GÖRÜNTÜLÜ

Amedli kadınlar: Toplumda kadın bilinci büyütülmeli

Amedli kadınlar, erkek egemen zihniyetine karşı kadınların mücadele etmesi gerektiğini ifade ederek kadın bilincinin toplumda büyütülmesi gerektiğine vurgu yaptı.

KADIN MÜCADELESİ

Kadınlar, her yıl olduğu gibi bu yıl da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü karşılıyor. Kürdistan, Türkiye ve dünyada artan kadına yönelik şiddete karşı örgütlenmeyi büyüten kadınlar, bu yıl da “Jin, jiyan, Azadî” şiarıyla sokaklarda çalışmalarını sürdürüyor.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne ilişkin Amed'teki kadınlara ANF’nin mikrofonunu uzattık.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ GERİ GETİRİLMELİ’


Hasret Yorulmaz: Cezasızlık, insanların şiddet uygulamasına neden oluyor. Bir an önce İstanbul Sözleşmesi'nin geri getirilmesi gerekli. İstanbul Sözleşmesi, tam anlamıyla uygulandığı zaman kadın ve çocukları koruyan bir sözleşme. Türkiye, bu sözleşmeyi hiçbir zaman uygulamadı. Kadın ve çocuk hakları için kurultay kurulup bu alanda çalışma yürütülmeli. Kadınlar, her alanda birbirlerine destek çıkmalı ve birbirini korumalı. Özelikle Kadın Koruma Merkezleri’nin çoğaltılması lazım. Erkek egemen bir toplumda büyüdük ve bu toplumda yaşamaya devam ediyoruz. Böyle bir toplumda kadınların zorlanması çok normal. Bizim bir an önce bu zihniyeti değiştirmemiz lazım. Kadınlar olarak mücadele etmeliyiz. Erkek egemen toplumu yıkıp kadın bilincini büyütmeliyiz.

‘BU ÜLKEDE DİKTATÖRLÜK SÖZ KONUSU, KİMSENİN SÖZ HAKKI YOK’


Gülay Aktağ: Kadına yönelik şiddetin temelinde bir projenin var olduğunu düşünüyorum. Bunun arkasında çok büyük güçler var. Televizyon karşısında oturup maalesef sakin kalamıyoruz. Bir yanda kadınlar destekleniyor gibi görünürken diğer yandan çok şiddetli bir şekilde tahrik edici bir durum var. Bu nedenle, kadınlar korunuyor gibi görünürken, maalesef çok da zarar görüyor. Bunun artık bir çözümü olmalı. Bunun çok basit bir çözümü var ama yapmıyorlar. Kadına şiddet araştırılsın diyorlar, reddediliyor. Neden? Çünkü bütün bunlar bir proje. Bu ülkeyi içten içe yok etmeye çalışıyorlar, tamamen değiştirmeye çalışıyorlar. Maalesef şu anda Türkiye'de bir diktatörlük söz konusu ve tek adam rejimi olduğu için hiç kimsenin söz hakkı yok. Bütün güç onların elinde olduğu için kadınlar sömürülüyor.

‘KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNÜNE GEÇİLMİYOR’


İlknur Çoban: Kadına yönelik şiddet ve cinayetler bizleri korkutuyor. Bizim başımıza da bunlar gelebilir, bunun korkusuyla yaşıyoruz. Çocuklarımızı küçük yaştan itibaren düzgün bir şekilde eğitmemiz lazım. Çocuklarımıza doğru olanı aktardığımız takdirde, olumsuz şeylerin önüne bir nebze de olsa geçmiş olacağız. Ne zaman televizyonu açsak, bir kadın cinayetiyle karşılaşıyoruz. Bu gerçekten üzücü bir durum. Bunun önüne geçemiyoruz. Kadınlar bir dayak nesnesi değil.


Hayriye Seri: Günümüzde maalesef kadınlar şiddete maruz kalıyor. Kadınlar, toplumda güçsüz bireyler olarak görülüyor. Bütün kadınlar, kendi ayakları üstünde durup tek başına mücadele etmeli. Bu şekilde herkes kadınlara saygı duyar. Faillere verilen cezaların az olmasından kaynaklı, kadına yönelik şiddet her geçen gün artıyor.