Şimdi yeşerme zamanı

Nagihanlar gelecek nesillere Kürdistan’dan dalga dalga yayılan Jin Jiyan Azadî sloganı ile sonsuza dek dünyanın kalbine özgürlük tohumlarını ekti. Şimdi yeşerme zamanı…

Var olmak zamana karşı yarış ya da bitimsiz bir koşudur. Bu koşuda galip gelebilmek için sürekli kendini anda yeniden var etmen gerekiyor. Bu ezeli yaşamın içinde kaybolan bir yolcu olmamak için mücadele azmini yükselterek ardıllarına bir miras bırakmalısın.

Sen de bu mücadele azmini göstererek, ülkenin kız ve oğullarına kendi yüreğinle ilmek ilmek işleyerek bıraktın sana devredilen özgürlük mirasını. Tıpkı  Saraların, Gurbetellilerin, Zilanların bize bıraktıkları miras gibi. Sen de devraldığın bu mirası omuzlayıp Xelikan’dan çıktığın bu yolda Süleymaniye’de 26 yılık bu uzun soluklu yürüyüşünü  büyüterek, geliştirerek ardıllarına devrettin. Tıpkı bir arının kendi peteğini büyük bir özveri ve titizlikle örmesi gibi. Sen de yürüdüğün bu uzun soluklu mücadelede gittiğin her Kürdistan bucağında dokunduğun her şeyde yer ettin.

Büyük bir azimle aşk ile yitik duyguların, gülüşlerin, seslerin, umutların yeniden hayat bulması yeşermesi için çalıştın.

Sen dünyanın herhangi bir yerinde ezilen, sömürülen, aşağılanan,  aç kalan çocuklar için, kadınlar için, insanlar için haykırdın.

İnancından, cinsinden, kimliğinden ötürü  ötekileştirilen herkesin sesi oldun.

Sen çürümüş erkek egemen zihniyetleri değiştirmek için

Sen yoksulluk içerisinde yaşam mücadelesi verirken evladına bir ayakkabı alamayan anne babanın çocuğuna olan utancını yerle bir etmek için

Sen sokakta çöp toplamaya mecbur bırakılarak geleceği elinden alınan çocukların geleceği için

Sen ekonominin ev yasası ve yaşam döngüsünü bozarak savaşlara hibe edilmesini engellemek için

Sen kapitalizmin toplum ve doğa  dengesini hiçe sayarak her gün kirlettiği ve katletti doğayı korumak için

Sen hiç durmadan ağlayan anaların gözyaşlarını dindirmek için

Sen daha iyi bir gelecek hayalini kuran öğrenciler ve tüm gençlerin kırılan hayalleri için

Sen sırf düşüncelerinden dolayı tutsak edilmiş aydın, yazar, sanatçı, gazeteci ve tüm insanların haklılığı için

Sen ülkeleri işgal ve savaşa maruz kaldığı için göç yollarında ölen insanların geriye dönüş umutları için

Sen sokaklarda korkmadan kendi dillerini, ezgilerini bağıra çağıra söyleyebilmeleri için

Sen hiçbir insanın kimliğinden dolayı öldürülmemesi için

Sen kadınların hasret kaldıkları, özlemini çektikleri özgür yaşama  kavuşabilmeleri için

Sen onurlu bir savaştan sonra oluşturulacak olan kalıcı bir barış için

Sen karanlıktan sonra doğacak olan aydınlık güneş ile gelecek özgür bir gelecek için hiç bıkmadan, usanmadan, yorulmadan, durmadan amansız bir mücadelenin öncüsü oldun.

Şimdi sıra bizde. Sözümüz var sana. Senin bıraktığın yolda bir an bile durmadan özgürlük mücadelesini geliştireceğiz.

Özgürlük ektikçe çoğalır. Özgürlük ekilebilir yeter ki yeşertebileceğimiz tohumlarımız olsun. Bir avuç iktidar sahiplerine karşı biz haklı ve inançlı kadınlar olarak çoğunluğuz ve bu özgürlük tohumlarını elimizde tutuyoruz. Şimdi onları dünyanın her yerinde ekip yeşertmenin tam zamanı.

Hadi şimdi tüm kadınlar ellerimizi birleştirip içimizdeki öfke selini serbest bırakalım. Yas tutmaya zamanımız yok. Yüreğimizin öfkesini sokağın çığlığına dönüştürelim. Tüm suskunları yanımıza alarak and içelim; biz kadınlar siz efendilere asla boyun eğip diz çökmeyeceğiz. Özgür bir gelecek için karanlık dünyanın tam ortasından ölümü ayakta karşılayarak size meydan okuyoruz.

Ve diyoruz ki; Nagihanlar gelecek nesillere Kürdistan’dan dalga dalga yayılan JIN JIYAN AZADÎ sloganı ile sonsuza dek dünyanın kalbine özgürlük tohumlarını ekti.

Şimdi yeşerme zamanı…