Şiddet gören kadınlar duyulmadı
Kadınlar en çok kendi evlerinde tehdit altında. Bu doğrultuda zaten mevcut olan aile içi şiddet ve istismar, korona günlerinde evde daha çok zaman geçirilmesiyle birlikte artış gösterdi.
Kadınlar en çok kendi evlerinde tehdit altında. Bu doğrultuda zaten mevcut olan aile içi şiddet ve istismar, korona günlerinde evde daha çok zaman geçirilmesiyle birlikte artış gösterdi.
Korona salgını kapsamında ev kalınması gerektiği yönündeki telkinler bu süreçte çocuklarla birlikte kadınların yaşamlarını ciddi oranda etkiledi. Ev işi şiddetin artış gösterdiği bu süreçte kadın kurumları, yetkililerin önlem almadaki sorumsuzluğunu eleştiriyor.
Korona günlerinde evde kalmak zorunda kalan, toplumsal cinsiyet rollerinin en yoğun yaşatıldığı Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de bütün yük yine kadınlara bırakıldı. Çok sayıda kadın sivil toplum kurumu, yayınladıkları verilerle kadınların kendisine şiddet uygulayan erkeklerle bir anda uzun süreli aynı çatı içinde kalmaları, salgından ötürü bu durumun yaşandığı yanılgısına neden olduğunu belirtiyor. Mor Çatı’ya göre; salgın nedeniyle şiddet uygulayanla birlikte eve kapanan kadınlar, 24 saat boyunca ev içi şiddete maruz kalabildikleri bir sürece girdi. Ancak bu durum salgın öncesinde bu kadınların şiddete maruz kalmadıkları, şiddetin yeni başladığı anlamına gelmiyor.
HASTANEYE GÖTÜRÜLMÜYOR
Korona günlerinde şiddete maruz bırakılan kadınlar destek almak istedikleri devlet kurumlarından yeterli desteği görmüyor. Hükümet, salgın sürecinde de kadınların yaşadıkları sorunlara karşı ciddi önemler almadı. Bu durumu Mor Çatı, “Kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmalarının en ufak bir toplumsal olayda tek tek çöktüğünü izliyoruz” şeklinde yorumluyor. Kadın sivil toplum kurumlarına başvuran kadınlar, polislere yaptıkları şiddet başvurularında darp raporu almak için hastanelere götürülmediklerini bildirdi.
ÖZEL BİR ŞİDDET HATTI YOK
Kadınların salgına rağmen çocuklarla birlikte karakol karakol dolaştırıldığına şahit oluyoruz. Kadınların şikayet etmesi ya da şiddete karşı adım atması başlı başına zorlu bir süreç. Üstüne salgın tehdidi varken kadınları o kurumdan bir başkasına yollandıklarını; hiçbir çözüm sunmadan, alternatif yaratmadan veya görev ihmal ederek kadınları rahatlıkla geri çevirdiklerini öğreniyoruz. Kadına yönelik şiddet özelinde bir acil yardım hattı bulunmuyor. Onun yerine tüm dezavantajlı grupların sosyal destek ihtiyaçlarına cevap vermekle yükümlü bir hat var. Gerek kadın örgütleri, gerekse İstanbul Sözleşmesi’nin izleme mekanizması olan GREVIO’nun Türkiye değerlendirme raporu bu hatta dair ihtiyacı ortaya koymuş ve ALO 183’ün gerektiği gibi çalışmadığını tespit etti.
AVUKAT BAŞVURUSUNDA AZALMA
Salgın kapsamında, barolar, uzaktan çalışma ve dönüşümlü çalışma modeline geçtiler. Ancak bazı baroların adli yardım büroları tamamen kapalı, birkaç ilde ise büro personeli dönüşümlü olarak çalışıyor. Ulaşabildiğimiz büro personeli ve adli yardımdan sorumlu avukatlar, kadınlardan gelen başvuruların çok azaldığını, neredeyse hiç başvuru almadıklarını söyledi.
KADINLAR BAŞVURULARINI ERTELİYOR
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na (KCDP) göre kadınlar, koronavirüs nedeniyle hukuki süreç başlatmayı erteliyor. KCDP, “Şiddete uğradıkları ya da boşanmak istedikleri için bize ulaşan kadınlar, koronavirüsü salgınından dolayı resmi kurumlara başvurma, dava açma gibi haklarını kullanmayı ertelediklerini belirtiyorlar” dedi. KCDP, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ertelenen başvurular ve polislere gelen ihbarları dikkate almadıklarını unutarak bu süreçte kadınlara yönelik şiddettin azaldığına dair yaptığı açıklamaları, yeterli çalışma yapılmadığı yönünde yorumluyor.
SEHAYAT ENGELİ ETKİLEDİ
KCDP, kendilerine yapılan başvurularda kadınların 155, 183 acil hatlara ulaşamadıklarını söyledikleri aktarıyor. Şiddete uğradıkları evden ayrılarak şehir dışındaki yakınlarının yanına gitmek isteyen kadınlar, seyahat yasağı engeline takılıyor. KDCP, şunları ifade ediyor: “Bize ulaşan kadınlar şiddetten kurtulmak için evlerinden ayrılıp yakınlarının yanına gitmek isteseler de şehirler arası seyahat kısıtlaması nedeniyle gidemediklerini ifade ediyor. Korona günlerinde alınan sağlığı korumaya yönelik tedbirler kadınların haklarını kullanmalarının önünde engel oluşturmamalı, şehirler arası seyahat kısıtlaması nedeniyle kadınlar şiddete uğradıkları evlere dönmek zorunda bırakılmamalı ve gerekli izinlerin verilebilmesi için düzenlemeler acilen yapılmalıdır.”
KARŞILAŞILAN BAZI SORUNLAR
Şiddet gören kadınlar yaptıkları başvurularda karşılaştıkları sorunlardan birkaçı şu şekilde:
* Polis bize virüs var, her gün 15 20 kişi geliyor uzak durun kimin ne olduğunu bilmiyoruz dedi.
* Polis beni caydırmak istedi. ‘Şikâyetten vazgeç, evine git veya arkadaşına git, sığınaklar kapalı, sığınaklar daha kötü’ dedi.
* Gerek infaz yasasıyla gerekse başka sebeplerle cezaevinden tahliye edilen kadına yönelik şiddet faillerinin tahliye kararlarının kadınlara bildirilmiyor.
* STK’ların şiddet hattına başvuranlar şiddet görenlerden çok şiddete tanıklık edenler oldu. Korona günlerinde eğitime ara verilmesiyle yaşadıkları şehirden ailelerinin yanına dönen ve annelerinin şiddete uğramasına tanık olan üniversite öğrencileri STK’lara başvuruyor.
* Şiddeti her gün gözünün önünde görmeye dayanamayan öğrenciler, babaları yaşlı/hasta olduğu ya da gidecek yeri olmadığı düşünceleriyle korona döneminde şikayet etmekten çekiniyor.
* Kadınlar korona döneminde şikayet için karakola veya adliyeye, darp raporu için hastaneye ve sığınma evine gitmeye çekiniyorlar.