Dürziler, 2023’te Süveyda’da Esad rejimine karşı başkaldırarak özerklik talebinde bulundu ve bu süre zarfında fiili olarak özerk bir bölge inşa etti. Baas rejimini deviren HTŞ yönetimine de özerklik taleplerini ilettiler. Esad rejimi döneminde olduğu gibi, başkaldırının öncülüğünü yine kadınlar yaptı ve HTŞ’nin gelişiyle de mücadelelerinden geri adım atmadı. HTŞ yönetiminin halkların çeşitliliğine karşı merkeziyetçi sistemini reddeden Süveydalı Dürzi kadın aktivistler Rochelle Junior ve Enas Naeem, ANF’ye konuştu.
ÖZGÜRLÜKLERİNİ SAĞLAMAK TEMEL AMAÇ
Süveyda halkının, özellikle 2023’te yaşanan ayaklanmaların ardından daha güçlü örgütlendiğine dikkat çeken Rochelle Junior, “Dürziler, Suriye’deki siyasi durumun değişmesi için kararlılıkla taleplerini dile getirmeye devam ediyor. Temel arayışları özgürlüklerini sağlamaktır. Esad rejimi döneminde Süveyda halkı, isyanlara destek veren özgür örgütler kurarak birçok etkinlik düzenledi” diye belirtti.
‘KADIN TEMSİLİYETİNİN OLMAMASI BÜYÜK BİR TEHDİT’
29 Ocak’ta ‘zafer’ adıyla düzenlenen konferansa atıfta bulunan Rochelle Junior, “Alınan kararlarda halkın ve özellikle kadınların temsili yok sayılmakta, bu da birçok kişide soru işaretlerine neden olmaktadır. Kadınların yokluğu, gelecekte kadın haklarına yönelik tehditlerin varlığını açıkça göstermektedir” dedi.
Hevrîn Xelef’in katilinin de konferansta yer almasına tepki gösteren Rochelle Junior şunları söyledi: “Hevrîn Xelef’in katilinin konferansta yer alması utanç verici bir durumdur. Bu tür platformlarda insanlık onurunu koruyan, sağduyulu ve ciddi isimlerin yer alması gerekir. Halk, kendisine ve kadınlara yönelik yapılan tüm ihlalleri açıkça reddetmelidir; zira bu ihlaller, insan hakları ihlalleri anlamına gelmektedir.”
‘KARAR SÜREÇLERİNE KATILMAK İÇİN MÜCADELEMİZ SÜRECEK’
HTŞ Sözcüsü Ubeyde Arnavut ve HTŞ Kadın İşleri Ofisi Başkanı Ayşe El Dibis’in, Süveyda kadınlarının kararlı tutumunu ve kadınların rolünü göz ardı etmelerine müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Rochelle Junior, “Süveyda’daki başkaldırılarda yer alanların çoğu kadındı. Kadınlar, karar alma süreçlerine katılmak için mücadelelerini sürdüreceklerdir” diye konuştu.
Dürzi kadınların Süveyda’da hem toplumsal hem de siyasal alanda örgütlenmede önemli bir rol oynadığını belirten Rochelle Junior, sözlerini şöyle sürdürdü: Dürzi kadınlar, Süveyda’daki kadınların yanında yer almış, özgür bir şekilde kurum ve kuruluşlarını inşa etmelerine destek sunmuştur.”
‘SURİYE’NİN HER BİR KENTİNDE JİNEOLOJİ MERKEZİ KURULMALI’
Kadınların daha güçlü örgütlenmeleri için Suriyeli kadınlar arasında kadın konfederasyonunun kurulması gerektiğine dikkat çeken Rochelle Junior, son olarak şunları söyledi: “Kadınların güçlendirilmesi ve örgütlenmesi amacıyla bir kadın konfederasyonu kurulmalı ve tüm kadınlar bu konfederasyon altında birleşmelidir. Suriyeli kadınların birliğini inşa etmeleri zorunludur; çünkü birlik olmadığında hak ihlalleri artmakta, ekonomik ve siyasi alanlarda kadına yönelik şiddet çoğalmaktadır. Bu nedenle tüm kadınların seslerini bir araya getirmesi gerekmektedir. Kadınlar, Suriye’nin her bir kentinde Jineoloji Araştırma Merkezleri kurmalı; herkes kadınlara saygı göstermelidir. Nitekim kadınlar mücadelelerinden vazgeçmeyecektir.”
‘ADEMİ MERKEZİYETÇİ SİSTEM İSTİYORUZ’
Enas Naeem, Süveyda halkının, yaşanan karmaşaya karşı siyasi, toplumsal ve askeri alanda kendilerini örgütlemek için en etkili yolları kullandıklarını hatırlatarak, “Baas rejiminin devrilmesinde Süveyda halkının ayaklanmasının da önemli bir rolü olduğunu unutmamak gerekir. Ancak, devletin kurulması ve anayasaya karşı olmadığımızı belirteyim. Başlangıçta onlara bunu belirttik. HTŞ ise bu durumu iyi biliyor fakat vaatlerinde bir ciddiyet göremedik. Bu vaatler ve hedefler, halkı geçici olarak susturmak amacı taşıyor. Bu süreçte, şehirde üs edinmeyi de gözetiyorlar. Bizler, ademi merkeziyetçi bir sisteme inandığımız için, bu durumun herkesin hakkı olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Ancak bu tutumumuz nedeniyle bölücülükle suçlanıyoruz” diye konuştu.
‘KONFERANS SAYGI İLKELERİNDEN UZAK’
Enas Naeem, Colani’nin kendi kendini cumhurbaşkanı olarak atamasına ilişkin de şu değerlendirmede bulundu: “Bu meselenin bir iktidar sorunu olduğunu düşünüyoruz; çünkü bir bireyin çevresiyle birlikte tüm iradeleri kapsaması mümkün değildir. Öte yandan düzenledikleri konferanslar, demokrasi ve topluma saygı ilkelerinden çok uzaktır. Bu tür etkinlikler, tek bir görüş ve tek bir dinin baskın olduğu, topluma ait görüşlerin göz ardı edildiği platformlar haline gelmiştir. Toplumun çeşitli görüşlerini önemsemeyen ve çok sayıda şehit veren bir halkın değerlerini yok sayan bu durum, ciddi bir sorun teşkil ediyor. Örneğin, şehit Hevrîn Xelef’in katillerinin konferansa katılması, kadınlara yönelik tutumlarını da gözler önüne seriyor. Bu konferansı insanlık adına bir buluşma olarak değerlendiremeyiz; zira Hevrîn Xelef’in katilinin konferansta yer alması, Kürt sorununu hiçe sayan bir yaklaşımdır.”
‘YENİ SURİYE, ÖZERK YÖNETİM MODELİYLE İNŞA EDİLMELİ’
Kadının iradesi, kararlılığı ve fedakarlığıyla örgütlenen bir toplumun yok edilemeyeceğine dikkat çeken Enas Naeem, “Kadınları sadece ev işleriyle sınırlayan ve onların haklarını ihlal etmeye yönelik tek taraflı bir bakış açısının farkındayız. Kadın hakları, insan haklarının sağlanmasıyla toplumda doğal olarak var olması gereken ve talep edilmesine gerek olmayan haklardır. Ayrıca Süveyda kadınları, tüm Suriyelilerle ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor” diye belirtti.
“Özerk Yönetim, Suriye’nin geleceği için en gerçekçi çözümdür” diyen Enas Naeem, sözlerini şöyle noktaladı: “Kuzey ve Doğu Suriye'deki başarılarından sonra, bu modelin Suriye’yi yeniden örgütleyebileceğine ve ülkenin inşasında herkesin haklarını koruyabileceğine inanıyoruz. Özerk Yönetim modeli, halklar arasında siyasi, toplumsal ve kültürel kaynaşmayı sağlayacak bir zemin sunmaktadır.”