Êzidîleri DAİŞ’ten kurtaran kadın: Nefe Hubeyt

Tabqa’da yaşayan ve Arap olan Riyim Nefe Hubeyt, tüm korkusuna rağmen YPJ’den cesaret alarak 8 Êzidî kadını DAİŞ’in elinden kurtardığını söylüyor.

DAİŞ ortaya çıktığı süreçte, özellikle de Musul işgalinden itibaren yarattığı vahşeti çektiği videolarla yayarak ciddi bir korku oluşturdu. Birçok yeri de yarattığı bu korku sayesinde ele geçirdi. Suriye ve Irak gibi devlet orduları DAİŞ karşısında birçok yerden savaşmadan çekildi.

YPG, YPJ, QSD güçleri ise hiçbir desteğin olmadığı koşullarda Şengal’de Êzidîlerin yardımına koşarak, Kobanê’de DAİŞ’e karşı ilk darbeyi vurarak umudun ve cesaretin adı oldular. YPJ’nin mücadelesi en fazla Arap kadınlarını etkiledi. Korku gibi cesaret de yayıldı.

Birçok Arap kadın DAİŞ’in hakimiyetindeki alanlarda YPJ’ye yardım etti, DAİŞ’in kaçırıp köleleştirdiği Êzidî kadınların kurtarılmasında rol oynadı ve birçoğu da YPJ ve kadın çalışmalarına katıldı.

Riyim Nefe Hubeyt de Tabqa’da DAİŞ’in kaçırdığı Êzidî kadınlara el uzatıp YPJ ile onların kurtulmasını sağlayan bir Arap kadını. DAİŞ vahşetinin tanığı olan ve birebir yaşayan Riyim, 1 yıl içinde 8 Êzîdi kadını kölelikten kurtardı. Tüm korkularına rağmen kendisine bu cesareti YPJ’nin verdiğini belirten Riyim şehir özgürleştirdikten sonra "Tabqa Kadın Meclisi"nde görev aldı ve bugün de Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Kadın Konseyi çalışmalarında yer alıyor.

GİZLİCE 2 YIL ÜNİVERSİTEYE GİTTİ

Riyim Nefe Hubeyt, 29 yaşında Serekaniyeli bir Arap kadını. Küçük yaşta ailesiyle birlikte Tabqa’ya taşınır ve orada yaşar. 2011 yılında Suriye savaşını Tabqa’da yaşayan Riyim Nefe Hubeyt, 2013-2014 eğitim öğretim yılında Haseki Üniversitesi sınıf öğretmenliğine kaydolur. Fakat Riyim okuluna normal bir öğrenci gibi devam edemez. Hem Ahrar-Şam ve Cephet El Nusra’nın şehre hakim olduğu süreçte, hem de DAİŞ egemenliği döneminde gizlice sınav için Hasekê’ye gider. 3. sınıfa geçtiğinde artık yolların çok daha tehlikeli hale gelmiş olmasından dolayı okuluna devam edemez Riyim.

Riyim o süreci şöyle anlatıyor: "Ben okumayı çok istiyordum. Ailemin 4 çocuğundan tek sağlam olan bendim. Diğer 3 kardeşimde zihinsel engelliydi. Ailem bölgedeki ÖSO ve Nusra’nın baskılarına rağmen benim üniversiteye gitmemi kabul etti. Beni kırmak istemediler. Ben de 2 yıl boyunca tüm zorluklara rağmen okula devam etmeyi denedim. ÖSO sürecinde de DAİŞ sürecinde de kadınlara çok baskı vardı. Her ikisi de kadınları kara çarşaflara sokuyordu. Kadının görevi sadece eş olmaktı. Okula sınavlara her gidiş gelişimde siyah çarşafları giyer diğer sivillerin arasına karışırdım. Til Temir tarafına ulaştığımda kara çarşafı çıkarırdım. Orası YPG-YPJ bölgesiydi. Kendimi güvende ve özgür hissederdim. Ailem Tabqa’da olmasa o süreçte Tabqa’ya dönmezdim. 2 yıl okula gittikten sonra artık 2016’da okula gidemedim. Baskılar çok artmıştı ve DAİŞ yollarda daha fazla arama yapıyordu."

DAİŞ'TEN KAÇMAYA ÇALIŞAN ÊZİDÎ KADINLA TANIŞMA

Riyim Nefe Hubeyt, okulu bıraktıktan sonra ailesinin maddi durumunun kötü olması nedeniyle babasıyla birlikte bir özel bir internet evinde çalıştığını anlatıyor. Bu süreçte ilk olarak Êzidî kadınlarla tanışan Riyim onların yaşadığı acı ve trajediye duyarsız kalmaz.

2016’da Tabqa koalisyon uçakları tarafından vurulurken Riyim ve annesi sokakta bir kadın ve çocuğuyla karşılaşır. Riyim kadının yabancı bir DAİŞ’li olduğundan şüphelenir ve kadına yaklaşmaktan korkar. Annesinin kadının haline acıyarak yanına gittiğini anlatan Riyim kadınla kısa bir diyalogdan sonra onun bir DAİŞ’li değil, DAİŞ kurbanı bir Êzidî bir kadın olduğunu anladıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Kadın ve 8 yaşındaki kızıyla birlikte DAİŞ’ten kaçmıştı. Korku doluydu. Kadının adı Zorma’ydı, kızının adı da Zuhur’du.

Bize yaşadıklarını anlattı. Biz dinlemeye dayanamıyorduk. 2014’te diğer Şengalli Êzidîlerle birlikte o ve kızı DAİŞ tarafından kaçırılmıştı. Daha sonra birçok erkeğe satılmıştı. En son artık DAİŞ’in kızını ondan alıp satmak istemesi nedeniyle kaçtıklarını söyledi."

KORKU VE İNSANLIĞIMIZ ARASINA SIKIŞMIŞTIK

Zorma isimli Êzidî kadını ve kızını evlerinde sakladıklarını ama giderek yakalanma kaygılarının arttığını anlatan Riyim Nefe Hubeyt, bu süreçte yaşadığı duygu karmaşasını şöyle anlatıyor: "Ben çok korkuyordum. Yakalanırsak hem onlar, hem de ben ve ailem biterdik. Annem terzilik yaptığı için yanımıza gidip gelen çok oluyordu ve kadını görüp bizi ihbar edeceklerine ilişkin kaygım gün geçtikçe artıyordu.

DAİŞ’in vahşetini 2 yıldır yaşayıp görüyorduk. DAİŞ meydanda birçok insanın kafasını kesti ve bize izletti. Yine DAİŞ’in bir genci binanın tepesinden attığına tanık oldum. Adeta korkumuz ve insanlığımız arasına sıkışmıştık. Zurma ve diğer Êzidî kadınların yerinde biz de olabilirdik. Bunu düşünüyorduk ve ne kadar korksak da ‘Ona evimizden git’ diyemedik."

ZORMA VE KIZINI DAİŞ’TEN KURTARDILAR

Riyim evine aldığı Êzidî kadını kurtarabilmek için YPJ ile diyalog kurar ve bu diyalog kendisine bir güç kaynağı olur. Riyim bu süreçte bir kadın olarak kendindeki gücü ve cesareti gördüğünü ifade ederek Zorma'yı ve diğer Ezidî kadınları nasıl kurtardığını şöyle anlatıyor: "Zaman ilerledikçe DAİŞ’in baskıları artıyordu. DAİŞ Tabqa duvarlarına kaçan kadın ve kızının resimlerini asmıştı. Zorma’nın yanında Iraklı akrabalarına ait bir numara vardı. Onu aradık çıkmadı. Sonra kendimizi çaresiz hissettiğimiz bir süreçte Irak’taki akrabalarımız aklıma geldi. Onları aradık. Onlarda Zorma’nın akrabalarına ulaştılar.

Kısa süre sonra bizi Kobanê’den YPJ'li arkadaşlar aradı. Reqalı bir Arap kadının Zorma ve kızını almaya geleceğini söylediler. Ertesi gün kadın geldi ve onları götürdü. Zorma ve kızı yakalanmadan arkadaşların yanına gitti ve arkadaşlar onları akrabalarına ulaştırdı. Onların sağ salim yerlerine ulaştığını duyduğumuzda annem ve ben çok sevindik. Ağırlıkta Araplardan oluşan DAİŞ, biz Müslüman Araplara bile bu kadar zulüm yaparken Êzidî kardeşlerimiz ve kız kardeşlerimize yaptığı zulmün ağırlığını ve acısını hissedebiliyorduk."

YPJ İLE BİRLİKTE 7 ÊZİDÎ KADINI DAHA KURTARIR

 

Zorma ve kızını kurtarmasının ardından YPJ’lilerle bir diyaloğu gelişen Riyim, artık başka Êzidî kadınları kurtarmak için çalışmaya başlar. Riyim tüm korkularına rağmen Êzidî kadınlara el uzatmaktan geri durmaz. Bu cesareti YPJ’den aldığını ifade eden Riyim sözlerini şöyle sürdürüyor: "Arkadaşlar artık beni sürekli arıyorlardı. Onlarla iletişim kurduğumda ben de çok rahatlıyordum. DAİŞ’in yarattığı kafesten kurtulup bambaşka bir dünyaya gidiyordum. Bambaşka bir Riyim oluyordum. Her şeyi bırakıp görevimi başarmaya kilitleniyordum. Yakalansak hepimiz ölebilirdik ama onlara yardım etmesem vicdanım beni rahat bırakmazdı.

Arkadaşlar telefonda bana hep moral veriyorlardı. ‘Az kaldı biraz daha direnin Reqa’yı Tabqa’yı özgürleştireceğiz. Tabqa’da yeniden kadın sesleri, gülüşleri duyulacak’ diyorlardı. Bu bana çok moral veriyordu. Böyle 1 yıl boyunca arkadaşlara yardım ettim. 7 Êzidî kadını daha kurtardım. Arkadaşlar bana kadınların yerini söylüyor, gizli bir biçimde gidip onları alıyordum. Sonra Reqalı kadın gelip onları arkadaşlara ulaştırıyordu."

TABQA’NIN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİYLE YENİDEN DOĞDUK

Riyim 10 Mayıs 2017’de QSD güçleri tarafından özgürleştirilen Tabqa’da bekler YPJ’lileri. Tabqa'nın DAİŞ’ten kurtulmuş olduğunu ve kadın savaşçıları şehirde görmenin geleceğe dair umutlarını arttırdığını belirten Riyim Nefe Hubeyt, "DAİŞ ve ÖSO sürecinde birçok çirkinlik ve zulüm gördük. Ama QSD güçleri Reqa’yı özgürleştirdiğinden beri rahatız. Ben bunu bütün kalbimle söylüyorum. QSD ve Demokratik Özerk Yönetimin en temel özelliği kadına değer vermeleri ve kadınların haklarını ve özgürlüğünü savunmaları. Kadına her anlamda değer veriyorlar. Kadın siyasette, askerlikte vb. her alanda yer alıyor. Bu benim çok ilgimi çekti ve onlara gönülden bağlandım.

Ben ne rejimin ne de iç savaş başladıktan sonra Tabqa’yı hükmü altına alan ÖSO, Cephet El Nusra ve DAİŞ’in kadına değer verdiğini görmedim. ÖSO ve DAİŞ kadınların koşullarını daha ağırlaştırdı ve yaşanılmaz kıldı. O açıdan QSD ve Demokratik Özerk Yönetimi bünyesinde yaşamak bir Arap kadını olarak benim için çok değerli. Onlar sayesinde biz kadınlar olarak artık kendimizi değerli hissediyoruz ve giderek daha fazla kendi gücümüzü tanıyoruz" diyor.

KADIN ÇALIŞMALARINDA YERİNİ ALDI

Reqa özgürleştirilir özgürleştirilmez toplumsal çalışmalarda yerini alan Riyim, ilk olarak Tabqa Kadın Meclisi çalışmalarına katılır. Akademilerde kendisi gibi Tabqalı kadınlara eğitim verir. Hala Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Kadın Konseyi çalışmalarında yer alan Riyim Nefe Hubeyt, sözlerini şu şekilde noktalıyor: "Bugün demokratik özerk yönetim bünyesinde birçok Arap kadın yaşıyor, birçoğu çalışmalarda yer alıyor. YPJ’ye katılan birçok Arap kadını oldu.

Artık geleceğe daha umutlu bakıyoruz. Elbette toplumumuzda kadın boyutuyla ve demokratik boyutta daha çok gelişme kat edilmesi gerekiyor. Ama kadının bize anlatılandan daha fazlası olduğunu ve kendi gücümüzle neler yaratabileceğini fark ediyoruz. Geleceğimizi kendimiz yaratmaya çalışıyoruz. Bu nedenle de umutluyuz."