Ezda: Kadınlar ekonomiyi demokratikleştiriyor

Kongra STAR Ekonomi Alanı Koordinasyon Üyesi Dicle Ezda, kadınların, ekonominin toplumsallaştırıcı, demokratikleştiren faaliyetleriyle Rojava’da tarihsel bir rol oynadığını söyledi.

Kongra STAR Ekonomi Alanı Koordinasyon Üyesi Dicle Ezda, kadını doğrudan ekonomik güce kavuşturmaya ve bunu komünal kadın ekonomisi ile geliştirmeye çalıştıklarını belirterek, bunun tek yolunun da kadının üretim alanlarına ve ilişkilerine sahipliği olduğunu kaydetti. Dicle Ezda, kadın ekonomi pazarını örgütlemek; kadın üretim yerlerini açmak, ürettiği ürünleri kadın pazar yerlerini geliştirerek topluma aracısız ulaştırmak çabalarına dikkat çekti.

Kongra STAR Ekonomi Alanı Koordinasyon Üyesi Dicle Ezda, ANF’nin sorularını yanıtladı.

Devrim süreciyle beraber kadınlar ekonomi alanında nasıl bir rol üstleniyor?

Rojava kadın ekonomi çalışmaları iki temel politikaya dayanıyor;

* İşsizleştirilen, yoksullaştırılan ve üretim dışına atılan kadınları üretim gücüne kavuşturmak.

* Bunun için de kadını üretim ilişki ve araçlarının sahibi yapmak.

İşsizliği ve yoksulluğu, salt istihdam üzerinden ele alırsak kadını sadece işçileştiririz. Bizim amacımız kadını doğrudan ekonomik güce kavuşturmak ve bunu komünal kadın ekonomisi ile geliştirmektir. Bunun tek yolu da kadının üretim alanlarına ve ilişkilerine sahip olmasıdır. Yani kadın ekonomi pazarını örgütlemektir. Kadın üretim yerlerini açmak, ürettiği ürünleri kadın pazar yerlerini geliştirerek topluma aracısız ulaştırmak gibi bir politikamız var.

Egemen erkek tekeline karşı oluşan her özerk kadın ekonomi faaliyeti, ekonomiyi demokratikleştirir. Eşit ücret, eşit istihdam gibi konuları da eklediğimizde cinslerin ekonomide eşitliğinin sağlanması, kadınların ekonomik alanları ile ekonominin demokratize edildiği bir süreci yaşadığımızı belirtebiliriz. İktidarı evde ve ekonomi sahalarında azaltmak, kadın iş gücünü artırmak ekonomiyi toplumsallaştırmak demektir. Kadınlar ekonominin toplumsallaştırıcı, demokratikleştiren faaliyetleri ile Rojava’da tarihsel bir rol oynuyor.

Toplumsal kadın ekonomisi ve buna bağlı olarak kooperatif çalışmalarınız ne durumda?

Kadın kooperatifleri kapitalist ekonomiye karşı toplumsal ekonominin biricik yöntemidir. 22 kadın tarım kooperatifimiz bulunmaktadır. Beraberinde değişik konularda 18 kooperatifimiz var. Bu kooperatiflere toprak, iş araçlarını ve yerlerini biz temin ediyoruz, kadınlar emek gücüyle katılıyor. Elde ettikleri gelirleri emeğe göre eşit paylaşıyorlar. Kadın Ekonomi Komitesi’nin atölye, imalathaneleri, çiftliklerini kar amacı gözetmeden geliştiriyoruz. Bu yerlerin doğrudan kooperatif değil de dolaylı kooperatif olma yolunu seçmesinin nedeni de vasıflı ve vasıfsız emek arasında yaşanan ciddi açıkların istikrarlı katılımı engelliyor olmasıdır.

Komite burada bir nevi hakem heyeti gibi rol oynuyor. Gelirin adil emeğe göre eşit dağılımı ilkesini esas alıyoruz. Şu an kooperatiflerimiz kendi kendini yönetebilir düzeyi yakalamış durumda. Bu kooperatiflerimiz ve işletmelerimiz kendi ayakları üzerinde duruyor, hatta gelişerek güçleniyor ve kendi pazarını oluşturuyor. Bunlar çok zor imkanlar, çok büyük emek, muazzam direniş ve mücadele ile elde edilen sonuçlardır.

Türk devleti tarafından bazı alanlar işgal edildi. İşgalin toplumsal kadın ekonomisine etkisi ne oldu?

İşgal, kadın için tam bir trajedyadır. İşgalin demografiyi değiştirmesi ekonominin tümden kaybına ve büyük göç hareketlerine neden oldu. Mültecilik aynı zamanda ekonomisizleşmedir. Daha fazla yoksullaşma, daha fazla ucuz iş gücü olmaktır. İşgalin yıkımı en çok da ekonomide açığa çıkıyor; toplum ekonomisinin gasp ve talanı, mültecileşme ile ucuz iş gücü haline gelme, kapitalizmin en vahşi halidir. İnsan emeği, toplum ekonomisi yeniden sömürgeleştiriliyor. Bu ağır ekonomik kayıplar kadın bedeninin metalaşması, emeğinin değersizleştirilmesi, eve kapatılmasıyla sonuçlanıyor. En ucuz iş gücü göçertilen kadınların iş gücüdür. Gündelikçi emekçiler neredeyse sadece kadınlardan oluşmaktadır. Kadını bu tarz sömürüden korumak için tedbirler alıyoruz.

Kamplarda kadın ekonomisini geliştirme temelinde Serêkaniyê kadınlarını tarım kooperatifleri ile ekonomik güce kavuşturma planlamamız var. Şehba'da belli düzeyde kadın ekonomi çalışması yürütüldü, tarım kooperatifi çalışmaları başlatıldı. En önemlisi gündelik emekçilerin sömürüsünü engellemek için günlük ücret değerini belirlemek gerekiyor. Bunu iki yolla belirliyoruz;

* Özerk Yönetim ve kadın ekonomisine bağlı yerlerde ücretleri istikrarlı biçimde artırarak.

* Özel sektörlerde ucuz iş gücüne karşı mücadele etmek.

Esasta sorun özel sektörde yaşanıyor. Kendi toprağında mültecileşen kadınların ekonomik sorunları kısa sürede çözüm bulamayacak denli ağır. Önderliğin "savaş ve barış bir kadın sorunudur" tespitinin en can yakıcı anlamı burada kendini açığa vuruyor. İşgalin bitirilmesi, toprağına dönüş bu anlamda bir ekonomi olayıdır.

Geçtiğimiz günlerde konferansınız gerçekleşti. Konferansta hangi ana konulara dair tartışmalar gelişti ve ileriye dönük kararlarınız nelerdir?

Toplumsal yapılarımızda kadın ekonomisine karşı hala bir direnç var. Genellemeci ekonomi anlayışından çıkamama, kadın ekonomisini yeterince desteklemeyen durumlardır bunlar. Bir diğer sorunumuz da biz kadınların çalışmaları yeterince sisteme dönüştürmemiş olmasıdır. Bu anlamda Kuzey-Doğu Suriye ve Rojava'yı yeterli bir kadın ekonomi sistemine kavuşturma önceliğimizdir. Kadın ekonomisini Özerk Yönetim içinde bir bütçeye sahip olması, kadın emek sömürüsüne karşı yasaları çıkarmanın yetmediği, aynı zamanda somut takibe dayalı mücadelenin öne çıkarılması, kooperatiflerin geliştirilmesi, kadın ekonomi akademisinin enstitü biçiminde açılarak uzmanlaşmanın artırılması gibi önemli kararlar alındı.

En önemlisi de egemen erkek zihniyetinin ekonomi inşa çalışmalarını ataerkil kültüre dayalı geliştirme eğilimine karşı cins mücadelesinin geliştirilmesi tartışmalarıydı. Bu tartışma ve kararlaşmaların moral yarattığını gördük ve bu mücadeleyi geliştirecek önemli bir durumdur.