HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, partisinin sosyal medya hesaplarından kadın gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Başaran, Türk iktidarının koronavirüsü fırsat olarak kullandığına dikkat çekerek, “Korona Virüsü kendisine fırsat olarak görüp, tarihe Korona Virüs fırsatçısı olarak geçmiştir” dedi.
Başarak, “Korona Virüs döneminde bir yandan 'evde kalın' çağrıları yaparken, kadınlar açısından özellikle evde kalma koşullarını yaratmayarak iktidar 'evde şiddetle kal, evde saldırıyla kal, evde aç kal' çağrısı yapmaktadır” diye ekledi.
AKP-MHP ittifakının “Kürt düşmanlığı, kadın düşmanlığı siyasetiyle kendi ajandasındaki gündemleri” devam ettirdiğine işaret eden Başaran, “Bununla birlikte 21 yıldır Sayın Öcalan üzerinde yürütülen tecrit Korona Virüs döneminde de kesintisiz bir biçimde uygulanmaya devam ediyor” diye belirtti.
Başaran, “Defalarca çağrı yapılmasına rağmen, cezaevlerindekilerin ama özellikle İmralı’da Sayın Öcalan’ın sağlık ve güvenliğinin Türkiye Kürt toplumu ve Türkiye barışı açısından büyük bir önem arz ettiği ifade edilmesine, bu tecridin derhal kaldırılarak Sayın Öcalan’ın sağlığıyla ilgili Türkiye kamuoyuna daha ciddi açıklama yapılması çağrısı yapılmasına rağmen maalesef iktidar yaklaşan tehlikeyi, oluşabilecek toplumsal ayrışmayı yok sayarak bu konuda herhangi bir adım atmama kararlılığını göstermeye devam ediyor” şeklinde konuştu.
Binlerce siyasi tutsağın cezaevlerinde ölüme terk edildiği tepkisinde bulunan Başaran, “Cezaevleri tamamen boşaltılana kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bu kararlılıkla Türkiye’nin ve Kürdistan’ın dört bir yanında kadın meclislerimiz açıklama gerçekleştirdiler” dedi.
“1 Mayıs haftasındayız” diyerek işçi ve emekçilerin maruz kaldığı sömürüye işaret eden Başaran, “Geçtiğimiz günlerde Meclis'ten geçen pakette işçiler, emekçiler, kadınlar yok sayıldı” diye belirti.
Özellikle kadın yoksulluğuna vurgu yapan Başaran, milyonlarca kadının işgücüne katılamadığına dikkat çekti.
Genç kadınlar arasındaki işsizliğe değinen Başaran, “Her 10 kadından sadece 2’si iş bulabiliyor, işsizliği atlatabiliyor. Sadece işgücüne katılmak yetmiyor malesef büyük bir çoğunluğu işgücüne katılsalar bile güvencesiz, yarı zamanlı ya da düşük ücretle çalışmaya zorlanıyorlar. Bu nedenle de kadınların çoğu bu salgın dönemi ile beraber ilk gözden çıkarılanlar oldu” diye konuştu.
İktidarıbn kadın işsizliğinin geldiği boyutu örtbas etmeye çalıştığını belirten Başaran, “Kadınlar çifte mesai ile daha ağır bir yükün altına girmek zorunda kalıyorlar, tabii bu kadarla da kalmıyor” diye kaydetti.
“Aslında Korona Virüs herkese eşit yaklaşmıyor. Korona Virüs kadını, emekçiyi, yoksulu ve mülteciyi daha fazla vuruyor” diyen Başaran, şunları ekledi: “Yine salgının ortaya çıkmasıyla beraber özellikle kadınların istihdam edildiği kafe, güzellik salonu, kuaför gibi istihdam alanlarının kapatılmasıyla birlikte buralarda çalışan kadınlar maalesef açlıkla ve yoksullukla yüzyüze kaldılar”
Ev içi kadın işçilerinin salgın nedeniyle işsiz olduğu ve temel beslenme ihtiyaçlarını bile karşılayamadığına vurgu yapan Başaran, sağlık çalışanlarının durumuna da dikkat çekti.
“Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlık ve sosyal hizmet alanında çalışan kişilerin %70’i kadın, bu sayı Türkiye’de %60” hatırlatmasında bulunan Başaran, “Sağlık çalışanları; hamile, yasal süt izni kullanan ve engellilerin izinleri iptal edildiği için daha büyük bir hak gaspı ile karşı karşıya kalıyorlar” dedi.
Başaran, “SES’in yaptığı araştırmada şimdiye kadar 5 binden fazla sağlık çalışanının enfekte olduğu, bu sayısının 8 bine kadar artacağı ifade ediliyor” diye ekledi.
“Tıpkı bütün alanlarda olduğu gibi sağlık alanında da kadınlar, eşit iş karşılığında, maalesef eşit ücret alamıyor” diyerek başka bir soruna da parmak basan Başaran, 1 Mayıs’ta mutlaka alanlarda olacaklarını kaydetti.
Mülteci kadınların durumuna da dikkat çekerek, bu mültecilerin iktidar tarafından çıkarılan savaşın sonucu olduğunu belirten Başaran, son olarak Meclis’in açılmasını istedi.