İstanbul Sözleşmesi ve kadın cinayetleri İsveç'in gündeminde

İsveçli Milletvekili Amineh Kakabaveh, Türkiye'deki İstanbul Sözleşmesi tartışmalarını yazılı bir soru önergesiyle parlamento gündemine getirdi.

Türkiye ve Kürdistan'da büyük tartışmalara neden olan kadına yönelik artış gösteren şiddet ve AKP-MHP iktidarının Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi için yaptığı manevraları, İsveç Parlamentosu, medyası ve kamuoyunun da gündeminde.

'TÜRKİYE KAYGILANDIRIYOR'

Bağımsız Milletvekili Amineh Kakabaveh'in İstanbul Sözleşmesi ile ilgili sorularını yanıtlayan İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, İstanbul Sözleşmesi olarak adlandırılan sözleşmenin kadınlara yönelik şiddeti engellemeyi amaçladığını ve Türk yöneticilerin sözleşmeden çekilme yönünde yaptıkları açıklamaların kaygı verici olduğunu söyledi.

Linde, İsveç hükümetinin yayımladığı insan hakları raporunda Türkiye'deki gelişmeleri kaygıyla izlediklerini belirtti. Dışişleri Bakanı, insan hakları, demokrasi ve hukuk devletinin ilkelerine saygı gösterilmemesini, kadınlara yönelik ayrımcılığı ve cinsel temeldeki şiddeti gündeme getirdiklerini hatırlattı.

Linde, Avrupa Konseyi'nin İstanbul Sözleşmesi'nin kadınlara yönelik şiddetin engellenmesi ve evdeki şiddete karşı mücadele edilmesi için önemli bir araç olduğunu ve İsveç hükümetinin sözleşmenin pratikte uygulanması için çalışma yürüttüğünü söyledi.

Türkiye'nin sözleşmeden çekilmesi için yapılan açıklamaların kaygı verici olduğunu söyleyen Linde, "Türkiye'nin sözleşmeye bağlı kalması önemli. Açıklamaların Türkiye'de büyük tepkilere neden olduğunu ve sorunun kapsamlı bir tartışma konusu haline geldiğini saptayabiliyorum" dedi.

İsveç hükümetinin uluslararası platformlarda insan hakları ihlallerine dikkatleri çektiğini belirten Linde, "İsveç'in feminist dış politikasının amacı dışişlerinin her tarafta kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddete karşı mücadele etmesidir” şeklinde konuştu.

Linde, salgın sırasında Türkiye'de kadınlara yönelik artan şiddeti Avrupa Birliği'nde gündeme getirdiğini söyledi.

Linde, İsveç'in karşılıklı anlaşmalarla Türkiye'deki sivil toplum örgütleri, medya ve diğer dönüştürücü güçlere, özelikle de eşitlik ve kadın hakları için mücadele edenlere destek verdiğine vurgu yaptı.

KAKABAVEH: LİNDE AÇIKLAMAYI ÇOK ÖNCE YAPMALIYDI

Ancak Kakabaveh, Linde'nin önergesine verdiği cevabın tatmin edici olmadığını ve İsveç'in bugüne dek İstanbul Sözleşmesi hakkında açıklama yapmamasını büyük bir eksiklik olduğu söyledi.

ANF'ye konuşan Kakabaveh, feminist bir dış politika izlediğini iddia eden İsveç'in Dışişleri Bakanı Ann Linde'nin Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer hükümet yetkilileri İstanbul Sözleşmesi için olumsuz konuşurken sessiz kalmasının kabul edilemeyeceğini söyledi.

Linde'nin Avrupa Birliği ve uluslararası diğer platformlarda İstanbul Sözleşmesi'nin sadece Türkiye için değil tüm ülkeler için önemli olduğunu vurgulaması gerektiğini söyleyen Kakabaveh, "Ben Linde'nin cevabından hoşnut değilim. Dışişleri Bakanının Türk yetkililer İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme demeçleri verdikleri sırada ortaya çıkıp demeç veren yetkilileri eleştirmesi ve sözleşmeyi savunması gerekirdi. Linde'nin bu konuda konuşması için bir milletvekilinin konuyu parlamentonun gündemine getirmesini beklemesi gerekmezdi. Bu açıklamayı kamuoyuna çok önceleri yapmalıydı” dedi.

TT: TÜRKİYE'DE BU YIL 250 CİVARINDA KADIN KATLEDİLDİ

Haber ajansı TT de AKP iktidarı döneminde kadına yönelik artan şiddet ve kadın cinayetlerini ve Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden imzasını geri çekmek için yaptığı açıklamaları gündeme getirdi.

TT'nin abonelerine geçtiği haberde Türkiye'de katledilen kadınlarla ilgili özel bir istatistik tutulmadığına ancak kadın hakları aktivistlerine göre bu yıl şimdiye kadar çoğunluğu yakınları tarafından 250 civarında kadının katledildiğine değinildi.

Olof Palme Merkezi'nin Türkiye Bölümü Şefi Helin Şahin, koronavirüs sırasında özellikle evde kadınlara yönelik şiddetin artış gösterdiğini söyledi.

İstanbul Sözleşmesi'nin Avrupa'da kadınlara yönelik şiddetin engellenmesi için ilk bağlayıcı sözleşme olduğuna ve 9 yıl önce imzalandığında Türk devletinin ilk imzacı olmakla övündüğüne dikkat çekti.

İktidarın Erdoğan'da yoğunlaştığını belirten Şahin, "Olağanüstü hal hukuk devleti ilkelerinin içini boşalttı, şiddet meşrulaştırıldı ve AKP, LGBTİ hareketine karşı olan aşırı sağcı MHP ile ittifak yaptı” dedi.

'ŞAHİN: KADIN CİNAYETLERİ SORUŞTURULMUYOR'

Şahin, Türkiye'de kadın hareketinin güçlü olduğunu ve iyi örgütlendiğini söyledi. Hükümetin çalışma yürütmekte güçlük çeken LGBTİ+ hareketine yüklendiğini ve seçimler yaklaştığı için İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmaların yoğunlaştığını söyledi.

AKP-MHP'nin seçimler öncesi böylesi hassas ve temel sorunları ele almasının bir strateji olarak görülmesi gerektiğini söyleyen Şahin, "Onlar için aşırı dinci örgüt ve tarikatların desteklerini kazanmak önemli” dedi.

İstanbul Sözleşmesi ve ona bağlı çıkan yasaların Türkiye'deki kurum ve hukuk mekanizması tarafından uygulanmamasının önemli bir sinyal değeri olduğunu belirten Şahin, konuşmasının devamında şunları kaydetti.

"Sözleşme uygulanmıyor. Kadın cinayetleri soruşturulmuyor, suç işleme özgürlüğü büyük ve koruma mekanizmaları eksik. Bunlara rağmen sözleşme kadınlar ve LGBTİ bireyler için büyük bir korumadır. Türkiye'nin sözleşmeden çekileceğini sanmıyorum. Direniş büyük, hem ilerici hem de muhafazakar kadın hareketleri hayır diyor.”