merkezine koyduklarını ifade etmiştik. O halde bundan sonraki dönemde buna karşı yürüteceğimiz mücadelemiz de daha fazla ideolojik içerikte ve zengin yöntemlerle kendini örgütleyen tarzda olmalıdır. Sıradan yaklaşabileceğimiz herhangi bir süreci yaşamıyoruz. Bu nedenle mücadelemizin kazanımlarının verdiği güç, güven ve inançla yeni yıla daha iddialı girilmelidir.
Her şeyden önce Önderliğimizin durumu hala ciddiyetini korumaktadır. Önderliğin özgürlüğü ekseninde eylemsellikler geliştirmek sürecin en başat görevidir. Bu konuda sadece Kürt halkı ya da kadınları değil, Türkiyeli halklar, hatta dünya halkları ve kadınlar da mücadeleye katılmalıdır. İktidar odaklarının yozlaştırıcı politikaları güçlü bir biçimde teşhir edilmelidir. Kesinlikle taban örgütlülüklerimiz esas gündemler dahilinde örgütlenmeler yaratmalı, eylemlilikler gerçekleştirmelidir. Savaşı, işsizliği, yoksulluğu, fuhuşu, ajanlaştırmayı, uyuşturucuya bağımlı hale getirme politikalarını somut, yerinde ve zamanında teşhir etmeli ve buna alternatif yaklaşım hızla oturtulmalıdır. İnkarı ve kimliksizliği derinliğine ve sosyal alandaki değerlerimizi paramparça ederek, kirleterek gerçekleştirmeye çalışan bu politikaya asla izin vermemeliyiz. Bununla birlikte faşizmin gözü kara politikaları halkımızın ve kadınların da kendi güvenliğini mutlaka sağlama durumunu ortaya koymaktadır. Önderliğimizin bu konuda ciddi uyarıları vardır. Bu nedenle öz savunma bilincini geliştirmek kadar bunun araçlarını da oluşturmak, örgütlemek önem kazanmaktadır. Kadınlar ve halklar yaşamın her alanında örgütlenmelidir. Bu yıl itibarıyla 2021’de yarım kalan görevlerimizi tamamlamalı, yerine getiremediğimiz sorumluluklarımızı başarıyla yerine getirmeliyiz. Başta AKP-MHP faşizmi olmak üzere tüm faşist ve sömürgeci güçlere tarihin yenilgisini yaşatmalıyız.
2022’ye kesin başarı temelinde daha iddialı ve düşmanı Kürdistan’da mutlaka yenilgiye uğratma kararlılığıyla giriyoruz. Zaferin direnen özgürlük gerillasının, kadınların ve halkların olacağına inanıyoruz.