Kocaeli F Tipi Cezaevi’nde esir tutulan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ'ın kaleme aldığı "Yıkılacak Duvarlar" kitabı Kadıköy’de okuyucularla buluştu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Kadın Meclisi tarafından düzenlenen imza etkinliğine HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, HDP Milletvekilleri, MYK üyeleri ve Kadın örgütleri de katılarak destek verdi. Eğitim Sen 2 No'lu Şubesi'nde yapılan imza etkinliğe çok sayıda kişi katıldı.
Düzenlenen imza etkinliğinde söz alan yapılan HDP İstanbul İl Eş Başkanı Elif Bulut, bir arada örgütlü bir mücadele verdiklerini ifade etti. Yüksekdağ’ın verdiği mücadele iktidar için büyük bir tehlike arz ettiği için tutukladığını belirten Bulut, “Figen gibi birçok kadın arkadaşımız cezaevinde 4 duvar arasında olabilir ama gördüğünüz gibi bu arkadaşlarımız yazdıkları şeylerle bize gönderdikleri selamlarla bu tutsaklığın işlemediği gösterdiler” dedi.
Ardından BEKSAV emekçileri Yüksekdağ'ın yazdığı şiirleri okudu ve Kürtçe, Türkçe türküler seslendirdiler.
Daha sonra söz alan HDK Eş sözcüsü İdil Uğurlu, “Figen başkanın yazdığı şiirler yoğun bir emekle yazılmış bir şiir olmuş. Bu nedenle Figen başkanı kutluyorum. Bu vesileyle de Figen Yüksekdağ ve cezaevindeki bütün arkadaşlara sesleniyorum; mücadelesinin yürütücüleri bizleriz. Ve bu mücadeleyi yürütmeyi sürdüreceğiz” ifadelerin kullandı.
Buldan, Yüksekdağ’ın kitabında yer alan yazdığı “Taybet Ana” şiirini okuyarak konuşmasına başladı. Buldan, Yüksekdağ’ın cezaevinde rehin olarak tutulduğunu ifade ederek, “Arkadaşlarımız cezaevine girdikleri günden beri hiçbir zaman bizlerden kopmadılar. Yürekleri, gönülleri, kalemleri her daim bizlerle birlikte oldu. Zaman zaman bizlere hikayeler yazdılar, zaman zaman bizlere romanlar yazdılar şimdi de şiirleriyle aramızdalar. Sevgili Figen bu şiirle aslında Türkiye’yi, Türkiye’de yaşanan acıları kaleme almış. Her birimizin okuduğu şiir ayrı bir acı, her birimizin okuduğu şiirin sözleri ayrı bir trajedi. Hem Taybet Ana’nın hikayesi hem de 33 Düş Yolcusunun hikayesi ve Türkiye’deki gençlerin ve kadınların yaşadığı acıları bize Türkiye’nin gerçekliğini anlatıyor. Yüksekdağ cezaevine girmeden yaşanmıştı bütün bu acılar ancak o içeride iken bu acılar kat be kat katlanarak devam etti, hiç eksilmedi ve bitmedi. Biz Yüksekdağ’ı da Demirtaş’ı da Gülten Kışanak’ı da İdris Baluken’i de bizlere yazdıklarıyla bu mücadelenin içerisinde hep gördük. Yazmayan arkadaşlarımız bazen bize selam gönderdi, bazen öneri sundular, bazen eleştiri yaptılar bizleri güçlendirdiler. Biz biliyoruz ki onlar cezaevinde olsalar da bu mücadeleye katkıları çok büyüktür ve kıymetlidir” dedi.
Yıkılacak Duvarlar başlığının bile yapılması gerekenleri anlattığını belirten Buldan, “Evet, o duvarlar yıkılmalı. O duvarlar yıkılmalı ki Figen Yüksekdağl’ar, Selahattin Demirtaş’lar, Sebahat Tuncel’ler, Gülten Kışanak’lar, İdris Baluken’ler serbest kalmalı ve içimizde olmalı. İşte onlar özgür olana kadar da bizim mücadelemiz devam etmeli ve devam edecek. Ben bir kez daha Figen’e emeğine ve yüreğine sağlık diyorum. İyi ki varsın ve iyi ki bizimlesin diyorum. Şiir kitabı nedeniyle de bir kez daha buradan teşekkürlerimizi ve sevgilerimizi yolluyorum” diye konuştu.
Konuşmanın ardından Buldan, imza etkinliğine katılan kişilerin kitaplarını imzaladı.