'İmralı'daki tecride karşı ortak ses olmalıyız'
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Kürt sorunu bu kadar krizde iken İmralı’da devam eden tecride karşı ortak ses olmamız gerekiyor” dedi.
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Kürt sorunu bu kadar krizde iken İmralı’da devam eden tecride karşı ortak ses olmamız gerekiyor” dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi’nin “Umutla yürür, isyanla büyür, direnişle kazanırız” şiarıyla Sancaktepe ilçesinde bulunan Dr.Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirdiği 13'üncü Kadın Konferansı DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu ve DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın konuşmalarıyla devam etti.
21’inci Yüzyılın kadın yüzyılı olduğunu belirten DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, “21’inci Yüzyılda kadınların, gençlerin, inançların, halkların isyanları var. Özellikle yüzyıllık bu süreç içerisinde ulus devletin kendisini inşa etmesi krizleri derinleştiren bir yerden oldu. Çünkü ulus devletle tekçiliği inşa etmek bir yönüyle kimlikleri, çokluğu, erkek egemenliği inşa etmek oluyor. Bu açından bizler 21’inci yüzyılı kadın yüzyılı olarak tanımlarken aynı zamanda farklılıkların da yüzyılı olduğunu söylüyoruz. İşte burada da HDK devreye giriyor. HDK kadın meclisleri tam da bu sıkışmışlığın içerisinde var olmanın ve örgütlenmenin önemini ortaya koyuyor” dedi.
Önder Apo'ya dönük tecridin kadın özgürlük mücadelesi açısından yansımalarına değinen Halide Türkoğlu, “Yakın bir zaman önce yapılan görüşmeye İmralı’dan bizlere bir selam geldi. Burada Sayın Öcalan’ın Kürt sorununun çözümündeki rolünü ve yeni yaşamı var ederken neler yapacağımızla tekrardan karşılaştık. Tecrit var olduğu sürece sorunlar çözülmüyor ve bu aynı zamanda her türlü gaspı meşru gören bir tecrit olduğunu gösteriyor. O açıdan tecridin kaldırılması biz kadınlar için de yeni dönemin hedefi olarak kendisi ortaya koyuyor. Çünkü bugün bir yönüyle İmralı’da tecrit altına alınmak istenen ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesi ama bu felsefe dünyanın her yerinde kendisi açığa çıkarıyor. Bu felsefe bugün nasıl evrenselse kadın mücadelesini de buradan feyz alarak birleşik mücadele haline getirmeyi bizlere gösteriyor. HDK’nin konferansı bu anlamda çok önemli. Baskı, savaş, erkek egemenliğinin kadın kırımının bu kadar sistematik hale getirdiği bir dönemde biz kadınlarda isyanın sorumluluklarını yerine getirmeli ve yeni yaşam modelini Ortadoğu’da nasıl birleşik mücadeleye getireceğimizin yollarını aramamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
İMRALI'DAKİ 'YASAK'A TEPKİ
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise salonda bulunan kadınları selamlayarak konuşmasına başladı. HDK paradigmasının gelinen aşamada tüm toplumda karşılık bulduğunu söyleyen Uçar, “Bu maya tuttu. Çünkü Türkiye’de siyasal mücadelenin en çok zorlandığı konulardan birisi de ortak mücadeleydi ve devlet halkları yan yana getirmeyerek kendi sistemini korumaya çalıştı. HDK bu noktada ortaya koyduğu fikriyatla bunu aştı ve bizim içinde rehber olmaya devam ediyor” dedi.
Günümüzde Üçüncü Dünya Savaşı’nın devrede olduğuna dikkat çeken Çiğdem Kılıçgün Uçar, söz konusu bu savaşla ki Kürt kazanımlarının pazarlık haline getirilmeye çalışıldığını vurguladı. Bu anlamda Önder Apo ile yapılan görüşme ve siyaseten son dönemde yapılan açıklamalara işaret eden Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Bugün açığa çıkan bu tablonun herhangi bir sürece evirildiğini söyleyemiyoruz. Evet, 43 ay sonra Sayın Öcalan bir görüşme gerçekleştirildi ama hemen ardından bugün yeni bir aile görüş yasağı verildi. Bunun adı yasa, demokrasi, kanun değil, Kürt halkını tanımıyoruz ve Kürt halkını ezmeye devam edeceğim demektir” diye belirtti.
“Kürt sorununda yüzyıllık inkar bu ülkeye ne kazandırdı” diye soran Çiğdem Kılıçgün Uçar, çözümün Kürt sorunu başta olmak üzere yaşanan sorunlarla yüzleşmekten geçtiğini söyledi. Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Yüzleşme çok kıymetli. Yüzleşme olmadan her sorun tekrar tekrar önümüze geliyor. HDK’nin kuruluşu ve paradigması tam da bunun içindir. Bir yandan devletçi yani erkek siyaseti kendisini dayatırken diğer yandan HDK bunun karşısında çok büyük bir alternatif yarattı. Çünkü devraldığımız mirasla attığımız adımla büyüyerek ilerledik. Cesareti kırıldığı andan itibaren toplum örgütsüz hale geliyor. Kürt sorunu bu kadar krizde iken İmralı’da devam eden tecride karşı ortak ses olmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Çiğdem Kılıçgün Uçar, sözlerini şöyle noktaladı: “Kadın mücadelesi umudunu hiç yitirmedi ve tüm baskılara ve zora rağmen kendisini örgütlemeye devam etti. Bakın saçımızın teli bir eylemdir. 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nde kadınların zılgıtları bir eylemdir. Bu kimlik çok direndi ve bugün hedefte. Neden? Çünkü sisteme karşı alternatif olarak gelişti. En kritik dönemdeyiz. Gerek hukuki gerek siyasal anlamda o kadar çok mirasımız var ki bundan sonra da bu öncülüğü devam ettirmemiz gerekiyor. Yolumuz açık olsun.”