Elif Bulut: İktidarlar kadına nefreti körüklüyor

İran’da kadınlara yapılan zulmün kanunlara dayandırıldığını, Türkiye’de ise aynı baskının görünmeyen tarzda yapıldığını belirten HDP Kadın Meclisi üyesi Elif Bulut, iktidarların da kadına olan nefreti körüklediğine işaret etti.

İktidarların, kadınları dizayn etme çabasının tüm dünyada aynı olduğunu ifade eden Bulut, Türkiye’de her gün üç kadının katledildiğini hatırlattı. Kadınların Rojava’da DAİŞ çetelerine karşı verdiği mücadeleyi hatırlatan Bulut, ‘İŞİD’e karşı en cesur direnişler ilk olarak kadınlar tarafından yapıldı’ dedi. 

İran’da ahlak polisi tarafından ‘kıyafet kurallarına uymadığı’ gerekçesiyle öldürülen Jîna Emînî için protestolar sürerken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi üyesi Elif Bulut, konuya ilişkin ANF’ye konuştu.

KADINLARI DİZAYN ETME ÇABASI

Erkek iktidarların kadınları baskıcı yöntemlerle yönetmeye çalıştığını ifade eden Bulut, şunları söyledi: “Başta Türkiye olmak üzere, İran gibi otoriter ülkelerin iktidarlarının, kadınları dizayn etme çabası var. İran’da rejim değişikliğinden sonra şeriat kurallarıyla, baskıcı bir yöntemle yapılıyor. Son yıllarda görece azaldıysa da, kılık kıyafete, yaşam tarzına, kadınların varlığını inkara kadar birçok sorun yaşanıyor. Sadece İran’da değil Türkiye’de, Ortadoğu’da, Avrupa’da her yerde erkekler iktidar aracı olarak üzerimizde, yaşam tarzımıza, çalışma hayatımıza, aile ilişkilerimize her şeyimize karşı baskı oluşturuyorlar. Bu, erkek iktidarların binlerce yıldır yöntemlerinden biridir. İran’da sadece bir kadının katledilmesi üzerine İran halkı durumu fark edip de ayağa kalkmış değil, binlerce insan katledildi. Bugün bile gösterilerde öldürülen 41 kişiden söz ediliyor ve buna rağmen insanlar sokağa çıkıyor. Ülkemizde de, öldürülmeyi, hapiste olmayı veya sürgünde yaşamak zorunda olmayı göze alarak, bu erkek sistemi değiştirmek için mücadele ediyoruz.”

TÜRKİYE’DE GÖRÜNMEYEN BASKI

İran ve Türkiye’deki kadınların temel sorunlarının aynı olduğuna dikkat çeken Bulut; “İran’da sadece kanunlarla, yani resmi olarak bunu yapıyorlar. Türkiye’de de kadınlara, görünmeyen bir baskıyla; mahalle baskısı, patron mobbingi, sokaklarda, otobüslerde taciz edilme riski var. Çocukluğumuzdan itibaren ‘sen kızsın düzgün otur’, ‘yüksek sesle konuşma’ gibi bir yetiştirme tarzıyla büyütülüyoruz. Buna karşı çıkarsanız asi, ahlaksız, kötü kadın olursunuz. Kadına olan bu nefreti besleyen bir iktidar da var. Dolayısıyla sürekli bu nefreti körüklüyor. Din kisvesi altında ‘alimler’ konuşmalar yapıyor, siyasetçiler konuşuyor. Bütün dertleri, kadın kaç yaşında doğurur, kaç çocuk doğurabilir, nasıl giyinir… Her gün bu ülkede en az 3 kadın katlediliyor” dedi. 

EN CESUR KADIN DİRENİŞİ ROJAVA’DA GERÇEKLEŞTİ

Bulut, Kürt kadınların Rojava’da DAİŞ çetelerine karşı verdiği mücadeleyi şu sözlerle anlattı: “Kadınlar cesur ve direngendir. Bunun en güçlü örneği de Rojava’daki kadın direnişi. Kadınların, cinsel şiddete, tacize uğradığı, satıldığı bir ortamda İŞİD’e karşı en cesur direnişler, ilk olarak kadınlar tarafından yapıldı. Bugün hala akıbetini bilmediğimiz binlerce Êzidî kadın var. Buna rağmen kadınlar her şeyi göze alarak orada bir hareket başlattılar. Biz, Rojava Kadın Devrimi derken, kadın öncülüğünde güçlendiği ve cesaretlendirdikleri için söylüyoruz. Bugün Afganistan’da kadınlar hala Taliban’a karşı bir yıldır, inanılmaz bir cesaretle direniyorlar.”

KADIN MÜCADELESİ YÜKSELİYOR

20 yıllık AKP iktidarında kadınların ağır bedeller de ödediğinin altını çizen Bulut; “AKP için makul ve makul olmayan kadınlar var. Makul olmayan kadın, AKP’ye karşı direnen, söz söyleyen ve mücadele eden kadınlardır. Din kisvesi altında, siyasal İslamı kullanarak toplumu ve kadını şekillendirmek isteyenlere karşı çıkan kadınlar, makul olmayan kadınlardır. Dolayısıyla inanılmaz bir öfkeyle karşılaşıyoruz. Birçok vekilimiz cezaevinde rehin olarak tutuluyor. Tutuklu kadın vekillere bambaşka bir davranış biçimi var. Aysel Tuğluk, Semra Güzel’in başına getirilenler, Leyla Güven’e verilen ceza gibi...”

HDP Kadın Meclisi Üyesi Elif Bulut, son olarak bütün baskıcı rejimlere rağmen tüm dünyada kadın mücadelesinin yükselerek devam ettiğini belirtti.