Bayram: İsyanımızı alanlarda büyüteceğiz

Jîna Emînî ve Nagihan Akarsel’in katledilmesinin isyan gerekçeleri olduğunu söyleyen TJA aktivisti Halime Bayram, "İsyanı alanlarda büyüteceğiz" dedi.

Dünyada yankı bulmaya devam eden kadın hareketlerinin direnişleri katliamlarla ve diğer sindirme politikalarıyla baskılanmaya çalışılıyor. Özellikle Kürt kadınlarına yönelik baskılar, her geçen gün artıyor. Son günlerde Tahran ve Süleymaniye’de iki Kürt kadını katledildi. İran’ın başkenti Tahran'da yaşayan ailesini ziyarete giden Jîna Emînî, saçının bir kısmı göründüğü gerekçesiyle ‘ahlak polisi' tarafından gözaltında işkenceye maruz kaldı. Aldığı darbeler nedeniyle hastaneye kaldırılan Emînî, tedavisinin üçüncü gününde yaşamını yitirdi.

Yine Jineoloji Araştırma Merkezi Üyesi ve Jineoloji dergisi editörü Akademisyen Nagihan Akarsel, Güney Kürdistan’ın Süleymaniye kentinde silahlı suikast ile hedef alınarak katledildi.

Kürt kadınlara yönelik bu saldırıların ve baskıların nedenlerini Tevgera Jinên Azad (Özgür Kadın Hareketi-TJA) aktivisti Halime Bayram değerlendirdi.

Bayram, kadınların, Jîna Emînî'nin İran’da katledilmesinin ardından despot bir erkek egemen rejime karşı isyanlarını yükselttiklerini belirtti. Gerçekleşen isyana kadınların ve toplumun tüm kesimlerinin dahil olmasının önemli olduğunu söyleyen Bayram, kadınların ortaya koyduğu bu direnişe sessiz kalınmamasının toplumsal direnişler için ayrı bir cesaret doğurduğunu kaydetti.

'İRAN VE ROJHILATLI KADINLAR SİSTEMİ REDDEDİYOR'

Bayram, İran ve Rojhilat'ta kadınlar öncülüğünde açığa çıkan söz konusu direnişin, kadınlar açısından hiçbir zaman erkek egemen sistemleri kabul etmediklerinin göstergesi olduğunu söyledi.

Kadınların, mevcut sistemlerle hiçbir zaman barışık olmadığını, boyun eğmediğini ve onlarla yaşamayı reddettiklerini bir daha ortaya koyduğunu vurgulayan Bayram, "Kadınların, direniş tarihleri boyunca aslında hep ayakta olan, isyanından vazgeçmeyen, makbul ve makul olan kimliği hiçbir zaman kabul etmeyen, günümüze kadar gelen kadın direngenliği tarihinden biliniyor. 21. yüzyılın kadın yüzyılı olacağı, kadınlar tarafından her alanda, her direnişte ve her isyanda kendi hakları için egemenlere karşı çıktıkları alanlarda sürekli haykıran kadın gerçekliğine baktığımızda, aslında durmayan bir kadın mücadelesi olduğunu çok net görmüş oluruz" dedi.

'ERKEK EGEMENLİĞİ PAMUK İPLİĞİNE BAĞLI'

Kadınların isyanlarını ve mücadele ağlarını örgütlenme haklarını alanlarda haykırmaktan vazgeçmeyeceklerini söyleyen Bayram, “Bu saatten sonra bu denli gelişen haklı mücadele direnişi, soluksuz ve her alanda devam edecek. Erkek egemen ideolojinin ömrü bu isyanla bir daha anlaşıldı ki pamuk ipliğine bağlı halde. Kürt Kadın Hareketinin var olma gerekçesi, kadın özgürlüğü esaslıdır. ‘Özgür kadınla özgür topluma’ felsefesiyle varlığını oluşturan, toplumsallaşan, çığ gibi büyüyen, bütün dünya kadınlarına ulaşmayı başarmış ve dünyanın herhangi bir yerinde bir kadının yaşadığı zulmü kendisine dert eden bir oluşumdur. Bugüne kadar katledilen hiçbir kadının ölümüne sessiz kalmamış, katledilen her bir kadının ölümünü isyanı olarak bilmiş, bununla kalmayıp kadın örgütlü mücadelesini büyüten noktada kendisini görmektedir” diye konuştu.

'KÜRT KADINLARI İSYANI BÜYÜTÜYOR'

Kürt Kadın Hareketi’nin Jîna Emînî'nin katledilmesiyle gelişen isyanının bütün dünyada kadınlar tarafından yankı bulduğunu ifade eden Bayram, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kürt Kadın Hareketi, bu katliamı bir isyan gerekçesi olarak görmektedir. Despot kadın düşmanı ulus devlet sistemlerini yerle yeksan etme kararlılığını kadınlarda görmektedir. Bu isyanı kadın mücadelesini, enternasyonal kadın mücadelesine evirerek, kadın mücadelesini dünyada büyütme kararlılığını bu isyanla bir daha yinelemektedir. Gelişen kadın isyanını selamlamakta, her bir kadının direnişini kendi direnişi olarak görmekte ve bu isyanda kendi payına düşen direnişi üstlenmektedir. Bu direnişi ve isyanı alanlarda büyütme halindedir.”

'KADIN BİLİMİ HEDEF ALINDI'

Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi ve Jineoloji Editörü Akademisyen Nagihan Akarsel’in 4 Ekim günü Süleymaniye'de MİT ve Güney Kürdistan hükümetinin işbirliğiyle alçakça ve faşist bir saldırıyla katledildiğini de hatırlatan Bayram, “Nagihan, Kürt ve kadın olma kimliğinden bağımsız ele alınamaz, alınmamalı. Nagihan, Jineoloji Araştırmaları Merkez üyesi, gazeteci, akademisyen, siyasetçiydi. Bütün bu değerli kimliklerinin yanı sıra en kutsal kimliği, kadın özgürlük mücadelesine adadığı yaşamıydı. Kürt kadını şahsında açığa çıkarılan kadın devrimi ve kadın bilimi mücadelesine ömrünü adayan Nagihan’a yapılan bu erkek işbirlikçi saldırı, en başta Kürt kadınının bilimine, mücadelesine, direngen ruhuna, yükselen direnişine yapılan bir saldırıdır. Bu saldırıyı sadece Kürt kadın hareketine yapılmış olarak görmemek gerekiyor. Nagihan şahsında kadın bilimi ve devriminin bugün dünya kadınlarına ulaşmış olması, bu zihinsel devrimin açığa çıkarılıp dünya kadın yaşam felsefesine dönüşmüş olması, erkek işbirlikçi sistemin bu devrime dönük bir suikasti olduğunu görmek gerekiyor” şeklinde konuştu.

'ÖFKEMİZİ DİRENİŞE ÇEVİRECEĞİZ'

TJA aktivisti Halime Bayram, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu acizleşmiş sistem şunu çok iyi bilmeli ki; Nagihan Akarsel fikriyatıyla, açığa çıkardığı kadın bilinciyle, bu bilinci bir mücadele ve direniş felsefesine dönüştürmesiyle, başta Ortadoğu kadınları/halkları ve tüm dünya kadınlarına yarattığı bu ışıkla, ölümsüzlüğünü ortaya koymuştur. Kadın direniş tarihi büyüdükçe, Nagihan Akarsel de büyüyecek ve üreten olmaktan alıkonulmuş olmayacaktır. Kürt kadınları, Nagihan’ın mücadelesini bıraktığı yerden devam ettirme ve bu öfkesini örgütlü direnişe çevirme sözü ve pratiği içinde olacaklardır. Nagihan ve Jîna isyan sebebimiz olmaya devam edecektir."